Gürel’in ifadeleri şu şekildeydi: “Şu son üç beş gündür ülkemizde neler oldu neler. Andımızın neresinden rahatsız olduğunu bir türlü açıklayamayan Cumhurbaşkanının atamalarıyla sonunda andımız yasaklandı.

İBB seçimlerini kaybetmeyi hala hazmedemeyen Cumhurbaşkanı, Gezi Parkı'nın mülkiyetini İBB' den alıp bir vakfa devrederek aklı sıra İstanbullulardan intikam aldı. Kadına şiddetin her gün arttığı ülkemizin Cumhurbaşkanı ilk olarak bizim imzaladığımız İstanbul Sözleşmesi'ni TBMM'nin haklarını da hiçe sayarak gecenin bir vakti aklına esti diye tek başına feshetti. Ekonomiden de herkesten çok anladığını zanneden diploması meçhul Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası başkanını yine değiştirdi. O kadar sık Merkez Bankası başkanı değiştiriliyor ki artık herkes yarın ben de Merkez Bankası başkanı olursam diye korkmaya başladı.

Erdoğan kendini kral sanıyor

Cumhuriyetten kısmi diktatörlüğe emin adımlarla geçiş sürecimizde Recep Tayyip Erdoğan artık kendini imparator veya kral sanmaktadır. Uluslararası hukuku ve anayasamızı bırakın tanımamayı bu kavramlardan intikam almak istercesine, pervasızca ‘ben böyle istiyorum, o yüzden böyle olacak’ yaklaşımıyla ülkemizi hem siyasal hem de ekonomik bir buhrana sürüklemektedir. Hiç kimsenin hiçbir konuda güvencesi kalmamıştır. Herkesin ve her şeyin kaderi Recep Tayyip Erdoğan'ın o geceki ruh haline bağlı hale gelmiştir.

“Erdoğan ‘kadınlarla erkekler yan yana yürüyemez’ diyebilir”

Tek adam bir gece uykusundan uyanıp; artık ‘bu ülkede hiç kimse evcil hayvan beslemeyecek’ diyebilir. Besleyenler vatan haini ilan edilebilir. Israr edenler Fetöcü diye damgalanabilir. Artık ‘bu ülkede kadınlarla erkeklerin sokakta yan yana yürümeleri aile yapımızı bozuyor’ diyebilir. Yan yana gezen kadın ve erkekler vatan haini ilan edilebilir. Israrla gezerlerse Fetöcü diye damgalanabilir. ‘İnternete girmek günahtır, örfümüze geleneğimizde yoktur. Ecdadımız internete hiç girmemiştir’ diyebilir. İnternete erişimi kapayabilir. Elma satan pazarcıları Apple'ın logosunu çağrıştırıyorlar diye vatan haini ilan edebilir. Yalova'nın elması meşhurdu diyenleri Fetöcü diye damgalayabilir. ‘Kanal İstanbul'u yapmak dinen farzdır’ deyip Ekrem İmamoğlu'nu dinsizlikle suçlayabilir. Osmangazi köprüsü geçiş fiyatlarını eleştirenleri Fetöcü diye damgalayabilir.”

Elbette şaşırmayız

Bunlar her an olabilir. Şaşırır mıyız? Elbette hayır. Süleyman Şah Türbesi'nin gezginliğini, sınırlarımızdan davul zurnalarla geçirilen ve ayaküstü mahkemelerle 30 saniyede affedilen teröristleri, andımızın yasaklanmasını, Atatürk'ün ders kitaplarından çıkarılmaya çalışılmasını görmemeye duymamaya çalışan MHP'li kardeşlerimiz şaşırırlar mı?

"Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı var"

Pazar artıklarından geçinmeye çalışanları, işsizlikten intihar edenleri, şiddetten ölen kadınları, gençlerimizin ülkeyi terk etmeyi hayal ettiklerini, birkaç yerden maaş alan partili kadroları, yalılarda oturup para içinde yüzen partili zenginleri, tüm devlet ihalelerini alan beşli çeteyi, kendi liderlerine de küfreden mafyanın salınmasını, paramızın Amerikan Parası karşısında neredeyse 8 kat değersizleştiğini görmemeye, duymamaya çalışan AKP'li kardeşlerimiz şaşırırlar mı? Elbette hayır.

Yani artık tüm bu saçmalık ve zırvalıklara ne yazık ki hiç kimsenin şaşırmadığı bir toplum haline geldik. Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ikilisi elbirliğiyle ülkeyi siyasal ve ekonomik bir batağa sürüklediler. Elbette bu düzen değişecek. İlk seçimlerde siyaseten alaşağı olacaklar. Neden biliyor musunuz? Çünkü zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı var. Ayrıca bu vatanda; Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi var.”