Mehmet Gürel yaptığı açıklamada:

‘’Bugün gibi hatırlıyorum. Duyduklarıma, televizyondan izlediklerime inanamamıştım. Nasıl olur da insan, hiç tanımadığı bir insanı öldürmeye çalışır diye düşünmüştüm, bulamamıştım. Nasıl olur da insan, kendisi gibi değil diye başkalarını yok etmeye çalışır diye düşünmüştüm, bulamamıştım. Normal bir insanı ne bir katile çevirir diye düşünmüştüm bulamamıştım.

Sadece farklılar diye 33 kişinin yakılmaya çalışıldığını izledim

Ben, 2 Temmuz 1993 yılında, üniversitedeyken, Sivas’taki Pir Sultan Abdal şenliklerine katılan 33 ozan ve yazarı, şeriatçı ve yobaz bir topluluk, kaldıkları Madımak Otelinin etrafını çevirip, oteli yakarak nasıl boğdular, öldürdüler, onu izledim. O topluluğun sloganlarını, naralarını, devletin olaya müdahale etmemesini izledim. 1993 yılında ben, gencecik bir üniversite öğrencisi iken, insanın insanı yakmaya çalışmasını izledim. Cehaletin ve dini duyguların nasıl bir cinayet aletine dönüştürüldüğünü izledim. Ben, on sekizimdeyken, bu ülkedeki bir katliamı izledim. Sadece bizim gibi dinci değiller diye, kendileri gibi değiller diye, farklı siyasi görüşteler diye, farklı mezheplerden diye, sadece farklılar diye 33 kişinin yakılmaya çalışıldığını izledim.” Bir canlıyı öldürmenin en büyük günahlardan biri kabul edildiği dinimizin” en koyu taraftarları biziz diyen bir grubun, insanları yakmaya çalıştığını izledim.

Suçlular bulundu mu?

Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta katledilen insanları anıyoruz da yapanları lanetliyoruz da ne oluyor? Bu insanlık suçlarının hesabı devlet tarafından soruluyor mu? Katliam suçunun zaman aşımı olur mu? Bizim ülkemizde oluyor. İzmir’deki olayın suçluları bulundu mu? Tabi ki hayır! Yalova’da daha iki yıl önce 5 alevi ailenin evleri işaretlendi. Suçlular bulundu mu? Tabi ki hayır!

1993 yılında 33 canımızı ve 2 otel görevlisini yakmaya çalışan ve onların boğularak ölmesini sağlayan, bu işte parmağı olan binlerce kişinin her birine sesleniyorum! Yaptım yanıma kar kaldı, nasıl da sıyrıldım işin içinden diye düşünen yüzlercesinden her birine! O yıllar da devleti yönetip hiçbir şey yapmadığı için sinsice gülümseyen her bir yetkiliye! İyi oldu, öldüler diye sırıtan her bir yobaza sesleniyorum! Yalova’da alevi ailelerin evlerine boyayla işaret koyan şerefsizlere sesleniyorum!

Sakın “kurtuldum ben bu işten” diye ümitlenmeyin, “unutmuşlardır” diye sevinmeyin gün gelecek hepinizden teker teker yaptıklarınızın hesabını soracağız. O gün gelecek. Hem de çok yakında!’’ şeklinde ifadelerde bulundu.

Melek’in kalbi artık Furkan’ın göğsünde atacak Melek’in kalbi artık Furkan’ın göğsünde atacak