Yalova Platformu yetkilileri düzenledikleri program ile seslerini duyurmaya çalıştılar.

Yetkililer tarafından yapılan açıklamada;

“Yalova Kimya Sanayi ( YALKİM) OSB 3 kez mahkeme kararlarıyla durdurulmuş olmasına rağmen yeni bir ÇED raporu hazırlayarak gene karşımıza çıkmış durumdadır.

“3 kez başardık, gene başaracağız”

Mahkemenin YALKİM i durdurma sebepleri olan depremsellik, deprem sonrası oluşabilecek tsunamiler, çevreye yaydığı zehirli gazların doğrudan Taşköprü üzerine gitmesi, sağlık koruma bandındaki sorunlar, tarım alanları ile ilgili olumsuzlukladır ve diğer eksiklikler. 3 kez durdurulan bu girişimi 4. kez karşımıza çıkaranlar acaba hangi soruna çare buldular; depreme mi, tsunamiye mi veya zehirli gazları Taşköprü üzerine taşıyan bölgenin meteorolojik koşullarına mı?  Bir takım ısmarlama raporlarla bu sorunların olmadığını kanıtlama çabalarının beyhude teşebbüsler olduğunu, kafayı kuma sokmakla eşdeğer olduğunu önümüzdeki mahkeme sürecinde görecekledir.

17 Ağustos 1999 Depremi’nde söz konusu OSB yapılanması içindeki tesislerden biri olan AKSA Fabrikasında meydana gelen zehirli kimyasal sızıntısını (Elyafın hammaddesi olarak tesiste depolanan Akrilonitril hammadde tanklarının depremde hasar görmesi sonucu sızmıştır) insanların yakınlarını enkaz altında bırakıp kaçmak zorunda bırakılmalarını unutmadık.   Bu depremden sonra bölgeden taşınması gündeme gelen kimya tesisi bölgeden taşınmak bir yana sürekli büyüme refleksi geliştirmiştir.  Karbon elyaf tesisi kurmuş, kömürlü termik santral inşa etmiş,  sürekli kapasite artışları yaparak depremselliği yüksek, deniz içindeki faylar sebebiyle tsunami riski bulunan, depremde yüzey kırıklarının oluştuğu, içinden kara yolu geçen, insan yerleşimlerinin bulunduğu bölgede devasa bir kimya sanayii oluşturmuş ve sürekli daha çok büyümek istemektedir. 

“Tehlikeyi bizler görüyoruz”

YALKIM OSB ilk kurulduğunda amaçlarının sadece mevcut kimya tesislerini ve kaynakları daha verimli kullanmak olduğunu, bu bağlamda tesislerde herhangi bir değişiklik yapılması planlanmamakta olduğunu yazan raporlar hala elimizdedir.  Ama gelinen nokta göstermektedir ki bu taahhüt daha şimdiden ihlal edilmiş (bakınız DowAKSA karbon elyaf kumaş dokuma tesisi, Hidrojen Peroksit tesis kapasite arttırır mı, vs.).  Bununla da kalınmamış, mahkemece defalarca durdurulan bu OSB girişimi, sanki hiçbir şey olmamış gibi OSB alanı içinde ruhsat vermeye, yatırım yapmaya ve diğer yatırımcılara çağrı yapmaya devam etmiştir.

Bu kimyasal aşkındaki tehlikeyi bizler görüyoruz.  Artık burada yapılanlar sağlıklı çevrede yaşam hakkımızın ötesinde doğrudan yaşam hakkımızı tehdit eder boyutlardadır.

Yalova halkına çağrımızdır,   gelin bu davaya katılın, hep birlikte mücadele edersek karşımızda hiçbir güç duramaz.  Davayı daha önce kazandık, yine kazanacağız.” İfadelerine yer verildi.