Her kese lazım olan ahlak...

Ahlak güzel, iyi, hoş huy, davranış; herkesin kabul edeceği hoş davranışlar dizisidir. Ahlak kuralları genel kabul gören davranışlardır. Değişik din ve milletlerde farklılıklar olsa bile birçok kural ortaktır.

Yalan konuşmak, hırsızlık yapmak, küfürbazlık, kabalık, kandırmak, alay etmek gibi davranışlar her toplumda kötüdür.
Saygılı olmak, sevigiyle yaklaşmak, yardımseverlik, doğruluk, güvenirlik, emin olmak gibi davranışlar da toplumlarda hoş görülür ve kıymetlidir bu davranışlar.
Demek ki her toplum bu tür genel geçer kuralları değerli bulur. Ancak bu kurallara değer verdiğini söyleyen toplumlar bazen devlet eliyle, bazen ailenin eğitimiyle, bazen toplumdaki şartların baskısıyla bu güzel huyların değiştiğini, kabul gördüğünü, hatta takdir edildiğini de görürüz.
Mesela fikir hürriyeti olmayan bir yerde, insan fikrini söylediğinde alay ediliyor, hakaret görüyor, baskı altında kalıyorsa, ikiyüzlü ve yalancılığa yönelir. Emin olduğu yerde fikrini söyler, olmadığı yerde yalan konuşur.
Eski yunanlarda hırsızlık bir cesaret ölçüsü olmuştu. Hırsızlık yapamayan gençlere evini geçindiremez düşüncesiyle kız verilmezdi. Orada hırsızlık revaç kazanmış, cesaret ve geçim kaynağı sayılmıştı.
Aslında ahlak kuralları toplumsal yaşanırsa değer bulur, o toplum müreffeh olur, huzur bulur. Toplumun bu kuralları esnetir, laçkalaştırırsa bireyler de bozulur ve bu yapıdan uzaklaşır. Bu ise toplumdaki tüm dengeleri bozar.
100 yıl önce ülkemizdeki ahlak yapısı ve sosyal hayattaki huzurla bu günü kıyasladığımızda hiçbir denge kuramayacak kadar değişim yaşadığımızı görmekteyiz toplum olarak.
Artık çok ahlaklı olmak, saflık ve uyanık olmama olarak algılanıyor. Dürüst olursanız ezilirsiniz, doğru konuşursanız arkadaşlarınızı komşularınızı, iş arkadaşlarınızı kaybedersiniz. Argo ve küfürlü konuşmazsanız bir çok ortamda barınamazsınız. Hırsızlığın tanımı ve ölçüsü sınırsız hale gelmiş, bu açık gözlülük ve beceri olarak algılanır duruma gelmiştir.
Sonuçta şunu söylemek gerekir. Toplumları ayakta tutan; polis, asker, silah, ceza kanunları, bekçi gibi güçler asla değildir. Toplumu ahlak ayakta tutar. Polisiye tedbirleri daha çok dış düşmanları bertaraf etmek için iş görmelidir.
Ahlak kurallarını yaşayan toplumlarda her şey yerli yerinde yürüyeceği için bu yaptırımlara insan vicdanı engel olur. Her birey başına bir ahlaklı polis dikseniz de onun göremeyeceği suçlar yine işlenecektir.
Bu nedenle ülkemizde ve İslam alemindeki ahlak savrulmaları yeniden inşa edilmeli ve düzeltilmelidir. Toplumumuz ancak bu şekilde hayat ve huzur bulur. Vesselam…