Psikolojide “yeniden yapılanma” dediğimiz bir süreç vardır. İnsan, yaşadığı her kırılmadan sonra kendini sessizce toparlayan bir mekanizmaya sahiptir. Beyin ve ruh, tıpkı doğa gibi, kendi döngüsünü tamamlar. Acı ilk anda keskin bir bıçak gibidir; ama zamanla şekil değiştirir, anlamı dönüşür. Yasın her evresi aslında insanın yeniden doğmaya hazırlanışıdır.
Bazen danışanlarım “Bir daha toparlanabilir miyim?” diye sorar. O an onlara hep aynı gerçeği hatırlatırım:
İnsan, sandığından çok daha dayanıklıdır.
En karanlık geceyi bile sabahın ışığı bozar; ruh da aynı yasayı izler.
Kaybettiğimiz her şey, bize kendimizi yeniden kurma fırsatı verir. Kış, toprağı dondurur ama aynı zamanda tohumu da saklar. O tohum, görünmez bir yerde sessizce güç toplar. Ve bahar geldiğinde, filiz vermek için acele eder.
Belki bugün soğuk bir dönemden geçiyorsunuz. Belki önünüzü göremiyorsunuz. Ama inanın, hiçbir kış sonsuz değildir.
Her yıkım, insana yeni bir güç verir.
Her kayıp, ruhu yeniden düzenler.
Ve her kışın bir baharı mutlaka gelir.
Bu nedenle; ne yaşıyor olursanız olun, içinizde bir yerlerde hala filiz vermeyi bekleyen bir bahar olduğunu unutmayın.