İçi boş teneke çok ses çıkarırmış

Barışın Dilinden  bahdediyor herkes.

Anlamış değilim barışın dilinden anladıkları  nedir?

Demokrasiden  insan haklarından  hak ve  özgürlüklüklerden  o kadar  fazla  sözediliyor ki... gına  geldi .

Söylemlerin eylemlerle çelişkiye düştüğü bir zeminde  yaşamaya  başladık adeta.

İiçinde polis olabilir diye ters yüz edilmeye çalşılan,camları kırılan  hırpalanan Ambulansın akibeti de bu haklar cümlesindendir eminim.

Menkul değerlerle o kadar çok  meşgul  olduk ki( nisbeten tabiki gerekli)insani değerleri ıskaladık mı  acaba  diye de hayıflanmamak mümkün değil.

Herşeyi  politik  bakış açısıyla değerlendirmek zorunda  değiliz

Politika işin bir tarafında var gerekli   ve  hep olacak ama  sadece bu değil, olmamalı.

İnsandan  hareketle, insanı merkeze  alarak daha  evrensel boyutta,

Kişilik ve şahsiyet bina  etmek üzere çalışabilmek.

İnançta ,Siyasette, sanatta ,sporda ,günlük tutum ve  davranışlarımızda,beşeri ilişkilerimizde ‘’ fanatizme yani  holiganvari’’ bir zemine doğru  ilerliyoruz gibi.

 

 

Yakıp yıkmaya  odaklanmış,ölçüsüzlüğe yelken açmış,sorumluluk yoksunu  tiplerin özgürlük ve demokrasi anlayışını sorguluyorum.

Sorumluluk yoksa  sorunluluk kaderiniz olur.

Sorunlu kalmaya ve  yaşamaya zorunlu  değiliz.

Bir haksızlık bir başka haklsızlıkla ,bir ölçüsüzlük bir başka  ölçüsüz tavırla dengelenmeye(!)  çalışılıyorsa orda sıkıntı var  demektir.

Adına  direnişçi diyen ama  neye  direndiğiniden haberi bile  olmayan ,sadece bağırmak çağırmak deşarz olmak şöyle biraz rahatlamak, içini dökmek, isteyen tiplerin demokratik tavrını gördük sahnede....

İçi  boş teneke , çok ses  çıkarırmış..

Yazık modası geçmiş  yöntemlerini gencecik insanlara bakın demokrasi ve  özgürlükler böyle  kazanılır işte  diyecek bir aymazlık içindeler.

Bir sıkıntı  var  bu kesin .

Gürültüden anlayamadık ne  olduğunu.....

Heyecan ama  kontrolsüz

Filtreden geçmemiş alabildiğine ham tavır ve sığ bakış

Topllumsal refleks, gürültü yapmak üzerine bina  edilmiş sanki

Tekrar ve devamlı söylemek lazım,

Değer üretmiyoruz.

 

Sadece  mevcudu tüketiyoruz.

Yüzde doksan dokuzu müslüman  dediğimiz mübarek bir memlekette seküler bir tavır ve  faydacı yaklaşımlarla gün geçiyor.

Ülkemiz insanının şahsiyet kodlarında  toplumsal reflekslerinde merhametsizlik kabalık saygısızlık yok saymak ötekileştirmek yoktu.

Merhamet medeniyetinin çok  özel örnekleri yaşandı bu coğrafyada,

Dürüstlük ve  kardeşlik adına tadı damağımızda kalan  önemli bir miras bırakıldı bize.

Şiddet ,holiganlık, saygısızlık ,sevimsizlik, nefret ve  faydacı  yaklaşımlar ayrık otları gibi  boy göstermeye  başladıysa

Yine insan  merkezli  ve manevi  temelli bir zemini  yeniden  inşa  etmek  gerekiyor.

 

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-3844663626812831">