Yalova’nın genel adetlerinden biri de kulağının üstüne yatmaktır. En çok da Yalova siyasetçileri severler kulaklarının üstüne yatmayı. İktidar olsun muhalefette olsun çoğu kez fark etmez siyasetçilerimiz en güzel kulağının üstüne yatmayı severler. Seçimler sonrasında hizmet ederken tüm halka hizmet edeceklerini  vatandaşların hangi partiden olursa olsun ayırım yapmayacaklarını söylerler ama gel gör ki ayrımcılık, çifte standart diz boyu.

Kapalı kapılar ardında hesaplar kitaplar, sözler vermeler, rant projelerini peşkeş çekmeler bir yana onlardan olmadıklarını düşündüklerine de sınırsız köstek olmalar gırla gider durur. Çünkü sözlerini unutmak ya da tüm insani ahlaki değerleri unutup kulağının üstüne yatmak en doğal halleri olmuştur.

Seçim zamanı gelince önceden yapmış oldukları her şeyi yine unutup kulaklarının üstüne yatacaklar ve hepsi sütten çıkmış ak kaşık misali yine karşımıza gelip oy isteyecekler ve herkese hizmet edeceklerini iddia edecekler.

Ancak ortadaki gerçek şu ki buz gibi ayrımcılık yapıyorlar, umursamaz bir biçimde kendilerinden olmadıklarını düşündükleri kişileri – sivil toplum kuruluşlarını yok sayıyorlar. Yaptıkları iyi işlerin hiçbir önemi yokmuş gibi yok saymaya köstek olaya devam ediyorlar.

Mahallenin kabadayısı misali keyiflerine göre davranmayı maharet sanıyorlar, yani güç bizde dilediğimizi yaparız, yaptığımız şey doğrudur adildir değildir bizi ilgilendirmez davranışlarını umursamaz biçimde sürdürüyorlar. Belki de bu davranış şeklinin diğer adı riyakarlıktır.

Olsun güneş balçıkla sıvanmaz, iyi iş her zaman değerini bulur ama bugün ama yarın. Üzücü olan ise yapılan haksızlıkların çifte standart davranışların artık kanıksanmış olması sanki normalmiş gibi düşünülmesidir. Haksızlığa karşı dik duranların ise suçlanması ve ayıplanması da  gelmiş olduğumuz durumun ne kadar çukur olduğunun göstergesidir.

İyi insanlar, iyi işler yapanlar, her şeye ve herkese rağmen doğru yolda yürüme ve çalışmaya devam etmeliler. İyi iş yerini her zaman bulur ve adalet de er geç yerine gelir.

Adalet kavramı, her toplumda, her din de farklı şekillerde dile getirse de dünyanın kurulduğu günden bu yana en önemli olgulardan biri olarak yer etmektedir. Adaletin olmadığı en küçük toplulukların tutun en büyük devletlere kadar her kurum gün gelip çökmeye mahkumdur.

Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman daha iyidir. (Mahatma Gandhi)