Milenyum çağındayız ve 20 yılını bitirmek üzereyiz, birkaç gün sonra yeni bir yıla gireceğiz. Yeni yıl neler getiri neler götürür bilinmez ancak biline şu ki getirilerin ve götürülerin sebebi de en temel etkeni bizler olacağız. Ne ekersek tabi ki de onu biçeceğiz. Zaten geçmişte yapılanlar ve yaşananlardan elde edilen tecrübelere göre de gelecek nasıl daha iyi-kötü olabilir diye de tahminler yapabiliriz. Görünen köye baktığımızda milenyum çağında Yalova da pek bir şey değişmemiş. Bir mehter takımı hamleleri ile hep iki ileri bir geri gidip durmuşuz.

Dünyada binlerce ülkemizde onlarca şehir akıllı şehirler üzerine çalışmalar yaparken Yalova’mızda halen biz temel problemleri bile çözememişiz. Temel problemler derken Yalova gibi küçük ölçekli şehirde hemen hemen hiç olmaması gereken temel problemlerden bahsediyorum.

Altyapı problemi; atıksu, yağmur suyu ve kanalizasyon altyapısı halen çok eski ve yetersiz durumda olduğunu sağır sultan bile biliyor. Hatta yoğun bir yağmur sonrası caddelerimiz Venedik gibi oluyor. Oysa ki Dünyada bir çok Akıllı şehirde yağmur suları yer altı depolarında toplanıyor ve sonra gerekli işlemlerden geçirilerek kullanma suyu olarak şehre veriliyor. Hatta bir çok şehirde imar kanunlarında her bir evin binanın bağımsız yağmur suyu toplama ünitesi kurma zorunluluğu var. Toplanan yağmur suları bahçe sulamada hatta günlük kullanımda değerlendiriliyor.

Yollar ve trafik problemi; Küçücük bir şehirde 20 yıldır çözülemeyen bir trafik problemi var her gelen bir parmak attı bir şeyler yaptı ama ciddi bilimsel şehre uygun bir çözüm getirilemedi. Çünkü kopyala yapıştır problem çözümü ya da ben yaptım oldu demek yerine doğrusu nedir nasıl olmalıdır sorusunu sormadan yapıldı hep işler.

Yalova ne şehri olacak; gelecekte nereye gideceğiz sorusunun cevabı için sorulması gereken soru budur. Turizm mi, tarım mı, sanayi mi, üniversite mi? Halen yönünü yolunu belirleyememiş bir şehir Yalova. Halen Yalova termal tesislerinin akıbeti ve geleceği ile ilgili bir tanecik bile proje yok. Ne yerelde nede bir iş yapılmış nede bakanlıkça bir proje ya da umut var.

Sn. Bakan geldiğinde “Termal iyi değerlendirilememiş” demişti.

Kim değerlendirmemiş, neden değerlendirmemiş, bunun sorumlusu kim, hesabı kim vermeli soruları ise havada balon gibi kalan sorular. OSB’ler ile ilgili belirsizlikler ve yanlışlar devam edip gidiyor ve Yalova’da bizi temsil etsin diye seçtiklerimiz uzaktan bakıp seyrediyor. Tarım zaten sormaya bile gerek yok tarımsal arazilerimiz imara açılıyor. Yeşil alanlarımız daha çok kayboluyor. Üniversitemize gelince içler acısı bir durumda olduğunu bilmeyen yok zaten Rektör bey bile “Köprü altı üniversitesi diye anılıyoruz” diye beyanda bulunuyor. Ülke manşetlerine hep abuk subuk konular ile ve hep kavga - dövüş yolsuzluk olayları ile giriyoruz. Yalova kaymakamını cidden özlüyorum.

Dünya akıllı şehirler yaparken, şehirleri akılla tasarlayan, doğaya, çevreye, insana uyumlu, en az enerji, en az atık, en az yol zaman harcaması kısacası her konuda verimli hale getirmeye çalışırken bizler Yalova’da halen küçük olsun benim olsun kavgasını peşindeyiz. Siyasiler sürekli kavga ve tartışma peşinde, halen küçük hesaplar, şahsi çıkarlar ve küçük rantlar peşinde koşarak Yalova’nın geleceğine dair hiçbir şey yapmıyorlar.

2021’de de aynı tas aynı hamam gidersek Yalova’nın geleceği çok karanlık gözüküyor. Gökten gelen kurtarıcılar, mucizevi dokunuşlar ile yapılan hokus-pokuslar olmadığı sürece değişebilecek bir durum yok. Bir şeyleri düzeltmek için yeniden Bismillah deyip başlamak, yapılan yanlışları bırakmak lazım.

Yalova için 2021’de geniş çaplı bir YALOVA KENT ÇALIŞTAYI’nın yapılması şarttır.

Herkesin koşulsuz katılacağı (Yani sadece bizimkiler -sizinkiler değil, tüm temsilcilerin katılacağı) Yalova için problemlerin ve çözümlerin değerlendirileceği paylaşılacağı tartışılacağı bir çalıştay ile belki biraz farkındalık oluşturulabilir.

Belki Yalova için yeni bir başlangıçta köşe taşları olabilecek kararların alınacağı projelerin gündeme geleceği bir dönem başlayabilir.

İnsanlar ve toplumlar gelecekleri ile ilgilenmezlerse üzüntü ve kayıpları büyük olur. Konfüçyus