Güncel

Mozaiklerin Sessiz Tanıklığı: Bardo

Tunus’un başkentinde yer alan Bardo Ulusal Müzesi, yalnızca Kuzey Afrika’nın değil, Akdeniz coğrafyasının da en önemli kültürel hazinelerinden biri olarak öne çıkıyor. Tarih boyunca Osmanlı, Bizans, Roma ve İslam medeniyetlerinin kesişim noktası olan Tunus’ta, bu çok katmanlı geçmişin en nadide izlerini taşıyan Bardo, ziyaretçilerine binlerce yıllık bir yolculuk vadediyor.

Osmanlı’dan Fransız Sömürgesine: Saraydan Müzeye Uzanan Yolculuk

19. yüzyılın başlarında Osmanlı idaresi altında inşa edilen Bardo Sarayı, dönemin Hüseyinoğulları Hanedanı’na mensup Ali Paşa’nın yazlık ikametgahıydı. 1881 yılında Tunus’un Fransız sömürgesi haline gelmesinin ardından saray, kültürel bir yapıya dönüştürülerek 1888’de Alaoui Müzesi adıyla kapılarını açtı. 1956’da Tunus’un bağımsızlığıyla birlikte bugünkü adını aldı: Bardo Ulusal Müzesi.

Akdeniz’in En Zengin Mozaik Koleksiyonlarından Biri

Yaklaşık 4 bin 700 metrekarelik sergi alanına sahip Bardo Müzesi, 1.500'ün üzerinde mozaik parça ile Afrika kıtasının en büyük mozaik koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Zeugma Mozaik Müzesi’nden sonra dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olan Bardo, özellikle Roma ve Bizans dönemlerinden kalan mozaikleriyle dikkat çekiyor.

Bu mozaikler, yalnızca teknik ustalık açısından değil, içerdiği sahnelerle de büyük bir kültürel ve tarihsel anlatı sunuyor. Tanrı Poseidon’dan şair Virgil’e, mitolojik kahramanlardan gündelik yaşama kadar birçok tema işlenmiş. Neptün Alayı, Odysseus ve Sirenler, Venüs’ün Doğuşu gibi sahneler, antik dünyanın estetik dünyasına açılan bir pencere niteliğinde.

Kartaca’dan Hannibal’e: Antik Dünyanın İzleri

Bardo’nun en çok ilgi gören bölümlerinden biri de Kartaca Medeniyeti’ne ait eserlerin sergilendiği salondur. Efsanevi komutan Hannibal’in memleketi olan Kartaca’dan çıkarılan seramikler, mezar taşları, figürinler ve cam eşyalar, hem dönemin dini hem de gündelik hayatına dair güçlü ipuçları barındırıyor.

UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Dougga, El Jem, Sousse, Kairouan, Hadrumetum ve Utica gibi antik şehirlerden getirilen eserler, müzenin koleksiyonlarını zenginleştiren temel kaynakları oluşturuyor.

İslam Sanatından Osmanlı Hatlarına

Müzenin dikkat çeken bir diğer bölümü ise İslam sanatı koleksiyonları. Özellikle Rakkada ve Sabra kentlerinden gelen fildişi süslemeler, Kur’an-ı Kerim sayfaları, hat sanatı örnekleri, cam eserler ve Osmanlı dönemine ait objeler, İslam medeniyetinin estetik birikimini gözler önüne seriyor.

Bu bölüm, aynı zamanda çok dinli, çok kültürlü bir geçmişin Tunus’ta nasıl iç içe yaşandığını da gösteriyor. Pagan semboller, Hristiyan ikonografiler, İslam hat sanatı; hepsi bu müzede bir arada, birbirine değen bir tarih çizgisi içinde sunuluyor.

Terörle Yaralanan Hafıza: #JeSuisBardo

18 Mart 2015’te, Bardo Müzesi dünya kamuoyunun hafızasına kazınan karanlık bir olayla sarsıldı. Silahlı saldırganlar, müzeyi ziyaret eden turistleri hedef alarak 21’i yabancı 22 kişiyi katletti. IŞİD’in üstlendiği bu kanlı saldırı, sadece Tunus’un değil, insanlığın ortak kültürel mirasına yönelik bir tehdit olarak geniş yankı uyandırdı.

Saldırının ardından dünya çapında kültürel dayanışma çağrıları yükseldi. Sosyal medyada yayılan #JeSuisBardo etiketi, müzenin kültürel direnişin sembolü haline gelmesini sağladı. Günümüzde, saldırıda hayatını kaybedenlerin isimleri müze girişinde yer alan bir anıt plaketle yaşatılıyor.

Restorasyonla Yeniden Açılan Kapılar

2021 yılında kapsamlı bir restorasyona giren Bardo, 2023 Eylül ayında yeniden ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Bu süreçte müzenin iç mekanları modern müzecilik anlayışıyla yeniden tasarlandı. Dijital rehberler, interaktif sergiler, eğitim atölyeleri ve görsel-işitsel destek sistemleri ile müze, fiziksel olarak olduğu kadar işlevsel olarak da güncellenmiş bir kimliğe kavuştu.

Geçmişin Sessiz Tanıklarıyla Yüzleşmek

Bardo Ulusal Müzesi, sadece tarihi eserlerin sergilendiği bir alan değil; aynı zamanda kültürel direnişin, toplumsal hafızanın ve insanlığın ortak değerlerine sahip çıkmanın simgesi. Osmanlı’nın gölgesinde başlayan yolculuğu, Fransız sömürgesiyle şekillenmiş; terörle sınanmış ama yeniden doğmuş bir yapının hikayesidir Bardo.

Bugün Tunus’un kimliğinde önemli bir yere sahip olan bu müze, kültürel, siyasi ve tarihi açıdan çok yönlü bir anlatı sunuyor. Hem turistik hem akademik açıdan ilgi çeken Bardo, Pazartesi hariç haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaretçilerine açık.

Kaynak: Fulya Omaç