OKUMAK YA DA OKUMAMAK !

                                                  

             Okumak üzerine herkes konuşur ama pek de zor gelir okumak. Adeta hayatımızdan çıkmıştır kitaplar, gazeteler, dergiler. Yerini ne aldı peki? Televizyon, internet, sosyal medya… Okumak zor elbette. Önce kitap alacaksınız, kafanızı dinleyeceğiniz uygun mekan bulacaksınız ve tabii ki gözleriniz kızaracak ve yorulacaksınız. Emek harcayacaksınız. İşin kolay olanı varken neden zorunu seçelim ki diye düşünüyoruz.

              Çocuklar çoğunlukla ödevlerini internetten hazırlıyorlar. Google’da yazıyorsunuz kelimeyi, karşınıza çıkıveriyor yüzlerce kaynak. Peki kitaplar, gazeteler nerede kaldı yaşamımızda? Kitaba dokunup sayfalarını çevirmek, fiziksel iletişim kurmak ne güzeldi değil mi?  Tartışmasız çağın gerektirdiği tüm teknolojik gelişmelerden yararlanmalıyız. Ama bunu yaparken de diğerlerini tamamiyle çöpe atmamalıyız. Öncelikle çocuklarımıza kitap okumayı öyle aşılamalıyız ki hayatlarında kitap; yemek yemek, su içmek kadar bir gereksinim olmalı. Bunun için önce bizim onlara örnek olmamız lazım. O kadar çok zamanımız oluyor ki aslında. Zamanım yok deyip sıyrılamazsınız. Kitap okumayı bir alışkanlık haline getirdiğiniz zaman bir de bakıyorsunuz ki artık hayatınızın bir parçası oluvermiş kitap.

               Okumayan kişi için hayat mayınlarla doludur. Çok rahatlıkla yönlendirilip yanıltılabilirsiniz. Nedeni ise bilgi eksikliğidir. Bilgisi olmayan kişi her zaman başkalarına muhtaçtır. Çünkü bilgi hazinesinden mahrumdur. Öyle bir çağdayız ki, bilgi teknolojiyi, teknoloji ise güçlü olmayı beraberinde getiriyor. Cahil kalmış toplumlar hep geri kalmaya, başkalarının boyunduruğuna ve daha da ileri gidersek sömürülmeye mahkumdur. Günümüzde acı tecrübeleri ile yaşıyoruz.  Bilgi birikimini teknolojik gelişmelere dayandırmayan toplumlar esaret altında yaşamaya mahkumdur.  Esaret ille de toprakların işgal edilmesi şeklinde olmayabilir. Toprak işgaline gerek yok artık. Teknolojik bağımlılık ve ekonomik bağımlılık ile bu sağlanıyor. Siz 3 traktör tarım ürünü satıyorsunuz, karşınızdaki 1 cep telefonu ile sizi ekonomik olarak geçiyor. Bir bilgisayar çipi sizi öyle bağımlı kılıyor ki uçaklarınız havalanmıyor, tesisleriniz çalışamaz duruma geliyor.

                Ne yapmamız lazım? Çok okumamız ve çalışmamız lazım. Herkes yaptığı işi en iyi yapar hale gelmeli. Bunun için çok ama çok okumamız gerekiyor. Okumaz isek hayat artık bir mayın tarlası olmaya başlar. Nedeni de teknolojik bağımlılık. Teknolojik bağımlılık öyle kötü bir şey ki ne var ne yok hep bağımlısınız. Aslında belki de beynimizdeki bağımlılık daha kötü. Bizim olana güvenmeyip hep batıdan gelene güvenme anlayışı bizi girdaba sürüklüyor.

              Almanya ve Japonya 2.dünya savaşından sonra yerle bir olduktan sonra tekrar kalkınarak gelişmiş ülkeler arasına girdiler. Bunu nasıl başardılar dersiniz? Çok çalışarak. Ama çok. Gelişmek öyle kolay olmuyor. Önce gerçekten istemesi lazım fertlerin. Daha sonra bunu icraata dökmek gerekiyor. Bilgisayardan dünyanın neresinde olursa olsun bir arabanın plakasını bile okuyabilen teknolojiye sahip olmak öyle kolay değil. Bunun başlangıcı hep bilinçli bireyler ile oluyor. Bilinç kazanmakta okumaktan geçiyor. Ya okuyacağız yada teknolojideki  mayın tarlalarında yürümeye mahkum olacağız.

               Çok güçlü olmalıyız. Her sahada öyle güçlü olmalıyız ki düşmanımıza korku, dostumuza cesaret vermeliyiz. Kitap okumaktan nereye geldik. Bir at nalındaki çivinin savaşın kaybedilmesine neden olabileceğini biliyoruz. At nalındaki çivinin düşmesi nalın düşmesine, nalın düşmesi atın tökezleyip üzerindekinin yere düşmesine ve ölümüne yol açabileceği örneğinde, atın sürücüsü eğer bir kral ise savaşın kaybedilmesine yol açacaktır. Bunun için çocuklarımızla kitap arasındaki engelleri kaldırmalıyız. Kütüphaneler güncellenmeli ve cazip hale getirilmelidir. Okullardaki kütüphaneler sadece okul dönemlerinde değil, yazın da kullanıma açılmalıdır. Hatta halkın kullanımı sağlanmalıdır. Okuma sevgisi üzerine yazılacak o kadar çok şey var ki. Bir makaleye bunu sığdırmak mümkün olmasa da bir şeyler uyandırabildiysem okumak adına kendimi mutlu sayacağım.

                  Kalın sağlıcakla…
                  Kalın kitaplarla….


 

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-3844663626812831">