Ülkemizde ve şehrimizde siyaset ve siyasetçilerin yalan, menfaatperestlik, iki yüzlülük, riyakarlık, adam kayırmacılık gibi gayrı ahlaki hasletleri sanki siyasetin olmazsa olmazı gibi değerlendirip, bu huyları bir alışkanlık hatta gereklilik haline getirmiş olmaları gerçekten çok yazık bir durumdur. Atanmış olsun seçilmiş olsun yetkili ve etkili yöneticilerimiz kendi partilerinden, kendi derneklerinden, kendi cemaatlerinden, yani onların deyimi ile kendilerinden olan kişileri kayırmaları onlara iltimas geçmeleri, belediyenin ya da devletin imkanlarını sanki babasının malı gibi onlara kullandırmalarını hatta peşkeş çekmelerini göğsünü gere gere birde sosyal medyalarda paylaşmış olmalarına gerçekten utanmazlığın yüzsüzlüğün son noktası diyebiliriz.

İster yerel siyaseten yerel yönetimlerde gelmiş olan kişiler, isterse merkezi yönetimden atanarak yerel ya da merkezi yönetimde yetkili – etkili kişiler şunu bilmelidirler ki..

HARCADIKLARI PARA DEVLETİN, MİLLETİN PARASIDIR, BABALARININ PARASI DEĞİL.

Bu sebeple milletin parasını harcama ya da değerlendirme kararı alırken; adil, dürüst, tarafsız, mantıklı ve millet faydasına olacak biçimde akıllı biçimde davranmaları gerekir.

Zaten seçilmiş ya da atanmışların adil ve eşit davranması gerekirken, hatta diğer STK’ları bir diğerinden ayıracak, kayıracak bir durum yokken, birden diğer STK’ları dışlayıp, sadece bir STK’ya olmadık gereksiz kıyaklar yapmayı, o STK’yı kayırmayı anlamsız buluyorum. Ne oldu da diğer STK’lar dan size karşı hiçbir ters durum, muhalif bir yaklaşım yokken, aynı alanda birden fazla STK varken, siz sadece bir STK’ya kıyak yapmaya başladınız.

Geçmişte sizin yaptıklarınızı yapan SİYASİ HORTLAK birkaç siyasetçimiz var, isterseniz onlara da bir sorun, hatta bu yaptıklarınızı onların gazına gelip, onlardan tavsiye alıp yapıyorsanız da bir an önce vazgeçin. Kelin ilacı olsa önce kendi başına sürermiş. Bu eski siyasetçilerden birisi de daha önce sizin yaptığınıza benzer kamunun -milletin kesesinden, kavurmalar, hacca gidenlere hediyeler, milyonlarca liraya dergiler, kendi STK sına olmadık kıyaklar yapmıştı. Diğerlerini de kendine biat etmediği için dışlamıştı. Sonuçta ne oldu? Kendisi iktidar partisine transfer olduğu halde aynı seçimi iki kez kaybetmişti.

Yalova’yı vekaleten yönetenler, eğer önümüzdeki seçime katılıp asaleten de yönetmek niyetiniz varsa ki yaptırdığınız anketlere bakılırsa istiyorsunuz. O zaman yapmanız gereken bu kayırmacı, haksız, adaletsiz ve anlamsız davranışları bir kenara bırakıp, herkese doğru-dürüst biçimde davranmaktır. Kamu bütçesinden kıyak yaptığınız STK yandaşlarının size oy kazandıracağını düşünüyorsanız geçmiş hikayelere bakın. Bu kıyakların seçim kazanmada yeterli olmayacağını göreceksiniz, hatta ters tepip kaybedersiniz.

Bırakın birilerine kıyak yapıp diğerlerini dışlamayı, arkadaş Yalova için çalışan iyi şeyler yapan her STK ya, kuruma, kuruluşa adil davranmak niye bu kadar zor? Neden sürekli çifte standart  yapıyorsunuz? Derdiniz nedir anlamıyoruz? Neden sürekli kamunun, milletin parasını babanızın parası gibi düşünüp ona buna peşkeş çekiyorsunuz? Benden söylemesi, asaleten seçilmenin yolu, onun bunun yanlış tavsiyelerine uyup, insanları gruplaştırmak, ötekileştirmek değildir. Asaleten seçilmek isteyen sayın beyler, bayanlar yapmanız gereken bu makamlara layık olduğunuzu ispatlamaktır. Şu an yönetirken; adil, doğru, dürüst yönetmek, kamu bütçesini hakkaniyetli harcamak ve Yalova halkına istediğiniz koltuğa layık olduğunuzu ispat etmektir. Sinsi Bizans Oyunları ile seçim kazanamazsınız, bunu bilesiniz.

İyi yönetim yakındakileri mutlu eder; uzaktakileri kendine çeker demiş konfüçyüs.

Buyruğu altında çalışan kimselerin başarılarından gerçek bir sevinç duymayan insan, büyük lider olamaz. Yönetimde en büyük felaket, yarım bilgili insanların tam yetkili olmasıdır. Laplace