Allahverdiyev, “ Bakteriyel bir rahatsızlık olan böbrek iltihabı (nefrit), böbreğin herhangi bir kısmının sistemik bir hastalığa veya etkene bağlı olarak veya hiçbir etken gösterilemeden vücudun savunma hücreleri tarafından işgal edilmesi ve buna bağlı ortaya çıkan hastalıklara verilen genel isimdir. Sindirim yolları ile vücuda giren ve oradan kana karışan bula­şıcı hastalık mikropları, zehirlenmeler, prostat, hamilelik ve böbrek taşları gibi sebeplerle böbrekler iltihaplanabilmektedir.

Genelde iki taraflı olan böbrek iltihabı herkeste oluşabilmekle birlikte, boğaz veya cildi enfekte olup tedavi olmayan hastalarda, damar içine ilaç veya uyuşturucu alışkanlığı olanlarda, romatizmal kalp kapak hastalığı olan kişiler ile sigara kullananlar ve belirli romatolojik hastalığı olanlarda daha sık görülme eğilimindedir. Hastalık bazen hiçbir belirti vermeyeceği gibi, sık tuvalete çıkma ihtiyacı, idrarda yanma, yüksek tansiyon, yüksek ateş, böbrek bölgesinde ve kasıklarda oluşan ağrı ve idrarda bazı zamanlarda görülen kan ile kendini gösterir. Bununla birlikte aşırı yorgunluk, gece terlemeleri ve bulantı ile kusma gibi şikayetler de böbrek iltihabının belirtisi olabilir.

Böbrek iltihabı belirtilerine ilk rastlandığında hastaya önerilecek ilk uygulama istirahattır. Ek olarak vücudun ihtiyacı olan enerjiyi sağlamak ve zararlı organizmalar ile savaşabilmek için yataklı tedavi uygulanır. Yapılan tetkik sonuçlarına göre antibiyotik tedavisi başlanır. Tedavi süresince hastanın bol su içmesi böbreklerin daha kolay temizlenmesi ve tedavinin süresinin kısalması açısından önemlidir” dedi.