Salvo kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. Salvo, İtalyanca dilinden Türkçe'mize geçmiştir. TDK'ye göre salvo kelimesi anlamı ise; Yaylım ateşi ya da yoğun bir biçimde yapılan atak. Aslında askeri bir terim ama dilimizde daha çok karşılıklı söz atışmaları için ya da yoğun biçimde yapılan eleştiriler ya da iddialar için de kullanılır.

Sosyal medya üzerinden çok ciddi karşılıklı salvolar atılıyor. Uzun zamandır devam eden OSB’ler ne olacak, karma OSB’nin durumu nedir, hangi şartlara dayanıyor ve neden bir evet bir hayır deniyor sorularına ciddi olarak cevap veren bir yetkili henüz daha çıkmadı. Anladığım bu konuda yetkili yok hatta belki sorumlu da ya da hiç kimse bu konuda topa girmek istemiyor. Aksi takdirde bugüne kadar bir yetkili çıkıp konu ile ilgili bir açıklama yapardı. Ya da bu iş çok çetrefilli herkes kulağının üzerine yatmış bekliyor. Yani her zamanki gibi Yalova oyunları bölüm bilmem kaç devam edip gidiyor.

Yine son günlerde sıkça gündeme gelen Yalova eski çöplük alanı ile ilgili iddialar var. Bu konuda da taraflardan hiçbir resmî açıklama gelmediği için kafalar karışmış durumda. Ben de yaptığım küçük bir araştırmada bir sürü iddialara rastladım. Ancak ortada ciddi resmi bir açıklamam yok ve kim haklı, kim haksız ciddi olarak ta belli değil. Salvolar uçuşup duruyor ve bu durum hiç doğru bir durum değil. Çünkü gerçekten amaç kamu yararına bir şeyler yapmaksa bunun hukuki yolları var ve muhatap kurumlar gereğini yapmalılar. Çünkü meseleye objektif yaklaşıldığında ortada ticari bir anlaşma ya da anlaşmazlık var gibi duruyor. Eğer burada kötü niyetli istismarlarda varsa bu hukukun konusu oluyor. Çünkü bahsi geçen arazide şu anda halen devam eden milyonluk yatırımlar var. Çünkü bu hengâme ve iddialar içerisinde buraya yatırım yapmış olan kişilerin haksız yere uğrayabilecekleri ticari zararlar da söz konusu olabilir ki bu durumda daha hukuken netleşmemiş bir konudan dolayı bu tür ticari zararların da telafisi daha ağır olabilecektir.

Dürüstlükten, adaletten, hak ve hukuktan bahsederken, gerçekten bunların önemli ve bir o kadar da değerli erdemler olduğunu bilerek davranmak gerekli değil midir?

Hayatımıza değer katan, hepimize ölçü veren ve toplumların saygınlığını arttıran bu erdemleri olur olmaz biçimde harcamak ya da değersizleştirmek bize kazançtan çok zarar getirecektir.

İyi niyet karinesi diye bir kavram vardır herkesin bildiği. İyi niyetli olmak, her zaman hakikati söylemek değildir, çünkü insan yanılabilir, ama en azından inanılan şey hakkındaki hakikati söylemektir ve bu hakikat, inanç yanlış olsa bile, hakikat olmaya devam eder. İyi niyetli olmak ne başkasına ne kendine yalan söylememektir. Haklılığı – haksızlığı kanıtlanmamış konularda iyi niyetli olarak davranmak, gelecekte adaletsiz davranmış olmayı da engelleyecektir.

Sözün özü şu ki salvoları bırakıp doğru bir biçimde hakkın yerini bulması, adaletin sağlanması için bilinen meşru yollarının hem iddiacılar tarafından hem de karşı taraflarca işletilmesi gereklidir. Doğruya doğru yollardan ulaşmak da güzel bir erdemdir. Yapılan yanlışlar için gereken ceza neyse hukuki olarak verilmeli, kim haksız kazanç sağlamış ise gereği yapılıp kamuya verilen zarar telafi edilmelidir. Bunun içinde yetkili, etkili ve sorumlular gereğini yapmalıdır.

Kılıcın yapamadığını adalet yapar. Kanuni Sultan Süleyman