Her insanın hayata karşı belirli sorumlulukları var. Yaşama serüveni içerisinde pek çok duygunun kıskacında kalıyor gönüllerimiz. Bu sorumluluklarımızı yerine getirebildiğimiz müddetçe o kıskaçtan kolay kurtuluyoruz.

Ama bir de o kıskaca asılı kalmak durumu var. Benliğimize işleyen duyguları göz ardı ettiğimizde yüreğimiz asılı kalıyor. Oysa gönlümüzdeki hiçbir duyguyu küçümsememek gerekiyor.

Hayatta en çıkmaz durumda olduğun anda, yüreğin ve duyguların rehber oluyor yoluna. Siyah umutsuzluklar kaplıyor bazen zihnini. O anda yüreğinden bir ses duyuyorsun.

"Zor günlerin ödülü büyük olur" diyor sana yüreğin. Nitekim öyle de. İnsan ne kadar zorlu yollardan geçerse mükâfatı da o kadar büyük oluyor. Mutluluk öncesinde çetin bir sınava tâbi tutuluyoruz.

Burada yüreğimizin gücüne ihtiyaç duyuyoruz. Duygularımız ne kadar sağlamsa girdiğimiz savaşta o kadar galip geliyoruz. Ümit duygusunu hiçbir zaman terk etmemek gerekiyor. Ümitlerimiz ne kadar sağlam yoğrulmuşsa alacağımız zafer de o kadar kalıcı oluyor.

Belirsizlik duygusu kaplıyor bazı anlarda benliğimizi. Yolumuza mavi bir umut ışığı belirsin istiyoruz.

Geçmişe olan özlemlerimizle geleceğe olan kaygılarımız çakışıyor. İşte o noktada geleceğe güzel hayaller biriktirmenin kolaylığını yaşıyoruz. Bu kolaylığı benliğimize sabitlemek gerekiyor. Çünkü gönlümüzün yorgun düştüğü anlarda, iyi günlerde en çok sahip çıktığımız duygular bize gerçek dost oluyor.

Hani halimizden anlaşılır halsizliğimiz. Belki uzaklara dalan bir bakış, belki mecali yitirilmiş bir duruş belki de zoraki bir gülüş…

Hepsi yüreğimizin birer şekillendiricisi. Her biri halimizi arz ediyor. En çok da durgunluğumuzu göstermek istemeyiz hani. İçimizde çetin rüzgarlar eserken, yüreğimiz üşürken sıcak gülüşler sergilemeye çalışırız. En zor eylemlerden biri de bu işte. Hangi insan, yüreği kan ağlarken içten gülücükler saçabilir ki? İçten gülümseyişler sevince ve sevilince yürekten gelir. Bilhassa da sırtını güven huzuruna yasladığın bir sevgideysen.

Hani hayatın bir şans olarak karşına çıkardığını düşündüğün ve tüm benliğinle sahiplendiğin insanlar vardır. Öyle benimsersin ki, haritanın neresine gidersen git, pusulan onun yönünü gösterir. Bütün adresin ona çıkar. Dünyanın bütün güzel duygularını o insana beslersin. Bir de sadakatle süslemişsen…

Sadakat ve güven en iyi anlaşan dost gibilerdir. Biri olunca diğeri de olur. Biri olmadan diğeri biraz eksik kalır. Sadakatle ve güvenle süslenmiş sevgiler yaşamışsa yüreğin, şanslısın demektir.

Hayatta hepimiz bu şansa nail oluyor muyuz manidar. Lakin, hepimizin sevecek ve sahiplenecek geniş yüreği var. Yüreğimizin bu genişliğine sağlam ve kalıcı sevgiler inşa etmeli.

Sevgi, kolaylaştırır. Sevgi düğümleri çözer. Sevgi, yaralara deva, hastalıklara şifadır.

Yüreğini sevgisiz bırakma…