“Mecliste yaşanan şiddet görüntüleri başkanlık sisteminin ayak sesleridir!” diyen Ataç yazılı açıklamasında; ”Başkanlık çıkmazına giden yolda, gözünü hiçbir şeyden sakınmayan biatçı anlayışın, farklı düşünene karşı her türlü şiddeti uygulamayı da göze aldığını, meclis görüşmeleri sırasında, günlerdir üzüntüyle, kaygıyla izlemekteyiz.

Ne yazık ki 19 Ocak Perşembe günü, meclis görüşmeleri esnasında, iktidara mensup bir kadın milletvekili, bu konuda partisinin erkek milletvekillerinden geri kalmadığını göstermiştir.

İktidarın yıllardır siyaset yapma biçimi olarak tercih ettiği kin ve nefret dilinin, her kesimde yarattığı derin ayrıştırma, ötekileştirme, şu anda dayatmaya çalıştığı rejim değişikliğinde, meclis çatısı altında sürdürdüğü farklı düşüncelere tahammülsüzlüğü, demokrasiden, adaletten uzak anlayışı, maalesef ülkeyi dolu dizgin geri dönülmez bir yıkıma doğru sürüklemektedir.

Bu ateşi harlayanlar ne yazık ki siyasi varlık nedenlerini Cumhuriyet’imize ve parlamenter rejime borçlu olduklarını unutacak kadar gaflet ve ihanet içerisindedirler. Bizler böyle bilir ve inanırız ki,

Biz kadınlar, barışı, sevgiyi, hoşgörüyü, adalet duygusunu doğamızdan, yaradılışımızdan alırız.

Buradan sesleniyoruz:

Anayasa değişiklik paketini destekleyen kadın milletvekilleri, bu uğurda kadına şiddet uygulayacak kadar gözü dönmüş kadın vekil, bu şiddete sesini çıkarmayan kadın vekiller, “kadınlık bilincinden” nasıl bu kadar uzak düştünüz? Hele hele, kendi çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğine neden böyle şuursuzca kıymaktasınız?

Ne uğruna?                                                                                                                          

Bizler anlamakta zorlanıyoruz. Çünkü akla ve vicdana vurmak mümkün değil, sizler ki çağdaşlaşmanın ve yurttaş olmanın en üst kazanımı olan temsil yetkisini Cumhuriyetle elde etmiş, milli egemenliğin en üst çatısı olan mecliste milletvekili olma hakkını elde etmişsiniz. Cumhuriyetle birlikte kul olmaktan çıkıp birey olan kadınlar, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında kadına seçme seçilme hakkı vermesi ile milletvekili olan kadınlar, Atatürk bu hakkı, kadın güçlensin, kadın özgür olsun, toplum güçlensin diye vermiştir. TBMM’ni, kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği meclisten, kadın vekile söz hakkı verilmeyen, kadın vekillere şiddet uygulanan bir meclise doğru sürüklediniz. Unutmayın, sadece kadın vekilleri değil ,meclis çatısı altında bir kez daha demokrasiyi darp ettiniz.

Sizleri izleyen milyonlarca insanın yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne olan inancını, umudunu zedelediniz. Hangi siyasi partiden olursa olsun, kadınların ortak paydası barış olmalı, sevgi olmalı, hoşgörü olmalıdır. Siyasi iktidarın kadın vekilleri biat etmeyi, kulluğu seçmeyi bırakın!...

Erkek hegemonyasının talimatları ile değil, vicdanınızla, aklınızla, adaletinizle hareket edin. Emeğinizi, enerjinizi, çocuk tecavüzlerinin, kadına şiddetin önlenmesi için harcayın. Kız çocuklarımız cayır cayır yanıyor, sesinizi çıkarın. Bu ülkede yaşayan kadınlar olarak, anneler olarak sizden beklentimiz budur. Unutmayın; İnsanın insanı sevmesi ile başlar bütün güzellikler, toplumda barışın ve huzurun tohumu sevgidir. Sevgi tohumu ekerseniz huzuru, barışı biçersiniz, şiddet ve kin tohumu ekerseniz savaşı, kaosu, kutuplaşmayı biçersiniz Meclis çatısı altında izlediğimiz bu tablo, gelecek adına kaygılarımızı arttırıyor, ancak şiddet görüntülerinin yanında gördüğümüz kadın dayanışması, bize umutların tükenmediğini bir kez daha gösteriyor. Gelin siz de umudun bir parçası olun, barışın huzurun elinden siz de tutun. Birileri değil; Türkiye kazansın!” ifadelerine yer verdi.