Rektör adayı Profesör Başak yaptığı konuşmasında Yalova Üniversitesi üzerine oynan oyunlara ve üniversite için belirlediği hedeflere geniş yer verdi.

Mesut Başak basın mensuplarına yaptığı açıklamada; “Neden rektör adayı oldum? Bubenim açımdan önemli bir konu. Size arz etmem gereken bilgilendirmem gereken bir durum diye düşündüm. Bildiğiniz gibi ülkemiz, milletimiz ve devletimiz maalesef 15 Temmuz’da çok büyük bir kalkışma ile karşı karşıya kaldı. Bunun sebebinin FETÖ/PDY olduğunu hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Fetö’yü aslında çok basit bir darbe kalkışması arkasında duran bir örgüt gibi değil dış güçlerle çok yakından ilişkisi olan ve hatta başta İngilizler tarafından kurulmuş fakat daha sonradan ABD’ye emanet edilmiş bir örgüt olarak görmek gerekiyor.

Ülkemizde, 1970’lerdebu örgüt kurulmuş. Faaliyetleri gerçekten çok enteresan bir şekilde kendilerine has, kendilerine özgü yöntemlerle bu güne kadar gelmişlerdir. Tabi bunların daha da arkasında hepimizin de çok iyi bildiği gibi maalesef Yahudi güçler bulunmakta. Ben 1980 yılında GATA Tıp Fakültesinde göreve başladığım günden itibaren Fetö’nün o dönemki çalışmalarına çok yakından şahit oldum. Çok yakın çevremdeki arkadaşlarım maalesef bu gruba katıldılar. Hatta şu an ihraç edilenler dahi var. Tabi ki o dönemde biz FETÖ’den tarafa olmadık. Çok uğraştılar bizi kendi taraflarına çekmek için. Dik durunca da bu sefer bizim aleyhimizde bir çok kumpaslar kurarak, Türk Silahlı Kuvvetlerin’den ayrılmamıza sebep oldular.”

Şahsıma yönelik yönerge çıkardılar

2012 yılında, ben Yalova Üniversite Yönetim Kurulu Üyesi olduğumda, üniversitede yapılan bir toplantıda bildiğimiz malum gruba ait bir dekan,(şuan Yalova Üniversitesi’nden ihraç edildi)dedi ki;‘Ben dekanlıktan istifa edeceğim. Filan partiye üye olacağım. Milletvekili adayı olmak istiyorum. Ben ve oradaki herkes o kişinin malum örgüte mensup olduğunu bildiğimiz için,kendilerene; şu partiyi, bu partiyi ele geçiremediniz, şimdi sıra bu partiye mi geldi. Yani bu bir siyaset mi? Acaba siz devleti mi ele geçirmeye çalışıyorsunuz’ şeklinde bir münakaşamız oldu. O zaten benim ipimi çekmeleri için bir hadise oldu. Muayenem vardı benim İstanbul’da. YÖK’te de güçlüydüler. 2014 yılında bir yönerge çıkarıldı YÖK’ten. Yönergede muayenesi olan kişilerin yönetim kurulu üyesi olamayacağıydı. Ben inanıyorum ki, şahsım için çıkarılan bir yönergeydi. Fakat, 2012 de ben yönetim kurulu üyesi olduğum için normalde bu piyangonun bana vurmaması lazımdı. Hukuk geriye doğru işlemez. Maalesef, benim Yalova Üniversitesi Yönetim Kurulunda olmadığım bir gün, büyük bir hızla oylanıyor ve kabul edilip geçiliyor.   

Yalova Üniversitesi dar bir alana sıkıştırıldı

İkinci bir konu da, Yalova Üniversitesi kurulduğundan itibaren, kuruluş şekliyle ve içindeki akademiklerin yerleşmesiyle, idari kadrolaşmayla, eğitimde maalesef birçok hatalar yapıldı. Şimdi benim aday olarak şöyle bir prensibim var. 2002 yılında da Kütahya’da milletvekili adaylığı yapmıştım. O zamanda aynı prensibi yine uygulamıştım. Hiçbir aday hakkında aleyhinde konuşmak istemiyorum. Şimdi, Yalova Üniversitesi kurulurken gerçekten o zamanlar üst düzey yöneticilerden biri şöyle bir açıklama yaptı. Bu basında mevcuttur; ‘Yalova üniversitesi Türkiye’nin en küçük kamu üniversitesidir’ Gerçektende öyle. 940 dönümlük bir araziye kurulu ve bu arazinin %40’lık bölümü uygun olmayan bir alan  %20 lik bölümü orman geri kalan alanında binalarımız planlandı. Şimdi bakın başka bir örnek vereceğim. Üniversitelerden benim memleketim olan Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde iki yerleşke var. Biri, Evliya Çelebi, diğeri Germiyanyayla yerleşkesi. Bunlardan sadece Evliya Çelebi’nin yerleştiği alan 7500 dönüm civarında, diğer yerleşkeyi söylemiyorum. Ayrıca diğer ilçelerde meslek yüksekokulları bulunuyor. Ben şimdi bir soru işareti koyuyorum. Buraya acaba neden bu kadar dar bir alana bu üniversite kurulmuş?  Yalova’da bulunanlar bunun cevabını çok iyi biliyorlar. Aslında sizlerinde bildiğini düşünüyorum ve burayı yorumsuz geçiyorum. Şimdi üniversitelerdeki binaların yerleşim yeri çok önemli. Gerçekten genel manada birçok büyük üniversitede fakültelerin arasına bazen arabalar giderilirdi. Ve yürüme mesafelerinden bile uzaktı. Ama maalesef bizim üniversitemizdeki bu fakültelerin dip dibe olması ve yola çok yakın olması hakikaten üzücü ve endişe edici bir durum. Şimdi tabi ki iyi yapılmayanların yanında olumlu çalışmaların da yapıldığını söylemek gerekiyor. Dış görünümleri gerçekten Osmanlı ve Selçuklu mimarisiyle beraber, modern mimariye de yer verildi. Dış görünüşü hakikaten oldukça güzel fakat bazı odalar hakikaten çok dar. Yani çok daha geniş yapılabilirdi. İç mimaride de bazı sıkıntılar mevcut. Bunları neden sizinle paylaşıyorum bir takım insanları kötüleyip, kendimize puan kazandırmak değil. Olanların yaptıkları hataları hep birlikte masaya yatıralım. Bize kısmet olursa, bunu biz düzeltelim. Kısmet olmazsa, gerekirse rektörümüz bunu düzeltsin.

Öğrenciler kalacak yer konusunda sıkıntı çekiyor

En önemli ihtiyaçlardan biride öğrenci yurdu. Üniversitemizde 15000’e yakın öğrenci var. Ama 1500  öğrenciyi alacak yurt mevcut. 1000 tane KYK geri kalan 500 tanesi de özel yurtlar. Bir başka konuda Yalova içinde maalesef depreme dayanıklı olmayan evlerde bu öğrencilerimizin bir kısmı kalmakta. Biz evlatlarımızı üniversiteye gönderip barınmalarını sağlayamıyorsak bu hakikaten aile içinde çok sıkıcı bir durum. Öğrenci yurtlarının sayısını arttırmayı bir hedef olarak görüyorum.

Yalova’ya, yeni üniversite yapılması şart

Yalova’ya, İstanbul girişinde bir üniversite yapılması şart. Çünkü öğrenciler gelip şehrin içinden geçerek kampüse gitmeye çalışıyorlar. Yeni üniversite, 50000 öğrenci kapasitesinde olmalı. Çünkü buralar zaten bize yetmeyecek. İnşallah böyle yeni bir kampüsün kurulması ve bunun TOKİ’ye ihale edilmesi ve kısa bir sürede bunun bitirilmesini sağlamak lazım.

Üniversite top gibi elimize geldi gitti

Yalova Üniversitesi yerleşkesinin bulunduğu TİGEM’den tapu alınmadığına dair bir soruya; ‘Yalova’daki  herkes biliyor. Baştan beri mahkemelerde geldi-gitti onlar kazandı, biz kazandık. Üniversite top gibi elimize, geldi gitti. Şimdi biz üniversitemizi açtık, bitti derken TİGEM tekrar mahkemeyi kazandı. O da devletin kurumu bizde devletin kurumuyuz. Tabi orta yol bulunacak bir şekilde. Ama dediğim gibi burası TİGEM’in olsa da olmasa da, biz bence burada misafir sanatçıyız. Bizim kendimize özgü çok kısa bir sürede TOKİ’nin katkısıyla tekrar bir üniversite yapmamız gerekli.

Üniversitenin işi sadece öğrenci yetiştirmek değil

Şimdi ülkemizdeki üniversitelerde birçok yayın yapılıyor. Ama bu yayınların hakikaten halka inen, millete destek veren yönü yok. Alıyoruz, yayınları dolaplara koyuyoruz iş bitiyor. Halbuki patenti bize ait olan ürünler üretmek zorundadır üniversite. İşte gördük insansız hava araçlarını bu güne kadar İsrail’den, Amerika’dan alıyorduk. Şimdi silahlı bomba atan türlerini ürettik. Demek ki yapabiliyormuşuz.

Yalova Üniversitesibu kente önderlik etmek zorunda diye düşünüyorum. Yalova halkına gerçekten her yönden, hem eğitimde, hem sanatta, hem tarımda, hem turizmde üniversite önderlik yapmalı, danışmanlık yapmalı.

Yalova Üniversitesi ve halk kucaklaşmalı. Böyle bir kucaklaşmayı şimdiye kadar ben göremedim. İnşallah bu sağlanacak. En önemli hedefimiz, işi ehline vermek. Herkese, yaptığı iş kapasitesine, becerisine göre, eşit mesafede olmak ve Yalova Üniversitedeki tüm personelin huzur içinde çalışmasını sağlayacak bir ortam oluşturmak’ şeklinde açıklamalarda bulundu.