Dün yolda gördüm, geçenlerde de bir kardeşim sosyal medyada paylaşmıştı. Bağımlı gençlerimiz var Yalova’da. Tiner ya da bally kullanıp caddelerde sokaklarda parklarda dolaşıyorlar. Tanıdık yüzler. Polise şikâyet ederseniz polis alıp evine götürüyor birkaç gün ortalıkta gözükmüyor sonrasında tekrar caddelerde. Yazık olmuş hayatlar hem kendisi hem ailesi hem de toplum adına ciddi bir kayıp. Gerçekten çok üzücü bir durum ve her gördüğümde içimden birkaç parça kopuyor.

Üstelik burası Yalova, iki oda bir salon. Bu gençlerden yüzlerce yok birkaç tane var. Anlıyorum büyük şehirlerde bu tür durumlara müdahale etmek ve bağımlı gençler için ciddi bir şeyler yapmak daha zor. Ancak dedim ya burası küçük bir şehir ve bu gençler hemen gözümüzün önünde, peki neden bir şey yapılmıyor ya da bu sorumluluk kimin, kim bir şeyler yapmalı?

Hani hep hizmet diye konuşuyorlar ya büyük projelerden bahsediyorlar hep. İnsana dokunmayan, merkezinde insanın iyiliğine, güzelliğine mutluluğuna dair bir şeyler olmaya işler-projeler ne kadar büyük olursa olsun ciddi bir anlam taşımaz. Birkaç kişinin hayatında bile fark yaratacak güzel işler yapılmadıkça daha iyi işler yapmış olmayız.

Yalova’daki STK’lar, resmi kurumlar bu çocukların tedavisi ve rehabilitasyonu için neler yapıyor acaba? Yani görev kimin bilmiyorum YEŞİLAY mı? AMATEM mi? Bilmiyorum gerçekten YEDAM bir şeyler yapıyor da bizim haberimiz mi yok? Hani diyorum ki belki yapıyorlardır ancak reklam yapmadıkları için biz bilmiyoruz,. Ancak görünen gerçek o ki aynı gençler caddelerde kendilerini kaybetmiş biçimde dolaşmaya devam ediyorlar.

Yalova’da bağımlı sayıları belki onlarla ifade edilen bu gençleri rehabilite etmek hayata tekrar kazandırmak için birilerinin sosyal sorumluluk olarak elinden gelenin fazlasını yapması gerekli diye düşünüyorum. Her şeyi olacağına bırakmak hiç doğru bir insani davranış değil ya da sadece popüler ses getiren projeleri yapmak yerine insanların hayatına dokunan ve insana, insanlığa faydalı işleri de yapmalı. İster sessiz sedasız isterse bando mızıka ile yapılsın ama yapılmalı.

Bu küçücük şehirde bile yaralara merhem olamıyorsak oturduğumuz koltukları, işgal ettiğimiz makamları sorgulamamız lazım. Yani süslü cümleler ile açıklamalar yapıp yardım merkezleri açıp bu bağımlıların bize gelip yardım istemelerini beklemek çözüm olmuyor. Belki de bu insanları bulup hayatlarına dokunarak belki de başka yöntemler bulup yardım etmek için çabalamak gerekir.

“İnsanlar, birbirlerine yardımdan el çektikleri gün, insanlık yok olur, karşılıklı dayanışma olmazsa, toplumlar olmaz.”

Walter Scottım