TARIK ÖZ

 

Termal’de karşı komşum.

Evli bir çocuk babası.

Esnaf. Sütlü tatlılar yapıyor. Dedesinden mesleği.

Onun fırın sütlaçlarını, kazandibilerini,tavuk göğsünü ; İstanbul dahil çok yerde yiyemezsiniz.

 

İki buçuk yıldır tanışıyoruz.

Bir yıldır dostluk perçinlendi.

Biraz zor samimiyet kuran bir yapısı var da ondan.

 

Konumuz üç temel konuya dayanıyor:

Biri Termal’deki turizm..

İkincisi Fenerbahçe…

Üçüncüsü de referandum !

 

Artık kim ne oyu verecek biliyor diye alenen yazmakta bir mani görmüyorum. Tarık ,EVET’çi !

Azıcık Tarık’ı tanıtmakta fayda var.

Tarık; klasik bir Ak partili değil.

Evet ,beş vakit namazında..

Kötü alışkanlıkları yok. İçki, gece hayatı yok. Mazbut.

Büyüklerine saygılı, ailesine düşkün..

Karşı fikirlerde olduğu kişiler ile polemiğe girmeyecek kadar hem de.

Ailesi ile tek problemi, işler kesatken oğlu Resul’ün bitmek tükenmek bilmeyen BİR lira istekleri.

 

Sinemaya düşkün bir adam Tarık.

Bütün eski sinema yıldızlarını tanır. Klasikler dahil.

Futbol bilgisi yorum bazında yüksek bir adam.

Motorcu!

İri-kıyım..

Sırrı ACAR’ın gözünden kaçmış bir güreşçi tipi var.

Akp Termal’in kurucularından.

Siyaseten hedefi de muhtar olmak ! Başka bir hedefi yok.

Enteresan dimi ? Hem MOTORCU..Hem de AKP’li.. Canım Türkiye’m !

 

Tarık ile fikir tartışmaları yapıyoruz.

Sinirlenirsek birbirimize hemen konuyu “Ne olacak bu Fener’in hali ?” ne getiriyoruz.

 

Tarık’ın referandum için özet düşüncesi şu:” BİR GÖRELİM BAKALIM. Yaşamadan ne doğru, ne yanlış anlayamayız”.

Haklı mı? HAKLI elbette.

Çeşitli siyasal ideolojilerle ile kandırılmış(!) bir toplumun bireyi o.

Ona göre REİS bile “Kandırıldım” demiyor mu? Bir kandırılma hakkını da kendine tanıyor. Demokrasi bu normal.

 

TARIK’TAN DEYİŞLER

Sağlık konusu.. Ne durumlarda idi abi?

Yollarımız…

“Motoruma atlıyorum, feribotla Pendik..Sahil yoluna inip, iki dakikada Kadıköy’deyim” diyor. Ve ekliyor: Şimdi bir de Osmangazi köprüsü var. Tam bitsin idealim hanımı motorun arkasına atıp sabah İzmir’e BOYOZ yemeğe gidip  ,akşama Yalova’ya dönmek. Maksat gezmek olsun. Maksat medeniyeti yaşamak..

Bak abi; stadlara bak diyor..Avrupa’da değil , dünyada hangi ülkede var?

Konu komşulara gelince biraz hırslanıyor haliyle:” Artık kimseye eyvallah yok. İlk defa saygın ve çekinilen bir liderimiz var. Barışsa barış; savaşsa savaş “Ve ekliyor:” Dünyadaki en saygın ülke olmak için oyum EVET “

 

Tarık gaza geldi .

Devam ediyor:” Koalisyonlar dönemini sen iyi bilirsin abi. Sosyal demokratların neler yaptığını da. Ülke bu kaliteye tek parti ve Ak Parti sayesinde gelmedi mi?. ”

İşte bunu dediğinde yakalıyorum Tarık kardeşimi.

“Tarık kardeşim” diye başlıyorum. Ve devam ediyorum :

“Konuyu minimal hale getirelim. Birincisi bu siyasi seçim değil. Yani parti veya başbakan seçmiyoruz. Bu referandum resmen REJİM değişikliği. Atatürk ilke ve inkılaplarının sona erişi. Tarikatların, cemaatlerin egemen olabileceği, mollaların türeyebileceği , bir nev’i İran stili.  Babadan oğula geçebilecek bir Osmanlı yönetim tarzı hayali. Yani bir anlamda, şimdi sen ; sen ölünce  oğlun Resul…O bırakınca torunun Özdemir gibi….OLMAZ kardeşim “dedim.”Sen torunlarının birbirlerini boğazlamasına seyirci kalabilirmisin ?

Devam ettim:” Ben Erdoğan’a karşı değilim. Ben başkanlığa karşıyım. Kılıçdaroğlu’da olsa, Ecevit’te dirilip gelse ben şahsa değil sisteme karşıyım. Bu sistemin eşdeğeri ile biz Osmanlı ile boyumuzun ölçüsünü aldık. Popomuzu zor kurtardık. “HASTA ADAM” olduk, ilaç veren çıkmadı. Biz hastayız diye Ruslar , Odesa’dan donanmalarını yola çıkardı….Avrupa ülkeleri vatanı parselledi…Atatürk olmasa idi , ya Rus işgali ile komunizmden yeni kurtulmuş olacaktık…Belki de Yugoslavya gibi bölünerek daha 1900’lü yılların başlarında bölünmüş olacaktık. Üstelik BAŞKANLIK bizim yapımıza uyan bir sitem olsaydı, her şey elinde iken, Mustafa Kemal Atatürk BAŞKANLIĞINI ilan etmezmiydi?

Seçerek , demokratik özgürlüğe sahip olarak , kadın haklarına saygılı , eğitim düzeyi yüksek bir ülke mertebesine gelmek varken ARAP’laşmaya ne gerek var? Yani geri gitmeye ne gerek var? Sen ki burada esnaf olarak Arapları en iyi tanıyanlardan birisin. Hiç mi düşünmüyorsun? Atatürk olmasaydı Termal ortaya çıkıp değerlenmeyecekti. Bu mal ve mülke sahip olamayacaktın belki de. Şimdi turizm yapacağına, belki de tarlanda mısır eken bir çiftçi olacaktın. Belki motor kültürün olamayacaktı. Padişah tarihte olduğu gibi her şeyin sahibi olacaktı. Yönetenin tarafından “onun kulu” olarak mı görünmeyi tercih edersin ; yoksa özgür bir birey olmayı mı?”

 

Tarık da , bunların hepsine karşı. O 16 Nisandan sonra bir şeyin değişmeyeceğini..Herşeyin daha kararlı ve özgür bir yönetimle daha iyiye gideceğini, bu sebeple dünyada sayılan bir ülke olacağımızı iddia etmeye devam ediyordu.

Ben devam ettim:” Bak Tarık muhakkak ki 17 nisandan itibaren bir şey değişmeyecek. Her şey yavaş yavaş..Bak Fetoş bile 30 senede bu güce erişebilip çakma da olsa darbe yapmaya cüret edebildi. Şunu bil ki sen kazanırsan 2023’de cumhuriyete elveda diyeceğiz. Ankara başkentlikten çıkacak, başkentimiz İstanbul olacak. Kadın özgürlükleri kalmayacak…Senin hakkındaki her şeye parti karar verecek. Ortalık Suriye’li kaynayacak. Belki çakma da olsa belediye başkanın bir Suriye’li olacak…

Belki de güçlü bir başkanın hakkın rahmetine kavuşunca, akabinde iktidar savaşları patlayacak. Kör tutuğunu öpecek….Ülkede kan gövdeyi götürecek….

Belki yine HASTA ADAM olacağız…Belki de bor madenleri sebebi ile, su rezervlerimiz  sebebi ile, hatta boğazların önemi sebebi ile bizi parça pincik edecekler. Ve inan ki kardeşim biz bir daha Mustafa Kemal gibi birini aramak mecburiyetinde kalabileceğiz. O da bulabilirsek !”

 

Her konuşmamız bittiğinde , BEN:”Ulan Tarık haklı çıkabilir. Belki her şey daha güzel olacak. Hatta dış güçler Erdoğan için aleyhte bir ALGI operasyonu yapıyorlardır da ben korkuyor olabilirim bla..bla…İyimser düşünmeye çalışıyorum…

Tarık is :” Hay Allah. Hadi abi ; okuyan ,yazan bir adam. Ondan çok şey öğreniyorum. Belki de o haklı çıkar. Ülke deneme tahtası değil. Risk almamak lazım. İyisi mi ben referandum da HAYIR diyeyim ama , seçimde AKP diyeyim diye düşünüyordur. Üstelik benim REİS zaten şu anda bile başkan gibi değil mi? Diye düşünüyordur.

 

Benim notum:” Siz zannediyormusunuz sadece Tarık ile ben böyle görüşüyoruz? 80 milyonun , tüm vatanseverleri böyle tartışmaların içinde değil mi? Kültür olduğu zaman tatlı tartışmalar oluyor, kültür yoksa da gazetelerde okuduğumuz o hırlaşmalar giderek artıyor oluyor. Hollanda olayını yaşatırsanız, Akşener’e , HAYIR’cılara devlet olarak engel çıkarırsanız, vatandaşın yaptığı da İMAM-CEMAAT meselesine haliyle döner.”

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-3844663626812831">