ÜÇ GÜN SONRASI….

Bu yazı yayınlandığında , belki de özgürlüklerin son üç gününe girmiş olacağız..

Üç gün sonrası bizler için sanki YOK !

Bir anlamda ölüm gibi…

Hayallerimizin sonu…

 

İçimdeki ses:”Sen bu millete güven gene de” diyor.

Diyor da; bu millet eski millet değil ki !

Kültür seviyesi…

Sosyal yapısı…

Eğitimi….

Resmen yerlerde…

 

Düşünebiliyormusunuz; adam yıkmak istediği cumhuriyet sayesinde bu günlere gelmiş, bu güce erişmiş..Ama bunları yıkmak için elinden geleni yapıyor !

Gerçekten Osmanlı’nın olmasa bile, Nasrettin Hoca’nın torunlarıyız biz.

Bindiğimiz dalı kesmekte üstümüze yok.

 

Ülkenin tamamı garip.

Baksanıza kime sorsam ben oy vermedim diyor, ama adamlar 15 yıldır başımızda ! Nasıl oluyor bu diye düşünen yok!

KANDIRILMIŞ olmayı kabullenen bir toplum olmuşuz demek ki?

Onun için “KANDIRILDIM” diyeni hala kabullenmiyormuyuz ? Çünkü bizden farkı yok.

 

Kutsal kitabımızı kullanıyorlar..

Allah’ı işin içine sokuyorlar…

Dini alet ediyorlar….

En son AHİRET ile tehdit ediyorlar..

Öte yanda hamudu ile götürüyorlar , sesini çıkaranımız yok.

 

Çocuklarımızın ırzına geçiliyor da; “Bir defadan bir şey olmaz” diyen bir bakanımız var…Ona bile toplumsal reaksiyon göstermedik..

Sadece facebook’da dedikodunun ötesine geçemedik..

 

Adamın biri , bir tarafımıza koyuyor…

Almadığı ihale yok..

Devlete olan bir sürü borcu affa uğratılıyor..

Oysa devlete borç demek; vatandaşa, yani bize borç demek iken..Yine “GIK”ımız çıkmıyor….Halbuki alacaklı BİZZAT BİZİZ !

 

Başka biri, zamanın belediye başkanı Nurettin Sözen tarafından , suistimalden dolayı işten atılıyor…Başka bir zamanın belediye başkanının Cumhurbaşkanlığı döneminde aynı adam BAŞBAKAN yapılıyor..Yine bizden ses yok.

 

Birinin üniversite diploması resmen yok. Çünkü ortaya konulamıyor..

Her türlü koltuğu altından alınmalıyken, o başka birini BAŞKAN  yapmaya uğraşan bizden başka bir toplum yoktur dünyada..

 

Siyasetin zirvesi, birbirine hakarette PİK yaptı…

Ahlak ve saygı yerlerde….

 

Birimiz çıkıyor ortaya, Siirt’te seçim yenilensin diye onay veriyor. ADAM’ın yolunu açıyor..Şimdi de kalkmış eleştiriyor. A be koçum sen yol vermedin mi?

Yine aynı koçumuz, kendini yerinden edeni, kanal kanal TV’lerde dolaştırıp bize tanıtmadı mı? Bile bile lades denmez mi buna?

Bir-iki değil birde üçüncüsü var bu koçumun yaptıklarının..

Kıyafet kanununa aykırı , beş cemaatçinin ,kara çarşaflarının üstüne…

Kendi eliyle…

Kurucusu ATATÜRK’ün altıok rozetlerini takanda bu koç değimliydi ?…

Sen liderlerine yol aç….

Cemaatine rozet takıp taltif et…

Sonra çık ortaya bunlara karşı LAİKLİK mitinglerinde konuş !

 

Bazen düşünüyorum da ben bunlara güvenip mi HAYIR oyu vereceğim ?

Oysa diğeri beni 15 yıldır düdüklüyor.. Zaten alıştım…

 

Bakın kim geldi aklıma birden bire ?

SEVTAP ÇETİNKALE..

Bizim kuşak hatırlar kesin..

Hele 70’lerin ergenleri muhakkak hatırlar..

 

Mahallesinin güzel kızıyken, caminin imamı ile evleniyor bu hanım kızımız..

Yani İMAMIN KARISI oluyor..

Bir müddet mazbut bir yaşama devam…

Sonra herhalde İMAM hanım kızımızı doyuramıyor(!)

Önce mahallenin gençleri derken, sinema dünyasına adım atıveriyor.

Oluyor anlı-şanlı İMAMIN KARISI !

 

Hanım kızımız tez zamanda irtifa kaybediyor…En son pavyonda diye haber okumuştum..Netice de kayboldu, ziyan oldu..

Ve rahmetli oldu..Rahmet istedi herhalde hanım kızımız..

 

Aynı biz değil mi?

Onbeş yıldır bir İMAM ile evliyiz…

Boşanıp da İMAMIN VATANDAŞI diye şöhret yapmaya çalışıp, sonunda kendimizi dünya pavyonlarında bulmayalım !