Günler geçiyor zaman sürekli ilerliyor , biz farketmesek te yıllar çok hızlı geçip gidiyor.Biz de değişiyor ve yaşlanıyoruz , yaşadığımız çevre de değişiyor ve belki de geri dönülemez biçimde şekilleniyor.Yaşadığımız çevreye duyarsız kalıyor olmamız çevremizde olanların bizi etkilemediği anlamına gelmiyor. Yaşadığımız çevrede olan herşey dolaylı yada direkt olarak hepimizi etkiliyor. Zaten yaşadığı çevreye karşı duyarlı olan herkes olan bitene seyirci kalamıyor olan bitene elinden geldiğince dahil olmaya çabalıyor.
Aslında asıl sıkıntı duyalı insan sayısının azlığı , yani büyük çoğunluk hep bir başkasının birşeyler yapacağı yada yapması umudu ile olan bitene karşı umursamaz kalıyor. Öne çıkanlar yada müdahil olanlar ise gerçekten küçük bir azınlık olarak kalıyor. Hal böyle olunca da herşey bir kaç muktedirin istediği biçimde gerçekleşiyor.Sonuç kimileri için çok güzel kimileri için ise kötü zaten büyük bir çoğunluk için ise farketmez.
Hayatı etkisiz eleman olarak yaşamak , etliye sütlüye bulaşmadan yaşamak belki geçici bir mutluluk getirebilir ancak uzun vadede ise sonuç hepimiz için hüsran olacaktır. Bizim yaşadığımız çevrede bizim yaşadığımız hayatı bize rağmen başkaları şekillendiriyor ise bu bizim hatamızdır. Hani sivil toplum gücü en büyük güç kabul ediliyor ya , işte o en büyük güç hareket eden , dinamik ve tüm çevrelerde etkili olabilen güçtür. Şu anki durumda ise slogandan öteye geçmesi mümkün değil.
Ülke ölçeğini değerlendirmek şu anda benim için ciddi bir sıkıntı ancak Yalova ölçeğinde bakarsak işlerin hiç te yolunda olmadığını söyleyebilirim. Neresinden bakarsak bakalım Yalova da kronik olan bazı problemler vardı ve aynı problemler daha da kronik daha da çoğalarak devam etmektedir.
Mesela trafik problemi hala en büyük problem ve şu anda hiç bir önlem alınmadığı ciddi bir çalışma yapılmadığı için kısa vade de bir çözüm gözükmüyor.
İstihdam ve işsizlik en büyük problem olarak hala önümüze duruyor , sanayisi gelişmeyen bir il için nasıl bir istihdam olabilir ki zaten , yada sanayiyi bir tarafa bırakıp turizm de mi ilerlememiz gerekiyor. Genelde arsa ve emlak satışına dayalı bir ekonomik bakış açısı olan bir ilde turizmi de nasıl ve ne şekilde geliştirileceğine dair hiç bir çalışma da gözükmüyor.
Aslında alt alta yazacağım onlarca ciddi sıkıntımız var ve bu sıkıntılar sürekli büyümeye devam ediyor.
Önümüzdeki 50 yılı planlamamız gerekirken , önümüzdeki 5 yıl için bile projeleri , planları ve hedefleri olmayan bir il Yalova.
Peki umut var mı ? Yani Yalova nın geleceği ne olacak ? Yada bu planları ve projeleri kim yada kimler yapacak bununla ilgili sorumluluk alan yada kendine vazife çıkartan birileri var mı ? Asıl soru şu ki bu iş kime düşüyor ?
Bu iş herkese düşüyor aslında , siyasi partilere , sivil toplum kuruluşlarına , , üniversitelere ,belediyelere , devlet kurumlarına kısacası bu çevrede yaşayan etkili ve yetkili olan tüm organlara.
Gelecek için projeler , planlar yapmak için çok mu geç hayır hiçbir zaman geç değildir , peki umut var mı dersek , gerçekten bilemiyorum. İnançlı insanlar olarak hiçbir zaman umudumuz kaybetmedik.
Umutsuz kalınca bile umudu tüketmemek gerekir. (Seneca)