Yalova Esnafı

Bu konu ile ilgili daha önce de birkaç kez  yazı yazmıştım, ama sıkılmadan usanmadan yazmaya devam edeceğim. İnsanlar değişmeyecek, ancak bende doğruları söylemeye devam edeceğim.

Hepimizin bildiği üzere Yalova oto park yeri konusunda oldukça sıkıntılı, hemen hepimiz merkeze özel araçlarımız ile gidiyoruz ve park yeri bulmakta zorlanıyoruz. Bu bilinen bir vaka oldu artık. Ancak Yalova da bilinen ve kanıksanmış hatta gelenek haline gelmiş ikinci büyük bir yanlış var ki, o  yanlış gerçekten gittikçe büyüyor.

Caddelerde sokaklarda esnafın kaldırıma ve yola eşya koyması, stant koyması ve sanki caddenin ve sokağın sahibi kendisi imiş gibi davranmasıdır.

Kardeşim sen sadece o dükkanı kiraladın ne o dükkanın önünden geçen kaldırım ve de oradan geçen araç yolu sana ait değil.

Ne o kaldırımda nede o yolda HİÇ BİR HAKKIN YOK, yani o kaldırım tüm halka ait, o yol da tüm halka aittir ÖNCELİKLE BUNU BÖYLE BİLESİN.

Evet hepimiz yıllardır bunu görüyoruz ve bu yanlışa göz yumuyoruz. Hadi biz halkız ancak aynı şekilde belediye de göz yumuyor neden OY KAYGISI yüzünden, diğer kurumlar da göz yumuyor?

Saçma sapan mazeretler yüzünden.

Neymiş efendim ekmek parası imiş, yahu benim bildiğim herkes kendine göre ekmek parası için çalışıyor, işin ucunda ekmek parası olunca HER YOL MEŞRU MU OLUYOR?

Ya da işin içinde ekmek parası olunca, biri ekmek parası için deyince her yanlışa göz mü yumuluyor?  

Tamam o zaman evinize giren hırsıza soralım, o da ekmek parası diyecek, ya da sizi dolandıran biri de ekmek parası diyecek. Uyuşturucu madde satan da, kadın satan da aynı şeyi diyecek.

Özetle ve kesinlikle şunu da hepimiz bilmeliyiz ki  EKMEK PARASI İÇİN HER YOL MEŞRU DEĞİLDİR, ekmek parası deyince, her yanlışa göz yumulmaz, hatta kuralları çiğnemek kendinize bencilce çıkarlar sağlamak için ekmek parası klişesini kullanmak işe yaramayacaktır.

Ey güzel esnaf kardeşim; başkalarına saygı duy, kendine saygı duy, kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkasına yapma, kanunlara, kurallara saygılı ol. Her yaptığın yanlış için kural hatası için ekmek parası mazeretine sığınma.

Gelelim işin bundan sonraki kısmına, öncelikle kaldırım işgalci yapanlar ve bu işgalleri engellemeyenlerin sorumlusu YALOVA BELEDİYESİ ZABITASI’dır.

Neden mi ?

Çünkü o tanıdık, bu arkadaşımız, diğeri bilmem kimin kardeşi vb. sebepler ile her gün onlarca kez önünden geçtikleri yanlışları düzeltmiyor, uyarmıyor ve yaptırım uygulamıyorlar.

Tabi sorasında esnaf kardeş yaptığının doğru ve meşru hakkı olduğuna inanıyor.

Diyor ki BEN BURAYA KİRA ÖDÜYORUM  .. eeeee.. yani her şeyi yaparım olur mu böyle bir hak olmaz tabi. Zabıtalar da bedava benzin mazotlu çakarlı janjanlı arabalarla gezip duruyor. Bize gelince biz de aynı şekilde bu tanıdık, şu arkadaş diyerek kendi tanıdıklarımızın yaptığı bu yanlışlara göz yumuyoruz.

Kaldırım değil de yol işgali yapanlar yolda araba park etmek için ayrılmış yerlere, tabela, sandık, meyve, masa, sandalye vb. koyanlar. Yani kendilerine özel park yeri ayıranlar, dükkanı kiralayanlar, yasa satın satın alanlar, yolun sahibi olduğunu sananlar, yanlışlarına devam etmelerini engelleyecek sorumlusu da TRAFİK POLİS’dir.

Sorumlu ve yetkili olanlar, yanlışa müdahale etmediği için hem yanlışın meşru olmasına sebebiyet veriyorlar, hem de bu yanlışların toplum huzurunu bozmasına mahal verecek durumlar yaratıyorlar.

Benim kişisel olarak bundan sonra yapacağım şudur ki; ben kaldırım işgali yapmış, kendini kaldırımın sahibi esnafı resimlerini çekip direk zabıtaya şikayet edeceğim. Eğer zabıta gereğini yapmaz ise zabıta ya da bakanlığa şikayet edeceğim.

Yine yolda kendine park yeri ayırmak için ya da başka bir sebep ile duba, sandık, masa, sandalye vb. koymuş olanları da resimleyip direkt olarak Emniyet Müdürlüğüne şikayet edeceğim.

[email protected] adresine e posta ya da direk 155 arayarak telefon ile doğruyu yapmak ve yaptırmak için nasihat ederiz. Tutmazlarsa tenkit ve uyarı daha da ilerisi devlete havale edip gereken cezaları almasını sağlarız. Kurallara uyarsak mutlu ve sağlıklı bir toplum oluruz, bunun başka bir yolu yok.

Saygı, ancak özgürlüğün bulunduğu yerde vardır. Sevgi ise özgürlüğün çocuğudur, hiçbir zaman zorbalığın çocuğu olmamıştır. (Erich Fromm)