YALOVA VAPURU

 
 Meşhur vapur – gemi fiyaskosu konusunda daha önceki yazılarımda bazı tespitlerde – yorumlarda bulunmuştum ancak geçenlerde bir arkadaşım; gemi ile ilgili hemen herkes beyanatlarda bulunuyor yorum yapıyor da sen niye bir şeyler söylemiyorsun diye serzenişte bulundu.
 İşin aslına bakarsanız arkadaşımın haklılık payı var. Çünkü 1990 yılların başından bu yana fiilen denizcilik sektöründe çalışıyorum, hem de hemen hemen her aşamasında çalıştım. Yani gemilerle ilgim Yalova’dan karşıya geçen gemilerle seyahat etmekten, hobi olarak uğraşmaktan öte, mesleğimiz gemi –gemiler hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Bu sebeple şu meşhur gemi hikayesi hakkında özet bir değerlendirme yapmak istedim.
Gemimizin Kronolojisi özetle şu şekilde ;
IDO’ dan   25.000 USD karşılığı alınır
Nisan 2008 de Camialtı tersanesinden çekilerek Yalova’ya getirilir.
Getirilme belgeseli için 100.000 TL harcanır (rivayete göre)
Mayıs 2008 de ihaleye çıkartılır.
Arada bir kopukluk var.(ihale – yabeltaş – projelendirme v.s.)
Yerel seçimler yapılır.
Eski başkan kazanamaz.
Vapur bir türlü toparlanamaz.
Yeniden ihaleye çıkartılır.
Kaçak kat çıkılır.
Mahkeme kararları alınır – uygulanır-uygulanamaz.
Sonuç; YILAN HİKAYESİNE DÖNEN BİR GEMİ HİKAYESİ OLUR.
Başlangıcı itibari ile çok güzel bir fikir, bir gemiyi hem sosyal kullanım alanı haline getirip hem de tarihi dokusunu korumak, benzerlerini dünyanın bir çok yerinde görmüştüm, yakınımızda benzer bir proje Bandırma da var S/S Turan Emeksiz gemisi hem otel hem de kafe – restoran olarak hizmet veriyor. Şimdi insan düşününce çok akıldışı ve komik geliyor. Biz neden hep Amerika’yı yeniden keşfetmeye uğraşıyoruz, neden başka benzer işlere bakmayız da onları örnek almayız ? Bu meşhur vapur fiyaskosu son yıllardaki en önemli fiyaskodur ! Neden mi ? Çünkü; Yalova Altınova bölgesinde onlarca tersane var, çevremizde benzer bir örnek var, 21. yüzyılın iletişim, haberleşme teknolojik şartları var ve biz bir gemiyi 2008’den bu yana sürüm sürüm süründürüp, milyonlarca TL para harcayıp işi fiyasko haline getirmeyi becerebilmişiz. BENCE ASIL MAHARET BUDUR. Bu hikayenin tamamını bilen biri bunu yazmalı ve BU BAŞARIZISIKLIK HİKAYESİNİ herkes bilmeli.
Geldiğimiz noktada işin teknik detaylarını bilmiyorum, ya da zaten teknik detayları pek önemli de değil (zaten artık teknik detay konuşma zamanı mı o da belli değil), çünkü en başından yapılan yanlışların devamı taa bugüne kadar geliyor.Şu anda gemi desen gemi değil bina desen bina değil bir yapı ile karşı karşıyayız .Kimisi yıkalım , kimisi atalım , kimisi sökelim kurtulalım diyor.Hele hele işin başındakiler bir an önce yok edip kurtulalım diye düşünüyorlar.
Yapılması gereken ne önce ona karar vermeliyiz. Yani şöyle bir baktığımızda aşağıdaki sorulara cevap vermemiz gerek;
a-Bu işteki zararlar nedir ?
b-Bu zararları kim yada kimler ödeyecek, kimlere hem maddi hem görev tazminat davası açılacak ?
c-Bundan sonraki yapacaklarımızda kar ve zarar (maddi ve manevi) nedir ?
d-Bu durumda bir eseri yok etmeden kamu ve ekonomiye faydalı hale nasıl getiririz ?
e-Şu anda gemi ile ilgili kurulmuş olan komisyon bu iş için yeterli midir ? Sadece onlar mı karar vermelidir ? Daha geniş bir kurul olması gerekmez mi?
f-Yakınımızda olan onlarca tersaneye bu konuda görüş sorulmalı mıdır ?
g-Yalova Üniv. Denizcilik bölümüne bu konuda görüş sorulmalı mıdır ?
Daha bir çok soru ve öneri olabilir ancak, birkaç ana başlık altında toplanabilecek olan sorular kamuoyu nezninde cevaplanmalı, Yalova için yapılacak kalıcı bir eser sadece üç beş kişinin kararına kalmamalıdır. Eğer kalacaksa sonunda fiyasko olan kararların ceremesi de bu üç beş kişiye çektirilmelidir.
“KARAR VERİRİZ İYİ OLURSA ALKIŞI ALIRIZ, YANLIŞ OLURSA DA KİMSEYİ TANIMAYIZ HESAP DA VERMEYİZ “ Şeklindeki düşünce biçimi, eski ağalık – feodal sistemden kalma bir düşünce biçimidir. Herkes yaptığı iyi ve kötü şeylerin sonucunu kabul etmek zorundadır.
Yalova’yı, ekonomik, kültürel, sosyal, çevre ve tarihi olarak etkileyecek her karar çok dikkatli biçimde alınmalıdır. Yaptım oldu, mühür bendeyse Süleyman benim dilediğimi yapar, bir kılıfa uydururum, kimse de karışamaz diye düşünmeyin. Unutmayın elbet tüm yapılanların hesabı sorulacaktır. Eskilerin deyimi ile., Keser döner sap döner gün gelir hesap döner . Beyler.. Bayanlar.. Büyükler .. Ağabeyler.. Kardeşler…Yeni yılda yeniden düşünün .. silkinin ve kendinize sorun !!! Artık değişmenin ve doğru şeyler yapmanın zamanı gelmedi mi? Hadi yeni yılda yeni bir başlangıç yapın.. Hem kendiniz hem de Yalova için doğru olan şeyleri yapmaya başlayın.
 
Hiç kimse, başarı merdivenlerine elleri cebinde tırmanmamıştır.
J.Keth Moorhead
 
Bir insana, kendi iyiliğine çalıştığı için değil, komşusunun iyiliğine çalışmadığı için bencil deriz.
Richard Whately