Yalova her zaman göç alan bir yer olmuştur. Birçok şehrin aksine Yalova’da hemşericilik yoktur ya da yok denecek kadar azdır. Gerek yurt içinden gerekse yurtdışından sürekli göç almaya devam etmektedir. Son yıllarda sanırım BM göçmen bekleme noktalarında biri olarak tanımlandığı için İran, Irak ve diğer ülkelerden gelen kaçak göçmenler başka ülkelere göç belgelerini beklerken birkaç yıl Yalova’da ikamet etmektedirler.

Suriye de yaşanan iç savaş ve beraberindeki insanlık dramı sonucunda oluşan mülteci göçünden ciddi bir derecede etkilenen illerden birisi de Yalova’dır. Suriye’den gelen mazlumlara ülke olarak kucak açtık ve tüm şehirlerde bundan nasibini aldı. İçimizden bazıları zorunlu göç ile ülkemize gelen bu mazlum insanlara karşı çıksa da büyük çoğunluğumuz vicdan sahibi insanlarız ve elimizden geleni yaptık. Ya da ne yapmamız gerektiğine inanıyorsak yaptık. Yaptıklarımız doğru mu yanlış mı gelecek gösterecek. Ancak halk olarak bizim yapıp yapmadıklarımızdan çok bizi yönetenlerin (yerel-merkezi) neler yapıp yapmadığı önemli.

Aradan geçen birkaç yılda maalesef önümüze duran gerçek şudur ki; Yalova’da ikinci büyük sorun artık mülteci sorunu olmuştur. Mültecilerden kaynaklanan bir karmaşa ve güvenlik sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorun artık sahil bandında ve Yalova’nın belirli bölgelerinde ciddi olarak kendini göstermeye başlamıştır. Yalova sahil bandında eski donanma dan sonra artık yürünemez ailece gezilemez bir duruma gelinmiştir. Buradaki karmaşa, kargaşa ve başıbozukluk bir süre sonra daha ciddi problemlere sebebiyet gösterecektir.

Kabul edelim ya da etmeyelim artık bu insanlar ile beraber bu şehirde yaşamak durumundayız, problemleri görmezden gelmek işe yaramıyor, her şeyin kendiliğinden düzeleceğini düşünmekte işe yaramıyor. Ortada gerçekten bir sorun olduğunu kabul edip geçmişte yapmadıklarımızı ve yaptıklarımızı önümüze koyarak gelecek için doğru işler yapmak adına kararlar almalı ve çalışmalıyız.

Belediye ve emniyet beraber öncelikle polisiye ve güvenlik tedbirlerini almalıdır. Şehrin mülteci olan bölümlerinde bir sürü polisiye ve ahlakı sorunlar olduğu kulaktan kulağa yayılmaktadır. Mülteci çocukları ve gençleri bile artık kendi çetelerini oluşturmuş sokaklarda gruplar halinde gezmektedirler. (Belki yıllar önce Almanya ve diğer ülkelere giden akrabalarımız da böyle yapmışlardı).

Şehrin yetkilileri ciddi biçimde karar vermelidirler ki şehrimizde var olan mültecilerin akıbeti nedir ne olacaktır. Mülteciler bir gün geldikleri gibi geri mi dönecekler, bence bu kocaman bir HAYIR . Yani burada 4-5 yıldır yeni bir hayat kurmuş olan insanlar -ki birçoğunun hayat şartları geldikleri coğrafyaya göre daha rahat – birden bire her şeyi tekrar bırakıp ülkelerine geri dönmezler. Ancak %10 belki %20 si dönecekler ve diğerleri burada kalacaklar. Bu kişiler bu şehirde yaşayacaklar ise kendi kültürleri ile oluşturdukları bağımsız GETTO lar da mı yaşayacaklar yoksa şehre adapte mi olacaklardır. Ki şu anda bile şehrin belirli bölgelerinde GETTO benzeri mahalleler oluşturmuşlardır ve burada yaşamaktadırlar. Herkesin bildiği bir gerçek te mülteci olmayan Yalova da yaşayanların mültecilerin bulunduğu bölgelerden taşındığı veya yeni geliyorsa o bölgelere yerleşmediğidir.

Anlamak ve anlaşmak için ya da sorunları konuşmak için aynı dili konuşmak temel şarttır. Dil sorunu ciddi bir mesele olarak önümüze durmaktadır. Özel hastanelerde ve bazı özel işletmelerde tercümanlar vasıtası ile sorun çözme yöntemi benimsenmişse de olması gereken ya da kabul gören yaklaşım göçmenlerin göçtükleri ülkenin dilini öğrenmesidir. Dil sorunu çok acil çözülmelidir, Merkezi hükümet ve Belediye göçmenlerin adaptasyon süreci için öncelikle Türkçe dil kursları açmalı ve bu kişilerin mecburi olarak bu kurslara katılmaları sağlanmalıdır.

Belediyede göçmenlere yönelik adaptasyon ofisleri kurulmalı, projeler geliştirilmelidir, artık birlikte yaşamak zorunda olduğumuz misafirlerimiz bizi anlamalı ve bizde onları anlamalıyız evet belki kültür, anlayış, gelenek görenek farklarımız olabilir fakat bizim akrabalarımız çok büyük kültür farklarına rağmen Avrupa’da yaşama ayak uydurmuş iseler, bizim misafirlerimiz de bize ayak uyduracaklardır. Bu iş çok çalışarak, daha önce bu tür durumları başarmış ülkelerden iyi örnekler alıp uygulayarak olur. Merkezi hükümet ve Belediye Mülteciler ile ilgili sosyal kültürel ve adaptasyon süreç faaliyetleri projeleri yapmalıdır. Yalova halkı olarak bizler de elimizden geleni yapmalıyız. Herkes üstüne düşeni yaparsa başarılı olacağımıza inanıyorum.

Ayrıca inancım şudur ki bu işin başı belediye olmalıdır, Belediyenin ciddi projeleri ve yaklaşımları diğer kurumları harekete geçirecektir. Bu sebeple Yalova Belediyesinin Göçmen- Mülteci sorunu ile ilgili ivedi bir biçimde vaziyet alması gerektiğini düşünüyorum.