Bu ekip sadece görünmekle kalmaz, her seçimin tam ortasındadır. Kulislere hâkimdirler; sabah çayında, akşam simidinde, bazen de daha ‘zengin’ ortamlarda pasta börek eşliğinde… sürekli bir ‘toplantı’ halindedirler. Telefon trafiği, mesaj zincirleri, gizli listeler…
Bitmek bilmeyen bir seçim havasında yaşarlar. Çünkü onların tek hedefi vardır: Seçimi kazanmak.
Kazanmak uğruna her şey
Bu ekip seçimi kazanana kadar inanılmaz organize çalışır. Dakika dakika plan yapar, gece gündüz sahada olur. Her taktiği, her manevrayı kullanır. Çünkü amaç nettir: ‘Burayı da bizim ele geçirmemiz lazım.’
Ve çoğu zaman da başarırlar. Kazanırlar. Sandıklar açılır, isimler açıklanır, koltuklar alınır.
Ama işte tam orada film kopar…
Koltuk sonrası büyük sessizlik
Seçim biter bitmez aynı enerji, aynı motivasyon ortadan kaybolur. Koltuklar dolmuştur ama Yalova yine olduğu yerdedir.
Bir çöp dahi düzgün toplanmaz, bir park yenilenmez, bir sokak ışığı yanmaz.
Yıllardır aynı hikâyeyi izliyoruz. Hangi kuruma baksanız tablo aynı: Kazanılmış koltuklar, ama sıfır hizmet.
Bu arkadaşlara sorarsanız, herkes onların adamıdır.
‘Onu biz başkan yaptık, şunu biz getirdik.’
Bir selam vereni, bir çay içeni bile ‘bizim adam’ ilan ederler.
Yalova’da kim nereye gelse, arkasında bu ekibin gölgesi varmış gibi anlatılır.
Sanki şehir onların özel mülküymüş gibi.
Projeler değil, kulisler kazanıyor
Yalova’da hiçbir seçim proje ile kazanılmadı.
Ne bir planla, ne bir vizyonla…
Kazanan hep kulis, hep ahbap-çavuş ilişkisi oldu.
‘Bizim adam’, ‘bizim ekip’ kelimeleri, ‘Yalova için ne yapacağız?’ sorusunun önüne geçti. Bu yüzden şehir yıllardır yerinde sayıyor. Mahalleler çöpten geçilmiyor, altyapı çökmüş, yollar perişan. Biraz ileriye gidip çevre illere bakın, farkı görünce içiniz acıyor.
Son söz: Koltuğu değil, şehri kazanın
Seçimleri kazandınız, tebrikler.
Ama artık bir zahmet şu şehri de kazanın.
Yalova, sizden sadece sandık günü değil, her gün hizmet bekliyor.
Koltuk değil, şehir kazanın artık.
Haydi Yalova, kolay gelsin…
Haydi abiler, ablalar…
Bir de bu şehre el atın artık.