Doğal bir felaket olmadığı halde evlerimizde , işyerlerimizde hatta hayatımızın her evresinde bizlere ciddi zararlar veren yangın felaketi ile birlikte yaşayabilmek ve yangın felaketinin getireceği zararları önleyerek bu felaketten korunmak bizim için ciddi önem taşımaktadır.

Yangını anlamak ve ne olduğunu özümsemek için öncelikle ‘’ Yanma’’ ne demektir onu bilmemiz gerekiyor. Yanma en temel tanımlama ile Oksijen -Yanıcı Madde – Yakıcı Kaynak ile oluşan kimyasal bir reaksiyondur. Yanma reaksiyonu sonucunda ortaya bir çok ürün ortaya çıkar. Kimi ürünler istenen ürünlerdir mesela enerji – ısı v.b. kimileri ise istenmeyen ürünlerdir duman –atık madde v.b. , üstelik her yanma türünde alev ve duman çıkacak diye bir kaide de yok. Mesela insan hücrelerinde oluşan yanma alev ve duman çıkartmıyor ancak enerji veriyor.

Felsefik bir bakış açıcı ile bakarsak Yanma hayatın kaynağıdır diyebiliriz mesela. İnsanoğlu ateşi keşfedince medeniyete doğru büyük bir ilerleme sağlamış iddiası yok mu ? İnsanoğlu olarak kontrollü kullanılan yanma ile makinalar icat ettik gemiler , arabalar , uçaklar ve nerdeyse tüm enerji kaynaklarımız aslında kontrollü bir yanma sonucunda elde ettiğimiz kazanımlarımız. Konuşabilmek , yürüyebilmek için bile enerjiye ihtiyacımız var. Yaşayabiliyorsak enerji sayesindedir , hayat enerjisi. Hatta biraz daha ileriye giderek ; Albert Einstein dediği gibi ‘’Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir.Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda,bu gerçekliği yaşamaktan başka bir şey gelmez elinizden. Başka yolu yoktur.Bu bir felsefe değil,bu bir fiziktir.’’ diyeceğim. Biraz toparlamak gerekirse herşey en özünde enerjidir ve enerjinin bir frekansıdır diyebiliriz. Biz görmesekte her maddenin – herşeyin atomlarında bir yanma reaksiyonu var ve bu reaksiyon süreklilik halinde devam ediyor. Çünkü ‘’ Yanma Hayatın Kaynağıdır’’ yanma olmasaydı hayat olmazdı.

Yangın ise yemek pişirirken , aydınlanırken , yolculuk ederken yada enerji ile yaptığımız herhangi bir sırada ‘’ Kontrol dışına çıkmış yanma reaksiyonudur.’’ Kontrolsüz yanma reaksiyonuna Yangın denir. Kontrolü olduğunda hayatın kaynağı olan Yanma , kontrol dışına çıktığında çok büyük felaketlere yol açmaktadır.Teknik bir tabirle söylemek gerekirse ‘’ Yangın Bir Risktir.’’ Peki Risk nedir ? Risk herhangi bir tehlikenin oluşabilme ihtimalidir. İnsana, eşyaya ve tüm canlılara zarar verme potansiyeli olan her şey “tehlike” olarak tanımlanmaktadır. Denizde köpekbalığı bir tehlikedir , siz denize girdiğinizde köpekbalığının sizi ısırma olasılığına da risk denir. Riski engellemek için gerekli tedbirler alırsınız , mesela hiç denize girmezsiniz yada denize girilecek plajda önlemler alırsınız. Böylece riski azaltırsınız.Yada hiç deniz girmeyerek , yaklaşmayarak riski sıfırlarsınız.

Ancak is yangın riskine geldiğinde durumlar biraz değişmektedir. Çünkü yanma hayatın kaynağı olduğu için yangın riskinden tamamen kurtulma şansımız yok. Hepimiz enerjiyiz , herşey enerjidir , herşey yanabilir dolayısı ile yangın riski her zaman heryerde bizimle beraberdir. Yangın birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir risktir. Daha düzenli bir söylem ile ‘’ Yangın kontrol edilebilir bir risktir’’ dersek en doğru tanımı yapmış oluruz.

İnsanoğlu; Yanma olduğu sürece , yani yaşadığımız sürece , kainat var olduğu sürece , kıyamet kopana dek Yangın Riski ile yaşamak durumundadır. Yapmamız gereken şey yangın riskinin varlığını kabul ederek yangın ile birlikte yaşamayı öğrenmektir.Yanmayı dolayısı ile yangın riskini kontrol altında tutabildiğimiz sürece yangın riskinden etkilenmeden hayatımıza devam edebiliriz. Ateş sizin hizmetkarınızdır ta ki size isyan edene kadar. Ateşi hizmetkar olarak tutabilmenin en temel yasası ise ‘’Yangın Bilincine’’ sahip olmaktır. Yangın bilinci insanlara daha küçük yaşlarda yanmayı ve yangın riskini çok iyi öğreterek özümseterek gerçekleştirilebilir. Yangın tehlikesinin önemini ciddiyetini ne kadar iyi öğretirseniz insanları bu tehlikeye karşı daha çok önlem almaya yönlendirebilirsiniz.

Teknik olarak yangın bilinci ; herhangi bir yangın riskine karşı , temel yangın kavramlarını öğrenerek , yangını algılama, önleme ve müdahalede kullanılacak ekipman, malzeme ve sistem kullanımı ile ilgili farkındalığın oluşmasını sağlamak ile gerçekleşir. Yangın bilinci ancak yanma ve yangını bilmek ve ciddiye almak ile mümkün olabilir.Ülkemizdeki yangın bilincinden örnek vermek gerekirse ; Mesela milyonluk yatırım yapılıyor , ticarethaneler tesisler yapılıyor ancak yangın güvenlik tedbirleri bu yatırım içine ancak %1 yer kaplıyor hatta bazı yerlerde o bile değil. Bir yatırım yapılmış 2 milyon tl harcama yapılmış , yangın güvenlik tedbiri olarak sadece bir kaç yangın söndürme cihazı alınmış bu da sadece itfaiye oluru alarak ruhsat almak için. Bu kadar milyonluk yatırımı bir kaç yüz lira ile mi korumayı düşünüyorsunuz dendiğinde, genelde evet haklısınız biz hiç bu gözle bakmadık cevabı geliyor.

Ülkemizde yangın denildiğinde ilk akla gelen şey itfaiye ve yangın söndürme cihazı – halk dilinde yangın tüpüdür herhalde. Üstelik yangın çıkmadan yangın diye bir kavram akla gelmez. Yangın sadece ruhsat alma aşamasındaki bazı prosedürlerden ibarettir. Yangın söndürme tedbirleri ve cihazları prosedürler yerine gelsin de işletme ruhsatı alınsın diyerek yapılır. Zaten bir kere ruhsat alındımı da alınan tüm malzemeler veya yaptırılan tüm sistemler öylece durur. Periyodik bakımları yada çalışıp çalışmadığı yada nasıl çalışacağı gibi detayların hiç önemi kalmaz. Ruhsat aşaması geçildikten sonra tüm yangın güvenlik ve yağından koruma tedbirleri bir yangın çıkana kadar kimsenin aklına gelmez.Tüm işletmeler böyle demiyorum , kalite standartlarını almış kendi güvenli yönetim sistemlerini kurmuş kurum ve kuruluşlar tabii ki olması gereken tüm işlemleri yapılması gereken tüm işleri ve tedbirleri yapıyorlar. Ancak bu küçük bir yüzde genel çoğunluk ise maalesef yangın bilincine sahip değil .

Neden yangın bilinci önemlidir derseniz .Yangın doğal bir felaket değil ve kontrol edilebilir bir risk olmasına rağmen ülkemiz ölçeğinde en çok maddi ve can kaybına yol açan felaketler arasında ilk sıralarda geliyor. Yangın ülke ekonomisine en çok zarar veren felaketlerden birisi. Yanan ve sonucunda üretim yapamaz hale gelen işletmeler bir çok yönden ülke ekonomisi için zarar teşkil ediyor. Üstelik bu yangınların büyük bir kısmı küçük tedbirler , eğitim ve yangın bilinci ile engellenebilir bir durumdadır.Yangın hayatın her noktasında karşılaşabileceğimiz bir risktir ancak risk yönetilmediği zaman ciddi bir ‘’tehdit’’ haline gelmektedir. Biliniyor , tanımlanıyor ve kontrol altına alınarak yönetiliyor ise tehdit olmaktan çıkar. Burada önemli nokta ‘’bilmek’’ ve ‘’kontrol altında yönetmektir.’’Aslında yangın bilinci daha ilkokul çağlarında verilecek eğitimler ile başlamalıdır. Ancak bizim gibi geriden gelen ülkeler için hem ilkokul çağından başlayan eğitimler verilmeli hemde en tepeden başlayarak yöneticilerimize yangın bilinci kazandırmak için eğitim ve seminerler verilmelidir. Toplumun genelini bilinçlendirmek için ise kamu spotları , televizyon programları ve hatta çizgi filimler gibi medya araçları kullanılmalıdır. Uzun soluklu se süreklilik ile devam ettirilecek bir çabanın sonucunda verim alınabilir. Yangından korunma sürekli , kararlı ve sürdürülebilir bir disiplin çerçevesinde gerçekleştirilir ise verimli olabilir.Yangından korunma bilinci çerçevesinde en temel bilinmesi gereken şey şudur ki ; hiç bir yangından korunma kuralı – yönetmeliği masa başında yazılmamıştır. Tüm kurallar çok ciddi can ve mal kaybı oluşturmuş felaketler sonrasında ders alınarak yazılmıştır. Yangından korunmak yangın riskini yönetmek kulaktan dolma bilgiler ile , böyle gelmiş böyle gider söylemi ile yada bize birşey olmaz mantığı ile gerçekleştirilemez.

Yangın riskinden korunmak ve bu riski yönetmek ; bilim , mühendislik ve teknolojik bir disiplin ile gerçekleşebilir. Bilimsel teknik disiplini olmayan bir anlayış ile yangın riskini yönetmek mümkün değildir. Yangın mühendisliğini geliştirmeden , yangın riskini ciddiye alarak akredite kişi-kurum ve kuruluşlardan destek almadan yangın riskinin yönetilemeyeceği açıktır. Güzel bir gelişme 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu çerçevesinde ; Yangın risklerinin de iş güvenliği uzmanları tarafından değerlendirilme zorunluluğunun olmasıdır. Bu en azından hiç yoktan iyidir diyebileceğimiz bir gelişmedir. Ancak yeterli değildir , çünkü iş güvenlik uzmanları onlarca ihtisas gerektiren alan arasından yangın risklerini de genel olarak kabaca değerlendirebileceklerdir. Hiçbir kimsenin onlarca alan konusunda ihtisas sahibi olması beklenemez. Bu pratisyen hekim ile uzman doktor arasındaki fark gibidir. Yangın riskleri yangın güvenlik uzmanları , yangın risk uzmanları ve yangın mühendisleri tarafından değerlendirilmelidir.

Yangın felaketlerini minumuma indirmiş gelişmiş ülkelerdeki örneklikler iyi incelenmeli ülke ölçeğinde yangın mühendisliği konusunda ciddi atılımlar yapmalıyız. Bilim ve teknolojiyi kullanmadan , bilimim gereklerini yangın risklerini azaltmakta kullanamadan modern bir teknoloji geliştirmek , ekonomik kalkınmayı sürekli bir biçimde sağlamak imkansızdır. Yangın güvenlik mühendisliği yada yangın güvenlik yönetimi dendiğinde itfaiye ve yangın tüpünün dışında bir algı gelişmediği güne kadar yeterli bilinç sağlanmamış demektir.