Erşiddin Erkin ve Ali Zülfikar, Doğu Türkistan’daki zulmü duyurabilmek, bir ses, bir nefes olmak için ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. . İstanbul’dan Ankara’ya yürüyerek Ankara’dan Yalova’ya araçla geldikleri zorlu yürüyüşlerini 11 günde bitirdiklerini, siyasi bir amaçları olmadığını, tek isteklerinin Doğu Türkistan’daki kardeşlerine yardım etmek olduğunu ifade ettiler. Şimdiye kadar 32 yer gezdiklerini söyledi.

Erkin, “Ben Türk’üm, Müslüman’ım” diyemedim; çünkü Türk olmak, Müslüman olmak yasakmış”

   Erşiddin Erkin; “Türkiye Cumhuriyeti’ne, milletine teşekkür ediyorum. Her zaman bize destek oldunuz, ekmeğinizi paylaşıyorsunuz, Allah razı olsun. 1985’te Doğu Türkistan’da doğdum. Kendi topraklarımızda “Ben Türk’üm, Müslüman’ım” diyemedim; çünkü Türk olmak, Müslüman olmak yasakmış. 10 yaşımda Kuran eğitimi aldım,6 sene sonra memleketim Doğu Türkistan’a geri döndüm. Bir gün lise eğitimi almaya okula gidiyordum. İçeri aldılar, suçum kuran eğitimi almak. Hapse attılar, 2 dilim ekmek verdiler, her gün askerler geliyor, dövüyor, çıkıyordu. Bir sene ayakta kalmaya çalıştım. Ağabeyim de hapishaneye girmişti, çıkınca aklını kaybetti.

Erkin, “Doğu Türkistan meselesi, gurur, insanlık meselesidir”

   Doğu Türkistan diye bir toprak var, o toprak Türk Dünyası’nın ata toprağıdır. İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş yaptık. Yürüyüşteki amacımız, Doğu Türkistan’daki 3 milyon kan, din kardeşlerimiz, suçsuz günahsız hapishaneye atıldılar. Günde onlarca kişi ölüyor, yüzlerce kişi hapse atılıyor. Bunların suçu ne? Türk olmak, Müslüman olmak, başka bir suçu yok. Biz kendi topraklarımızı bırakıp kaçmadık, topraklarımıza sahip çıktık. Sizlerden bizlere emanet edilen topraklara sahip çıktık. Biz de şöyle bir laf vardır; ‘Ölmek var dönmek yok diye’; biz hep ölümü seçtik, dönmedik. Bizim Türklüğümüzü, Müslümanlığımızı bitirmeye çalıştılar, bitiremediler. 75 senedir işgal altında kaldık bizim her şeyimizle uğraştılar, yapamadılar. Ölüme atıyorlar. Kızlarımıza, kısır ilacı verdiler. Çocuklarımızın ana babaları yok. Çocuklarımıza sahip çıkacak kimse yok. Çocuklar bu soğukta donarak ölüyor. Sizlerde gördünüz sosyal medyalarda. Bizim hiçbir siyasi, parti işimiz yok. Doğu Türkistan meselesi Türk meselesidir, İslam meselesidir. Doğu Türkistan meselesi, gurur, insanlık meselesidir. Şu anda biz, burada rahat rahat evimizde oturuyoruz, yatağımızda uyuyoruz. Şu dakika şu saniyelerde kardeşlerimiz ölüyor, kan ağlıyor, bir ses bekliyor. Bu zulüme karşı bir ses bekliyorlar.

Erkin, “Biz ne kadar para kazanırsak kazanalım aynı yerin dibine gireceğiz”

  Para, pul, dernek, parti ile işimiz yok. Biz ne kadar para kazanırsak kazanalım aynı yerin dibine gireceğiz. Allah’ın katında bunun hesabını vereceğiz. 34 yaşına girdim, şu ana kadar ne yaptım diye kendime soruyorum. Zaten bu zulüm vardı 75 senedir. 4 sene oldu Türkiye’ye geldim, özgür yaşıyoruz; ama Doğu Türkistan’da bizim kan kardeşlerimiz, özgür nefes de alamıyor. Şu 4 sene içinde neden daha önce yürüyüşü yapmadım, neden sesimizi duyurmadım. Yazıklar olsun bana diyorum. Bizim için savaşın demiyoruz. Sadece bir dua edin, seslenin diyoruz. Başka bir amacımız yok.

  Her bir aileye Çinli ajan gönderiyorlar. Bizim Kuran okumamızı, namaz kılmamızı takip etmek için. Ailede erkek yok, bizim kız kardeşlerimiz, ablalarımız, annelerimiz bizim namusumuzdu, sadece bizim değil bütün Türk Dünyası’nın namusudur. Kızlarımızı zorla Çinlilerle evlendiriyor. Ben bir vicdan sahibiyim, siz çayınızı içerken, rahat yataklarınıza yatarken bir düşünün. Ben bir Türk’üm ben bir Müslüman’ım diyorsanız şunu bir düşünün.    Bu bize yakışmaz, bir olalım, lütfen seslenelim, şu zulüme dur diyelim. Biz savaşalım diyoruz; ama bizim savaşacak bir aletimiz yok, bizim bir tırnak makasımız bile yok. Evimizde yemek yapılan bıçakları zincirliyor. Bıçak kaybolunca da 5-10 sene hapse atıyor. Sizleri o kadar seviyoruz. Türk Bayrağı olan tişörtü giydiğimiz zaman hapse atıyorlar. Elimize para geçse Türk Malı alıyoruz, kardeşlerimiz kazansın diye. Müslümanlık, Müslüman’a sahip çıkmaktır. Biz kan kardeşiz, seslenelim başka bir amacımız yok” dedi.

Ali, “75 yıldır asimile edemedikleri Uygur Türklerini bu bahane ile yok etmeye çalışıyor”

   Zülfikar Ali; “Burada bulunan kardeşlerimize teşekkür ederiz. 3 sene içerisinde 3 milyondan 5 milyona kadar kardeşimizi içeri attılar. Suçu neydi? Suçu Türkiye’ye gelmek, buradan eğitim almak, yurt dışına çıkmaktı. Aslında bu bir suç değildi, onlar 75 yıldır asimile edemedikleri Uygur Türklerini bu bahane ile yok etmeye çalışıyor.

  Çin kamplarında hepsi çırılçıplak, elleri kelepçelenmiş halde ölümü bekliyorlar. Bizim de yola çıkmamızın sebebi Türkiye’deki kardeşlerimiz, bizim sesimize ses olun, büyüklerimizin de bu zulümlere dur demesini istiyoruz. Orada kız kardeşlerimize bacılarımıza, kısırlaştırma ilacı verilmiş durumda. 2 milyondan fazla erkek kardeşlerimiz Çin’in farklı bölgelerinde yok edilmek üzere, çocuklar eğitim kamplarına götürülmüş durumda, aileleri onlardan haber alamıyor. Yani bildiğiniz gibi Doğu Türkistan’da soykırım var” dedi.

Haber/Fotoğraf: Yasemen Yeter