Aziz şehitlerimiz için 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu Şef Haluk Çevik yönetimindeki Türk Halk Müziği Korosunun konseri ile devam eden açılış töreni, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suat Cebeci ve ardından Binali Yıldırım’ın konuşması ve paleket töreniyle sona erdi.

Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suat Cebeci konuşmasında; “Sizleri en kalbi duygularım ile selamlıyor, programa teşriflerinizden dolayı şükranlarımı arz ediyorum. Sözlerime başlamadan önce, ülkemizin birliği, bütünlüğü ve güvenliği için yurt içinde ve sınır ötesinde mücadele eden kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Allahtan muvaffakiyetler diliyorum. Allah onları korusun, sağ salim görevlerini tamamlamayı, ülkelerine, evlerine dönmeyi nasip etsin. Şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyor, bütün şehit ve gazi yakınlarımızın anılarını yürekten paylaşıyorum” dedi.

Rektör Cebeci, konuşmasının devamında; “Yalova Üniversitesi 2008 yılında kurulmuş olup henüz 10 yılını doldurmuş genç ve zinde bir üniversitedir. Kurulduğu yer itibari ile bilim, kültür, teknoloji yönünden merkezi konumda olan üniversitemiz bölgenin yükselen değeri olarak geleceğe umutla, güvenle ve heyecanla yürümektedir. Yakın geçmişte milletçe yaşadığımız acı olayların bıraktığı kötü izleri silip, üniversitemizin marka değerini yükseltmek için gerekli olan duyarlılık, azim ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Son bir buçuk yıl içinde yönetimde istikrarın sağlanması, kurum içi güven ve huzurun temin edilmesi yönünde önemli mesafeler kat ettik. An itibari ile sahip olduğumuz akademik ve idari kadromuz bu yolculukta başarılı olmak için gerekli beceriye ve yetkinliğe sahiptir. Yalova halkının, mahalli yöneticilerimizin ve kuruluşların giderek artan ilgi, destek ve katkıları da bize güç ve heyecan vermektedir. Sayın Başbakanım bilgili ve donanımlı bireyler yetiştirmek, bilimsel araştırmada da saha imkânları oluşturarak, bölgesel kalkınmaya, sosyal ve kültürel gelişime katkıda bulunmak, bölgenin rekabet gücünü arttıracak çalışmalar yapmak en temel hedeflerimizdir. Günümüzde milletlerin nasıl bir bilgi, güç ve çıkar çatışmasının içinde olduğunu bu mücadelede ayakta kalmanın tek yolunun çok çalışmak olduğunun farkında ve bilincindeyiz. Bu sebeple imkân ve fırsatlarımızı en verimli şekilde kullanarak değer üretmede ve bu amaçla ulusal ve uluslararası çalışlarımızda paydaşlarımızla birlikte iş birlikleri kurarak, bilgi ve deneyim tecrübemizi paylaşma yönünde çalışmalarımız hız kesmeden devam etmektedir. Sayın Başbakanım, sizi dinleyebilmek, size yeterli zaman bırakabilmek adına sözü üniversitemiz ile ilgili bilgiler vererek konuşmamı bitirmek istiyorum” dedi.

“79 devlet üniversitesi arasında da 17. sırada bulunmaktayız”

Konuşmasında Yalova Üniversitesi’nin mevcut durumdan ve başarılarından bahseden Cebeci; “Üniversitemiz, 7 fakülte, 5 meslek yüksek okulu, 2 enstitü, 13 araştırma merkezi, 1 yüksek okul ile beraber 123 bölüm ile eğitim ve öğretime devam etmektedir. Üniversitemizde akademik personel sayımız 535, yardımcı personel sayımız 314 olmak üzere toplam 849 personel ile çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Öğrenci sayılarımız; ön lisans 6716, lisans 6946, lisansüstü düzeyde de 1100 olmak üzere yaklaşık 15,000 öğrencimiz öğrenime devam etmektedir. Yabancı uyruklu öğrencilerimiz geçtiğimiz yıl sonu itibari ile toplamda 144 iken bu sene bu sayıyı 325 yeni öğrenci almak sureti ile 649’a ulaştırmış durumdayız. Mezun öğrencilerimizin ise 2008’den itibaren bugüne kadar toplamda yaklaşık 18,000 öğrencimizi mezun etmiş durumdayız. Üniversitemizin, üniversiteler arası sıralamasına göz attığımızda 2000 yılından sonra kurulan 86 üniversite arasında 25. sıradayız. Ve yine 2000 yılından sonra kurulan 55 devlet üniversitesi arasından 19. sıradayız. Bu liste üniversitelerin akademik çalışmalarının puanlaması ile oluşan bir sıralamadır. 2008 yılında birlikte kurulmuş olduğumuz 8 üniversite arasında 1. sıradayız. Tıp fakültesi olmayan 83 üniversite arasında 24. sıradayız, yine Tıp fakültesi olmayan 79 devlet üniversitesi arasında da 17. sırada bulunmaktayız. Bu sıralama üniversitemiz için küçümsenmeyecek derecede bir başarıyı gösterse de, biz bunları yeterli görmüyoruz. Yalova Üniversitesi’ni daha yukarılara çıkarmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Yayınlarımız ile ilgili bilgi vermek gerekirse, 2013 adet uluslararası makale, 54 uluslararası bildiri, 61 ulusal kitap ve çalışmalarımız bulunmaktadır. Üniversitemiz uluslararası puanlamada 1607 puan almıştır ki, puanlamada bizi öne geçiren bir puan olmuştur.” Dedi.

Binali Yıldırım’a fahri doktora verildi

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, milletine katkılarından dolayı büyük gurur duyduğumuz Sayın Başbakanım Binali Yıldırım Bey’e doktora diploması vereceğiz” dedi. Rektör Prof. Dr. Suat Cebeci’nin ardından Binali Yıldırım konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilmeden önce, Rektör Cebeci tarafından Binali Yıldırım’a Fahri Doktora ünvanı verildi.

“Muazzam bir destek ile teçhiz edilmiş bir örgüttür”

Yıldırım;“Gerçekleştirilen operasyona da değinen Binali Yıldırım; “Bildiğiniz gibi evvelsi gün Türkiye, uzun yıllardan beri başımızı ağrıtan, büyük bedeller ödeten, alçak, bölücü terör örgütlerine karşı yeni bir operasyonu başlattı.”

Yıldırım;“Daha önce, Başbakanlığım esnasında ‘Fırat Kalkanı’ ve ‘Afrin Harekatı’ başarı ile gerçekleştirilmiş, Fırat’ın batısındaki bölgeler terör unsurlarından temizlenmişti. Bölgedeki halk huzura kavuşmuş, ülkemizde bulunan mülteciler güven içerisinde topraklarına dönmüştü. Bu kez müttefiklerimize, bölge ülkelerine defalarca ikazımıza rağmen, maalesef doğuda yerli halkı göçe zorlayan, çocuklarını zorla silah altına alan ve zulüm eden bu alçak PKK eşit YPG eşit SDG gibi değişik isimler ile meydana çıkan bu örgüte karşı bir operasyon başlattık. Bu operasyon durup dururken olmadı. Hem Başbakanlığım sırasında, Cumhurbaşkanımız bir yandan, biz bir yandan NATO müttefikimiz ABD’ye defalarca dedik ki “bu yol yanlış yol”. Bir terör örgütü DEAŞ’ı yok etmek için bir başka terör örgütü kullanmak devletler yakışan bir iş değildir. Peki DEAŞ’ı yok ettikten sonra diğer terör örgütünü ne yapacaksınız? Onu yok etmek için başka bir terör örgütü mü icat edeceksiniz? Bu akla ziyan bir iştir. O zaman bize şunu demişlerdi “bu bizim için bir seçim değil, bir mecburiyet”. Ve maalesef yanlışlar da ısrar edildi. Binlerce PKK’lı, PKK’nın uzantıları, Suriye’deki kolu YPG teröristleri teçhiz edildi, donatıldı ve ülkemizdeki terör faaliyetlerine zemin hazırladı.”

Yıldırım; “Değerli kardeşlerim; Maalesef bu terör örgütü sıradan bir terör örgütü değil. Bu terör örgütü dost bildiğimiz ülkeler tarafından birkaç yılda muazzam bir destek ile teçhiz edilmiş bir örgüttür. Örnek vermek gerekirse üç yıl içerisinde bu terör örgütüne verilen silah ve mühimmatlardan birkaçı; 37,000 ‘Kalaşnikof’ tüfek, 7,500 makinalı tüfek, 4,000 ağır makinalı tüfek, 3,400 RPG7 roket atar, 315 havan topu, 1000 adet ABD ve Rus yapımı AT4 tanksavar silahı, 195 keskin nişancı tüfeği, 450 PV7 tipi gece görüş dürbünü, 150 adet kızıl ötesi lazer aydınlatıcı dürbün vb. liste uzayıp gidiyor. Bu örgüt ne yapacak bunları ne yaptıklarını görüyoruz. Her etkisiz hale getirdiğimiz terörist grubunun geride bıraktığı silahlar işte bu silahlar.”

Yıldırım; “Dünyanın değişik yerlerinden Türkiye’ye ‘orada ne işi var’ diyorlar. Bunu diyenlere sormak lazım; bunu söyleyen ülkelerin hangisinin Suriye ile ortak sınırı, komşulukları var. Suriye’de ki yangından etkileniyorlar mı? Binlerce km’den gelip oraya yerleşeceksiniz, 911 km boyunca sınırı olan Türkiye’ye burada ne işin var diyeceksiniz. Bizim oradaki işimiz çok açık ve seçiktir. Suriye ve Irak boyunca 1300 km’lik hudutlarımızın güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör devletini ortadan kaldırmaktır. Terör oluşumunu ortadan kaldırmaktır. Irak’ın batısında bunu yaptık şimdi kahraman Mehmetlerimiz, Suriye Milli Gücü ile birlikte Fırat’ın doğusunda da ‘Barış Pınarı Operasyonu’nu başlatmışlardır. Bu operasyon ile birlikte bölgedeki Araplar, Kürtler huzur bulacak ve terör örgütünün zulmünden kurtulmuş olacaklar.”

Yıldırım; “O bütün çalışmalarımız boşa gitti. Önemli olan orada kontrolü kaybetmemek, bunun için de sık sık röle eğitimlerini, gerçekten olmuş gibi yapıp kimin ne yapacağını, kimin nerede duracağının çok iyi belirlenmesi gerekiyor.”

“99 depremi bize çok büyük bir bedel ödetti’’

Yıldırım; “99 depremi bize çok büyük bir bedel ödetti ama büyük bir tecrübe kazandık. Ümit ederim, inşallah bundan sonra, olası afetti en az zarar ile bunu atlatmış oluruz. Bunun için farkındalık önemlidir. Hepimizin yapacağı iş var. Ama devletimizde, yerel yönetimlerimiz de bu alanda gayretlerini sürdürüyorlar.”

“25,000 civarında vatandaşımıza iş, aş sağlıyor”

Yıldırım;Yalova, Altınova sahilini bir tersane alanı haline getirdik. Şu anda orada yirmiden fazla tersane üretim ve ihracat yapıyor. Ülkemize döviz kazandırdığı gibi 25,000 civarında vatandaşımıza iş, aş sağlıyor. Aileri de katarsan 100,000 kişiden bahsediyoruz. Yan sanayiyi de katarsan 200,000 kişiden bahsediyoruz. Tuzla’dan sonra kısa sürede en fazla gelişme gösteren, gemi inşa bölgesi oldu.”

Yıldırım; “Az önce gelirken yolda konuştuk, TERSAN A.Ş yabancılar ile yüzüncü kontratını yapıyor. Eskiden gemi yaptığımız ülkelerden gemi alırdık, şimdi biz onlara yapıyoruz. Türkiye’deki gelişimi en güzel şekilde bu olay bile gösteriyor. Gemi tamir, bakım, ‘havuzlama’ işlerinde çok mesafe kat ettik. Ama bunun ile yetinmemeliyiz, daha fazlasını yapmamız gerekli. Çünkü Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, refahı için olmazsa olmaz istihdamın arttırılmasıdır. İstihdamı arttıracak yeni yatırımlar ile, yeni fabrikalar ile, daha fazla üretmek ile, daha fazla ihracat ile gerekli. Türkiye’nin petrolü, doğal gazı yok ama Türkiye’nin enerjik, genç beyinleri var, insan sermayesi var. Bu sermaye öyle kolay kolay herkesin sahip olabileceği bir şey değil. Türkiye’deki bu sermayeye gıpta ile bakıyor yabancılar. Ama biz ne yapıyoruz, fitne tohumları ekip enerjimizi tüketmeye uğraşıyor. Gençlerimiz eğitimden alıp, dağa kaldırmaya çalışıyorlar. Ama son bir iki yıldır kararlı tutumumuz ve etkin mücadelemiz ile bunun da sonuna geldik. Kim ne yaparsa yapsın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi muasır medeniyetler seviyesine ulaşmamızdaki hedefimizi sadece geciktirebilirler, engelleyemezler.”

“Yalova hepimizin kentidir”

Yıldırım; “Osman Gazi Köprüsü, Yalova’nın çehresini değiştirdi. İzmir-İstanbul-Yalova-Bursa otoyolu, bu bölgenin kaderini değiştirdi. Daha güzel olacak. Her şey çok daha güzel olacak inşallah. Yeter ki birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun.”

Yıldırım; “Ben Yalova Üniversite Rektörümüze ve senato üyelerine beni ödüllendirdikleri için teşekkür ediyorum. Tabi hepimiz amacı ülkemizi çok daha güzel yerlere getirmek, bunu da nasıl başaracağız, herkes kendi bulunduğu alanda en iyisini yapmaya çalışacak. Mükemmele odaklanırsak, iyiyi ıskalarız. Unutmayın mükemmel, iyinin düşmanıdır. İyiyi başaralım yeter. O zaman mutlaka sonuca erişmiş olacağız. Bu duygu ve düşünceler ile bir kez daha 2019-2020 akademik açılışının üniversitemize, öğrencilerimize, akademisyenlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, bize bugün verdiğiniz bu fırsattan, bu ödülden dolayı tekrar teşekkür ediyorum. Değerli Vali, değerli milletvekilleri, değerli protokol hepinizi bu güzel günde Yalova Üniversitesinin akademik yıl açılışında saygı ile, muhabbet ile selamlıyorum. Cumanız mübarek olsun, geleceğiniz aydınlık olsun” dedi.

Plaket, hediye ve teşekkür sunumlarının ardından açılış töreni sona erdi.