Göğüs Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Murtaza İlhan yaptığı açıklamada; “Akciğerler vücudumuzun oksijen gereksinimini sağlayan, her iki göğüs kafesimizi dolduran organlarımızdır. Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin gibi) hasara yol açabilirler. Kanserin bu yayılımı metastaz olarak adlandırılır. Akciğer kanserleri mikroskop altında izlenen hücrelerin görüntüsüne göre “küçük hücreli akciğer kanseri” ve “küçük hücrelidışı (küçük hücreli olmayan) akciğer kanseri” olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Akciğer kanserlerinin yaklaşık %80’ni küçük hücreli dışı gruptadır.

Akciğer kanserinin ilk belirtileri arasında yer alan öksürük, çoğunlukla başka nedenlere bağlı olduğu düşünülerek yeterince önemsenmiyor. Oysa iki haftadan uzun süren, giderek artan ve nedeni belirlenemeyen inatçı öksürük, akciğer kanserinin temel göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yanı balgamda kan görülmesi veya balgam renginin koyu kahverengi olması da akciğer kanserinde önemli belirtiler olarak biliniyor. Ayrıca göğüs ağrısı, nefes darlığı, iştahsızlık ve kilo kaybı, ses kısıklığı ve yutma güçlüğü akciğer kanserin diğer önemli belirtileri arasında yer alır.

Günümüzde akciğer kanserinin tanısında ve evrelenmesinde aşağıdaki yöntemler kullanılmaktadır: Radyolojik incelemeler (Akciğer grafisi, Bilgisayarlı Tomografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, PET/CT) ek olarak balgam örneği incelemesi, Bronşların endoskopik olarak değerlendirilmesi (bronkoskopi), Bronkoskopik veya göğüs duvarından yapılan biyopsi, Mediastendeki lenf bezlerinin değerlendirilmesi için mediastinoskopi.

Akciğer kanserinin tedavisinde ilk seçenek cerrahi yöntemlerle endeskopik (VATS) veya açık yöntemle kanserin bulunduğu akciğer veya akciğer bölümü çıkartılır. Cerrahi için elverişli olmadığı düşünülen hastalarda ise kemoterapi uygulanabilmekte.” Bilgilendirmesinde bulundu.