Tan, ‘Hâlen 1,5 milyon Gazze’li havadan, karadan ve denizden İsrail’in ablukası altında bulunuyor. Gazze’nin Dünya ile tek iletişim ve insani ihtiyaçlarını kısmen karşıladığı Mısır sınırındaki Refah kapısı ise, Mısır’daki darbeci yönetim tarafından kapatılarak adeta hayat damarları acımasızca kesilmiş dünya ile bağlantısı koparılan Gazze halkı açlık ve her türlü imkansızlıkla karşı karşıya bırakılmıştır. Hastalar tedavi için bile Gazze dışına çıkamamaktadır. Filistin toprakları ve Mescid-i Aksa her geçen gün ağırlaşan ve genişleyen işgal altında eziliyor. Siyonist işgalci yönetim tarafından durmadan Filistin topraklarında Yahudi yerleşim yerleri inşa ediliyor.

Kudüs mahzun. Kudüs’ün muhafızları, Filistin şehitlerinin yetimleri ve yetim anneleri bu büyük zulüm karşısında onurlu direnişlerini sürdürüyor.Filistinli çocuklar ise, Gazze Limanı’ndaki umutlu bekleyişlerini Gazze Özgürlük Filosu’nun yola çıktığı günden bu yana sürdürüyorlar. Gemilerin ablukayı kırıp gelmesini ve hep birlikte Mescid-i Aksa’ya doğru büyük özgürlük yürüyüşünün başlamasını bekliyorlar’ dedi.

     Tan, ‘Mavi Marmara ve Özgürlük Filosu misyonu, İsrail’in unutturma ve dezenformasyon çabalarına rağmen adaletin, barışın ve özgürlüğün sembolü olarak tüm dünyayı dolaşıyor. Bizler de, 31 Mayıs 2010 gecesi ve sonrasında yaşananların sorumluluğunu her gün artan bir bilinçle taşıyoruz. Mavi Marmara’nın şehitleri ise, tüm dünyada unutulmaz bir kardeşlik destanının kahramanları olarak hatırlanıyorlar.

İsrail Mavi Marmara’da gerçekleştirdiği katliamın kendisi için sonun başlangıcı olduğunu gün be gün daha yakından hissediyor ve kendisi için tek çözüm yolunu “Büyük bir insanlık ayıbı olan Mavi Marmara saldırısını tarihten silmek, üzerini örtmek ve unutturmak” olarak görüyor. İsrail resmen dilediği özür ile suçunu kabul etmiş, yaptığı katliamı kabullenmek zorunda kalmıştır. Şimdi olması gereken bu katliam emrini veren ve katliamı yapan Siyonist katillerin hesap vermesi ve cezalandırılmasından başka bir şey değildir. 10 Ekim 2013 günü Çağlayan adliyesinde 4. Duruşması görülecek olan Mavi Marmara davasının takipçisi olduğumuzu ve Siyonistlerin Mavi Marmara’yı bir özür dilemekle veya tazminat vermekle unutturamayacağını, bu davanın Kudüs-Filistin özgürlük mücadelesinin bir parçası olduğunu bir kez daha dünyaya haykıracağız ve onurlu Filistin mücadelesinin sesi olacağız’ dedi.

     Tan, ‘Şehitlerimizin manevi şahsiyetine, Mavi Marmara’nın ve Filistin halkının onurlu mücadelesine ve Mescid-i Aksa’ya olan sorumluluğumuzun bir gereği olarak, Yalova Halkını 09 Ekim 2013 Çarşamba günü  saat 17.30’de Uğur Mumcu Bulvarı’nda yapacağımız kitlesel basın açıklamasına davet ediyoruz.

Bizler insanlık dışı muamelelerle kuşatılan Gazze’yi, işgal edilmiş Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı ve tüm Filistin’i insanlık onuru adına özgürleştirmek için yola çıkmış kişiler olarak bu amaca ulaşmadan yolumuzdan dönmeyeceğimizi bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyoruz. Bu büyük davada atılacak her bir adımı, başta Filistin işgali olmak üzere tüm dünyadaki adaletsizliklerin ortadan kalkması için vesile kılmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz’ dedi.