Anlamanın farkına varmanın ve beraber yaşamanın erkek nazarında diğer adıdır kadın diyerek sözlerine başlayan Avcı ardından şöyle devam etti, ‘’ Anneyi fark eder ilk insan. Sonra eşi olacak kadını anlamaya tanımaya çalışır ve sever. Sonra beraber bir yaşam başlar evlilik ile ."Kız evlat" kristal elmas gibi bir hediyedir bu sürecin bize sunduğu nihayetin de. Bu hediye ile baba erkekliğin sadece bir hissiyat olduğunu anlar ve artık erkeklik duruşu kız evlat ile hizaya gelir ve eşitlenir insani olarak.

     8 Mart dünya kadınlar günü yukarıdaki gerçekliğin tarumar edilmesi ile modern dünyanın timsah gözyaşları ile kadınların hak gasplarına ve her alandaki istismarına karşı  bir nevi gönül alma günüdür bir bakıma da. Hayatın varlığı kadar ya da alemin varlığı kadar yada anlatımı bile anlamsız olan "Kadın" gerçekliği hiç bir kutlama ile anma ile geçiştirilemeyecek kadar önemli iken bu günün varlığı yetersiz kalır kadının değerini anlama anlatmada.

    Eğer gerçek manada İslam bilinci hayat inşa edilse idi bu günkü kadın problemleri ile ilgili hiç bir şey konuşmuyor olacaktık. Ama modern hayat kendini kadın varlığı üzerine inşa etti. Piyasayı da, ilişkileri de, kadim kültürü de, ahlakı-ahlaksızlığı da ve fırsat a çevrilecek her ne varsa "kadın" figür olarak kullanılır oldu. Erkeğe de bu figürü işleme ve sunma görevi verildi. Bu  bir yazı ile geçiştirilemeyecek kadar önemli bir konudur. O yüzden bir güne sığdırılamayacak kadar üç beş gün konuşulamayacak kadar da üzerinde hassasiyetle durulacak bir değer arz eder nazarımızda.

  Kadınlarımız ruhumuz, evimiz, yaşam dayanağımızdır. Onların varlığı ile varlık bulmuş olan insanoğlunun "erkek egemen olduğu toplumlar adaletsizliğin ve haksızlığında egemen olduğu bir toplum olmaya mahkum olduğunu belirtir, az da olsa eğer kendilerinin mutlu olacakları bu günü 8 Mart dünya kadınlar gününü kutlarız’’diyerek sözlerini sonlandırdı.