Kendine bir iyilik yap!

Becerileri geliştirebilme, stresle mücadele edebilme, yaratıcı hislerin ve ruhsal kavramların senin iyilik halinin içeriğini oluşturur.

İyilik halinin tanımını; bireyin kendisini sağlıklı ve mutlu hissetme hali olarak açıklayabiliriz.

Bu anlamın içine akıl ve ruh sağlığı, pozitif yaşam doyumu, huzur, anlam duygusu, stresle başa çıkabilme becerileri girer. Kısaca kendini 'iyi hissetmek' diyebiliriz.

Hayatın her alanında sağlıklı olabilmek, iyilik halini sürdürebilmek kişinin doğrudan kontrolünde olabildiği gibi, tamamen çevresel faktörlerle ailevi, kalıtsal etmenler, hava kirliliği yetersiz sağlık sistemi, gibi sistemik etmenler nedeniyle de kolay olmayabilir. Diğer taraftan sağlıklı yaşam alışkanlıkları fiziksel olarak kişiye bağlı olduğu gibi iyilik halinin ruhsal gereksinimler yerine getirildiğinde de sürdürülebilirliğidir.

Bir gerçek var ki spor ve sanat kişinin direk bedensel ve ruhsal iyilik halini oluşturmada en etken faktörlerden biridir. Ancak hayatındaki sevgisizlik, yapaylıklarda kişiyi adeta rutubetli bir duvar gibi çökertir.

Hangi yaşta olursak olalım insan ruhu sevgi ile beslenir. Bebeklik- çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde, her yaşta sadece ruhu sevgi ile beslenir.

İnsanı sevgisizlik öldürür.

Bu sevgi kesinlikle karşılıklı yaşanmalıdır. Sevgi ancak saygıyla uzun soluklu olur. Sevgi ve saygıya sarılırsanız iyilik haliniz artar. Sağlıklı uzun bir yaşamınız olur.

İyi gelmeli insanlar birbirine. Mesela içtiğin su yaramalı...

Kahve içtiğin kişi iyi gelmeli. O iyi gelmeli ki kahve de sana iyi gelsin.

İyi gelme, iyilik hali iyi olma...

Hepimiz iyi olmak isteriz. Bedenen ve ruhen iyi olma bir başka varoluş boyutuna geçmedir aslında.

İyi gelmeyen şeyleri idare etmemeyi seçin. Nasıl da mutlu olacaksınız...

İdare etmemeyi geç de olsa öğrendim ben mesela.

Her gün sosyal medyada şöyle birkaç cümleye rastlıyorum.

Sosyal medyada; "Bana iyi gelmeyen arkadaşlarım, siz benim arkadaşım olamazsınız sizi sayfamdan çıkarıyorum ya da benimle bu konuda aynı düşünmeyenler lütfen sayfamı terk etsin alınmayacağım" gibi ya da benzeri mesajları" sizler de görüyorsunuzdur. Hiç yadırgamıyorum. Birbirimizin doğal süreçlerini kabullenmekte bir iyilik halidir.

Ebeveyn çocuğa iyi gelmeli. Arkadaş iyi gelmeli. Dost iyi gelmeli. Yokluğumuzda eğer durumda çökme yok da kayıp yoksa, orada da bir daha sen olma.

Sevgilin iyi gelmeli sana. Eşin iyi gelmeli. Çalıştığın yer iyi gelmeli. İyi gelmiyorsa kişi başka yere gitmeli.

İçtiğiniz ilaç size iyi gelmediğinde ne yapıyorsunuz?

Doktora gidip bu ilaç bana hiç iyi gelmedi. Lütfen bana başka bir ilaç verin ya da bunu keselim diyorsunuz değil mi?

Doktor da zaten farklısını söylemiyor. İlacı kökten kesiyor ya da ilacı değiştiriyor. Çok nadiren biraz bekleyin yan etkileri geçecek diyor. Ama şunu eklemeyi unutmuyor. "Biraz bekleyelim hala iyi gelmiyorsa çaresine bakalım." Diyor.

Size iyi gelmeyen her şey için çaresine bakın derim. Çaresine bakmadığınız şeyler, emin olun size çok kötü bakıyor.

Mesela giydiğiniz kıyafet size iyi gelmeli. Kendinizi iyi hissettirmeli. Yediğiniz yiyecek iyi gelmeli. Hani bazen duyuyoruz "mayalı hamur bana dokunuyor" derler...

Size dokunan insanları da tespit edin...

İyi gelmeyen ne varsa rafa kaldırmayın, direkt çöpe atın!

Sonra yaşadığınız alandan uzaklaştırın. Bazı okurlarımın şu anda şöyle dediğini; "kolay olmuyor işte Nergis Hanım ha deyince çıkartılmıyor hayattan." Dediğinizi duyar gibiyim.

O zaman siz de ilacı yavaş yavaş kesin. Bazen bıçak gibi ve bazen yavaş yavaş...

Bir dostum şöyle demişti bana; ‘’şimdi değilse, zamanı ile usulünce’’

İyi geliyorsa zahmetine katlanın bakın kedinize...

Kuşunuza, balığınıza...

Ama size getirdiği yükler, yararından fazlaysa, yine iyi gelmeyecektir. Harika bir evde yaşıyor olabilirsiniz. Ama atmosferi size uygun değilse aynı. Bazı yiyecek, içecekler ya da kumaşlar gibi bazı insanlar da insanlara alerji yapıyor.

Siz istemeseniz de gözleriniz sulanır, burnunuz kaşınır. Rahatsızlık hali olur. Yani iyilik haliniz kaybolur. Size tavsiyem iyilik haliniz için ne gerekiyorsa yapmanız. İyi olmalı, iyi bir hayat yaşamalısınız. Bundan kastım kesinlikle finans değil. Parayla sadet olmadığını artık bilmeyen var mı?

Parayla sadece gereklilikler yerine geliyor.

Ömrünün son döneminde söylenen sözlere, mektuplara bakıp, son mesajları okuyunuz. Aslında insanın hayatı kadar daha kıymetli bir süreç yok. Hayatınızdan daha kıymetli bir olgu yok!

Hayatınızdan daha canlı bir şey yok. Tanrı insanları iyi bir hayat yaşaması için dünyaya getirdi. Hayatta kalabilme dediğimiz şey aslında insanın iyi olma haliyle birlikte canlı olmasıdır.

Biyolojik olarak nefes almanız sizin canlılık haliniz anlamına gelmiyor. Gözünüzün canlı, enerjik ve mutlu olması, kendinizi, neşeli ve dinamik hissetmeniz elzemdir.

İnsanoğlu okumayı yazmayı öğreniyor. Tabii ki ben bir mutluluk hastalığından bahsetmiyorum. Bir tükenmişlik sendromuna girin de demiyorum. Her an mutluluk halinden bahsetmiyorum. İnsan elbette dibe vuracak. Dibe vuracak ki yukarıya çıksın. Hep yukarıda kalmak mümkün değil. Ancak her an başımıza ne gelirse gelsin, genel huzur hissinden bahsediyorum.

En başarılı mühendislere, yazılımcılara, en değerli eğitimcilere mesleğinde zirve ya da finansal başarısı tartışmasız ünlülere bakınız!

Ne diyorlar; benim çocuğum bir yerde garson olabilir. Bir fabrikada işçi olabilir. Fırında ekmek yapıyor olabilir. Önceliğim onun mutluluğudur. Sahip olduğun kariyer ya da paraya rağmen mutsuz olunuyor.  Çocuğunuz ne olursa olsun bırakın ne olursanız olun nereden biliyorsunuz karanlıktan aydınlığa çıkmayacağını...

Nereden biliyorsunuz yerin altının üstünden daha iyi olmadığını!

Kara topraktan turuncu havuç çıkartan doğa size kötü davranmaz.

Her gecenin bir aydınlık sabahı, güneş görmeyen memleketlerde bile belli bir süre sonunda uzun gündüzler oluyor.

Lütfen iyi olma halinizi koruyun, destekleyin. Çünkü iyilik halinde olmadığınızda vücudunuzda hastalıklar başlayacaktır. İnsan ömrü tahminimizden çok daha uzundur aslında. Bilim adamları bunu söylüyor. İspatladılar insan ömrünü fiziksel olarak vücudumuza aldığımız kimyasallar kadar onu kısaltan huzursuzluklardır diye...

Lütfen hayatınıza bir dışarıdan bakın. Sonra size ne iyi geliyorsa ona sarılın.

En büyük sihir insanın kendine inanmasıdır.

Kendinize inanın ve ruhunuzda iyilik halini oluşturun.

Kişinin ruhsal ve bedensel gerisinimlerini anlaması ve buna uygun yaşam tarzını ve gereksinimlerini belirleyip bunları duyurması iyilik halini sağlayacaktır.

İnsanın bedensel iyilik hali duygusal, iyilik hali sosyal kültürel iyilik hali, mesleki iyilik hali, siperitüel iyilik hali olarak 5 boyutta durumu değerlendirebiliriz.

Bedensel iyilik hali olarak sağlığın korunması, sağlık için gerekli unsurların yani uyku düzeni ve kalitesi düzenli beslenme, fiziksel olarak aktif olma hali, düzenli doktor kontrolü çok önemlidir.

Duygusal iyilik hali dediğimizde ise kişinin hayatında yaşadığı içsel deneyimlerini ele alır. Duygu kontrolü, duygularının farkındalığı, yaşanan olaylar karşısında gerçekçi ve mantıklı düşünebilirken, kendi içsel duygularını ve yapmak istediklerini hiçe saymamasıdır. Toplumsal baskılar nedeniyle ya da gelenekçi yaklaşımlardan dolayı hayatında gerçekleştirmek istediği değişikliklerden vazgeçmesi iyilik halini tamamen ortadan kaldırır. Bu nedenle var olan düzenden çıkıp yeni düzene geçişte edineceği kazanımlar onun iyilik halini dönüşmesini sağlar.

Sosyal kültürel iyilik hali ise bireyin toplumda diğer bireylerle girmiş olduğu sosyal etkileşimi ele alır. Sosyal iletişim ve etkileşimi güçlü olan bireyin yaşam kalitesi artar. İnsan kendi gibi düşünen, kendine benzeyen kalplerde mutlu olur.

Mesleki iyilik hali ise işte aktif olma, edindiği bilgi ve becerileri kullanabilme, zihinsel olarak onu zorlayacak geliştirecek, ama bunu severek yapabilme halidir. İş ve öğrenim hayatında memnun olan kişiler, sağlıklı paylaşımcı ve takım çalışmalarına açıktır. Buda onun iyilik halini yükseltir.

Spiritüel iyilik hali ise yaşam amacını anlamaya araştırmaya dayanır. Diğer tüm boyutlarda olduğu gibi bu boyuttaki iyilik hali de yüksek olan bireyin, yaşam kalitesi de yüksek olur.

Bence iyilik hali yıldızının parlaması için tüm iyilik hali boyutlarını dengeli hale getirmektir. Hayat kalitesini artırmaktır. Yaşam boyunca karşılaştığın engellerinin üstesinden nasıl geldiğin önemlidir.

Hayatında karşına çıkan engelleri aşarken ileride yoluna çıkabilecek engelleri de kaldırmış olursun. Aslında yüzleştiğin engeller sana gelecekte var olan bir problemle başa çıkma yeteneği kazandırır. Bu yetenekleri hayat tecrübesi olarak isimlendiririz. Edindiğin yetenekler artıkça iyilik hal yıldızının boyutlarının kuvveti artar.

 Yani parlasın.

Çıkmış oldun bu yaşam yolculuğunda sana en önemli eşliğin kendi bedeninin olduğunu unutma!

 İnsanın fizyolojik olarak sağlıklı oluşu, psikolojik olarak sağlıklı oluşu ile ilişkilidir.

Fiziksel ve ruhsal sağlığını dengede tutmak,  bireyin iyilik halini yükseltmesi için gerekli olan ortamı yaratır. İyilik halinin yüksek olması, bireyin yaşam kalitesini arttırır ve niteliklendirir. En güzel yatırımlar kendine yaptığın yatırımlardır. İyilik yıldızının parlaması için bedenine ve ruhuna iyilik yap!

Bedenine ve ruhuna iyi bak!

Elalem ne der? Toplum ne söyler? Bunları bir kenara bırak! Sizin için gerekli olanı belirleyin. Emin olun bunu bencilce yapmayacağınızı ben biliyorum. İyilik haline geç. Gerçek gereksinimlerini doyur.

Haydi kendine bir iyilik yap!