DOW-AKSA’nın ve parçası olduğu AKSA’nın hukuksuzluğunu bir kez daha tescil eden satırlar aşağıda aktarılmıştır:

“Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, Yalova İli, Çiftlikköy İlçesi, Denizçalı Köyü sınırları içerisinde kurulması planlanan Karbon Elyaf Üretim Tesisi Projesi ile ilgili olarak alınan çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararının iptali istemiyle bakılmakta olan iş bu davanın açıldığı
anlaşılmaktadır.
“Olayda, uyuşmazlığın çözümü teknik bilgiyi gerektirdiğinden, Mahkememizin 26.12.2014 tarihli kararı ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, söz konusu yerde 23.03.2015 tarihinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan ve karara esas alınabilecek nitelikte görülen raporda özetle; 'Dava konusu proje kapsamında Yalova İli, Çiftlikköy İlçesi, Denizçalı Köyü sınırları içerisinde DowAksa İleri Kompozit Malzemeler Sanayi Ltd. Şti. tarafından karbon elyaf kapasitesi 4500 ton/yıl'dan 10.000 ton/yıl’a çıkarılmak istenmektedir. Bunun yanı sıra, karbon elyaf üretiminde hammadde olarak kullanılan ve piyasaya doğrudan verilebilecek precursor elyaf (64.975 ton/yıl) ve precursor elyafın hamaddesi olan PAN bazlı polimer (65.500 ton/yıl) üretilecektir. Yine aynı proje kapsamında, ürün çeşitliliğinin de arttırılması hedeflenmiştir. Bu amaçla tesise Noncrimp dokuma (Multiaxial), dokuma, Pultruzyon, Tovpreg, Prepreg üniteleri de ilave edilecektir. Bunların yanı sıra kapasite artışı ile birlikte polimerizasyon ünitesi için şarj hazırlama ünitesi de devreye alınacaktır. Projenin tamamlanarak basamaklı olarak devreye alınması 7 yıl olarak planlanmıştır. Bu kapsamda tesisin öngörülen kapasiteye ulaşması 2021 yılını bulacağı belirtilmektedir. Söz konusu tesisin ömrünün 40 yıl olması planlanmaktadır. AKSA Akrilik A.S. ile aynı kompleks içinde kalan, kapasite artısı gerçekleştirilecek Karbon Elyaf Üretim Tesisi için sağlık koruma bandı önerilmemiş olup, mevcut sağlık koruma bandının yeterli olacağı bildirilmektedir.Ancak, ÇED Olumlu Belgesi alındıktan sonra ilgili idareye Sağlık Koruma Bandı işlemi ile ilgili başvuruda bulunulacağı ve verilecek karar doğrultusunda hareket edileceği belirtilmektedir. ÇED olumlu kararı alındıktan sonra böyle bir başvuru yapılıp yapılmadığı konusunda herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Proje kapsamında, alev alması durumunda çevre için olumsuz etkileri bilinen akrilonitril için yeni depolar yapılmayacak olması, yeni tesis için oluşabilecek risklerin etki düzeyini değiştirmeyecektir. 1988 yılında akrilonitril tankları esas alınarak önerilen ve bugün itibariyle ihlal edilmiş olan 1200 m güvenlik bandı söz konusudur. Sağlık koruma bandının mevcut tesisler için bile yeterli olmadığı düşünülmektedir. Nihai ÇED raporunda, AKSA ve AKKIM fabrikalarına bitişik ve başka kimya sanayi kuruluşlarının da bulunduğu alanda planlanan proje için kümülatif çevresel etki değerlendirmesine rastlanmamıştır. Proje alanı Yalova ili’ne yaklaşık 12 km, Çiftlikköy İlçesine yaklaşık 7 km ve Taşköprü Mevkii’ne yaklaşık 2 km mesafede yer almaktadır. Mevcut tesis, AKSA ve AKKIM fabrikalarına bitişik bir sahada yer almaktadır. Tesis sahası İzmit-Yalova karayolunun kenarındadır. Proje alanının etrafında birçok sanayi kurulusu bulunmaktadır. Planlanan tesise en yakın yerleşim yeri Altınkum Mahallesi olarak (200 m) olarak verilmiştir (Nihai ÇED Raporu s. 39). Aynı zamanda en yakın tesisler, AKKIM Organik Fabrikası 300 m, Askeri Havalimanı 700 m ve ERSUR Fabrikası 700 m olarak belirtilmiştir. Planlanan tesis alanı için DAS Mühendislik Deprem Araştırma Sondaj Müh. Mad. Ins. ve Tic. Ltd. Sti. tarafından 2007 yılında hazırlanan Zemin Etüd Raporu verileri kullanılmıştır (Ek-10). Yeni bir zemin etüd çalışması yapılmamıştır. Faaliyet alanı ve yakın çevresinin 18.04.1996 tarih ve 96/8109 sayılı kararı ile belirlenen Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası”nda 1. Derece Deprem Bölgesi içerisinde kalması nedeniyle proje kapsamında “Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik” esasları ile “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uyulacağı beyan edilmektedir. Bunun yanında Ocak 2013’te hazırlanmış acil durum yönetim planı bulunmaktadır. Bu raporda deprem ve diğer acil durumlarda yapılması gerekenlere ait bilgiler verilmektedir. Yatırımcı firma yeni tesis kurmadan önce tekrar bir jeoteknik araştırma yaptırmak durumundadır. Elverişsiz zemin koşulları ve depremin yapı üzerine olumsuz etkileri başta yatırımcı firmayı zarara uğratacağından, depremsellik etkisini de içeren titiz bir jeoteknik raporunun hazırlanmasını yatırımcı firmanın bizatihi kendisi isteyecektir. Onaylanan Nihai ÇED raporunda, mevcut faaliyetlerle beraber yapılması planlanan yeni kapasite arttırımının kümülatif etkisi üzerine bir değerlendirme yer almamaktadır. Bu konu ile ilgili olarak ilgili raporda “söz konusu proje kapsamında gerçekleştirilecek kapasite artışı ile yönetmelik şartları sağlanacak olup, projeden kaynaklı olumsuz bir etki beklenmemektedir” ifadesi kullanılmıştır (Nihai ÇED raporu, s. 159). Proje kapsamında gerçekleştirilecek kapasite artısı sebebiyle proses kaynaklı emisyon (toz, YOC, amonyak, siyanür vb.) miktarlarında meydana gelecek artısın ilave olarak iki adet RTO ve VAR baca gazı yakma sistemleri kullanılarak zararsız gazlara (CO2, CO, NOx, su buharı) dönüştürüleceği raporda belirtilmiştir. Aynı zamanda, doğalgaz sarfiyatının düşürülmesi ile tesiste oluşan yanma gazı emisyon (CO, C 0 2, NOx) miktarlarının da azaltılacağı ifade edilmiştir. Ancak, baca gazı yakma sistemlerinin gaz emisyonunun türünü değiştirip karbon salinım azaltmayacağı, doğal gaz kullanımının azaltılarak tesis içindeki kömür yakıtlı termik santralinden elde edilen elektrik kullanımının daha fazla emisyona neden olabileceği dikkate alınmamıştır. Tesiste mevcut durumda üretim çalışmaları sırasında oluşan proses kaynaklı emisyonlara (toz, VOC, amonyak, siyanür) ait analiz raporu, gürültü ölçüm raporu ve koku emisyon raporu verilmiş ve yönetmelik sınır değerlerini sağladıgı görülmüstür (Ek 19, Ek 20, Ek
13). Ancak, planlanan tesisin devreye girmesi ile oluşacak emisyonların çevredeki diğer isletmelerin etkileri ile birlikte kümülatif değerlendirmesi yapılmamıştır. İnşaat aşamasında çalışacak 200 kisi için, toplam su ihtiyacı 30 m /gün olarak hesaplanmıştır. İsletme aşamasında çalışacak toplam 650 kisi için, toplam su ihtiyacı 97,5 m /gün olarak hesaplanmıştır. Belirtilen bu hesaplamalar doğrultusunda, gerek içme ve kullanma suyu gerekse deiyonize su, yangın suyu, soğutma suyu vb. kullanımlar AKSA Fabrikası’nın mevcut sisteminden karşılanacaktır seklinde belirtilmiştir (Nihai ÇED Raporu, s. 126). Proje kapsamında, mevcut durumda 3.571.506 kcal/h olan soğutma suyu ihtiyacı 13.306.238 kcal/h değerine ulaşacaktır. Soğutma suyu beslemesi ve dönüsü, AKSA mevcut kapalı devre soğutma suyundan sağlanmakta olup, kapasite artısı kapsamında da aynı şekilde sağlanacağı belirtilmiştir. Ancak, mevcut uygulamaya yönelik teknik bir bilgi verilmediğinden kapasite artış durumunda soğutma suyu sistemi ile ilgili bir değerlendirmeye rastlanmamıştır. DowAksa üretim faaliyetlerinden kaynaklanacak atıksular Akkök grup şirketleri (Aksa, DowAksa ve Akkim) ortak arıtım tesisinde arıtılacaktır. Şu an mevcut olan atıksu arıtma tesisi 6500 m3/gün kapasitede (AKSA’ya ait) çalışmaktadır. Kapasite arttırımı sonucu artacak olan atıksu kapasitesini karşılamak için yeni bir atıksu arıtma tesisi projelendirilmistir.Projelendirilen tesis 15.000 m3/gün kapasiteli olacaktır ve söz konusu tesise ait proje onayı nihai ÇED Raporunda yer almaktadır. ÇED raporunda flora-fauna ve endemik türlerle ilgili değerlendirmeler literatür bilgisine dayalı olarak yapılmıştır. ÇED raporunda Hava Meydan Komutanlığından alınmış bir izin belgesi yer almamaktadır.' yönünde ifadelere yer verildiği ve sonuç olarak 'hazırlanan nihai ÇED raporunda, kapasite artısı için inşa edilecek tesisten kaynaklanabilecek olumsuz çevresel etkilerin, mevcut tesisin oluşturduğu çevresel etkilerle birlikte değerlendirilmediği' yönünde kanaatin ortaya konulduğu görülmektedir.

“Bu durumda, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde yapılan tespitler dikkate alındığında, nihai ÇED raporunda, kapasite artısı için inşa edilecek tesisten kaynaklanabilecek olumsuz çevresel etkilerin, mevcut tesisin oluşturduğu çevresel etkilerle birlikte değerlendirilmediği
açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

“Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 7.548,10 TL yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine,
müdahil tarafından yapılan 104,80 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 17/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”Bu karar, AKSA’nın sürekli büyüme heves ve inadına dur diyen bir karardır…

Kamuoyunun bilgisine saygı ile duyurulur.

YALOVA PLATFORMU