2019 yılının Mart ayında yapılacak olan Mahalli Seçimler ile Kasım ayında yapılacak Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, Türkiye de siyaset hareketlenmeye başladı.

Belediye başkanlıklarından, belediye meclis üyeliklerine, milletvekilliklerinden, muhtarlara kadar 2019’da yapılacak seçimlere 1 yıldan daha fazla bir süre varken, hemen hemen her iş yerinde, her caddede, her sokakta, her kıraathanede, her berberde vatandaşımızın şu sıra en çok konuştuğu konunun siyaset olduğunu söyleyebiliriz.

Sosyal medya üzerinden siyesi görüşlerini; söylemleriyle, düşünceleriyle, siyaset yaptıkları partilerde yerlerini sağlamlaştırma çabası içinde bulunanlar...

Mevcut dengeleri bozmaya yönelik, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni iktidardan indirmek için gündeme getirilen açıklamalar, birbirleriyle idelojik yönden zıt olan siyasi parti genel başkanlarının ittifaklar için birbirlerine gerçekleştirdikleri ziyaretler...

Oy veren kesim, yani vatandaş, Türkiye’de, Avrupa’da, Ortadoğu’da, Asya’da, Afrika’da, Amerika’da, yani Dünyanın her köşesinde yaşanan; siyesi, ekonomi, iç çatışma vb. bir çok konu hakkında bilgi sahibi olduğunu görebiliyoruz.

Zulme uğrayan halkları, iç çatışmaları tetikleyen şer güçlerini, çıkarları uğruna; inançları, ırkları, düşünceleri ne olursa olsun, sömürülen, işkenceye tabi tutulan, öldürülen suçsuz ve günahsız insanları hepimiz çok iyi biliyoruz.

Bu gerçekler ışığında, özellikle milletvekilliği ve başkanlık seçimlerinde, vatandaşlarımızın istikrardan yana bir duruşu isteyecekleri kanaatindeyim. Bu istikrarın bozulmasını isteyen şer güçlerin de, 1 yıllık zaman sürecinde hiç de rahat durmayacakları bir gerçek.

2019 yılında yapılacak olan, Mahalli, Milletvekilliği ve Başkanlık seçimleri ülkemizin geleceği açısından büyük önem arz ediyor.

Bu da, her vatandaşın bilinçle oy kullanması anlamına geliyor.