Hayatta en keskin güzellik kendin olabilmektir. Diğer insanlardan seni ayıran özün, sözün, ruhun olabilmeli bu hayatta. Hem yaşlı bir insan gibi olgun, hem küçük çocuklar gibi düşünebilme becerin olabilmeli. Özün, sözün birbirinin ikizi olmalı mesela, dilin ile yüreğin aynı şeyi söyleyecek her konuşmanda ve öyle boş konuşmayacaksın. Dil yüreğe dokunacak konuşunca, hem inancını hem değer yargılarını hem idealistliğini en üst düzeyde tutacaksın. Ne ezecek ne de ezileceksin. İnsanları terazide iyi ölçeceksin, iyi analiz edeceksin. Mücadelesi ve azmi olmayan insanlara acıyacaksın, elinden geleni sonuna kadar mücadele ile yapacaksın. Gönlünün vicdanının en ücra köşeleri rahat olacak mücadele makbuzun baktığındaki ya o isteğine kavuşup tadını çıkaracak ya da o isteğinden buz kütlesi misali soğuyup sileceksin yaşamından lakin gönlün mücadele ettiğine şahitlik edecek öyle bir mahkemeye çıkacaksın ki vicdan hakiminin kendisi şahit olacak. Güç ile her daim gülümsemeyi bileceksin, hem ağır taş misali ağırbaşlı hem en şımarık çocuk olmayı bileceksin. İnancın, kültürün, karakterin, değer yargıların seni sen yapan ilkelerin olabildiğinin en iyisi olacak. Hem duygusal hem gaddar olabileceksin, öz benliğinin iyisini kötüsünü harmanlayabileceksin. Hem idol almayı hem idol olmayı bileceksin. Diğer insanlardan seni ayıran yönlerin olacak, hem güçlü hem dingin olmayı bileceksin. Değer yargıların olacak... En güzel armağan hayatın mutluluk sepetinden senin için seçtiklerini sana sunduğudur...