Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmadığımız bu günlerde vaktimizin büyük çoğunluğunu mutfakta geçiriyoruz. Bu durum da kilo almamız da kaçınılmaz olabiliyor. Fakat bu durumun önüne geçmenin bizim elimizde olduğunu unutmamalıyız. Nasıl mı?

Sağlıklı tercihler yapın!

Mutfağa gittiğimizde buzdolabından seçeceğimiz besinin sağlığımıza ve bağışıklığımıza yararlı besinler olmasına özen gösterelim. Örneğin bir çikolatadan ya da poğaçadan ziyade bir meyve yiyelim. Yeni tarif denemelerimiz bol yağlı, hamur işlerinden ziyade hafif, sağlıklı tercihler olsun.

En az 5 porsiyon sebze meyve!

Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek bu dönemdeki ön önemli hedefimiz olmalıdır. Bu sebeple sebze meyve tüketimini arttırmalıyız. Mevsim sebze ve meyvelerinden günde en az beş porsiyon tüketmeliyiz. Ancak meyve ve sebzelerin temizliği bu dönemde çok önemlidir. Eve getirdiğimiz sebze ve meyveleri öncelikle bol sirkeli suda yıkayalım sonrasında buzdolabına kaldıralım.

Yemek saatleriniz belirli olsun!

Uzun süre aç kalmayın. Mutfağa girdiğinizde kan şekerinizin düşmesi sonucunda büyük bir açlık hissederek yemeklere saldırabilirsiniz. Çok hızlı şekilde yiyerek vücudunuza çok fazla kalori alabilirsiniz. Bunun önüne geçmek için belirli aralıklarla belirli saatlerde ana ve ara öğünlerinizi yapın.

Geç saatlerde bol kalorili şeylerin tüketiminden kaçının!

Artık evdeyiz ve birçoğumuz geç saatlerde uykuya dalıyor. Bu nedenle özellikle ekran karşısında gece yeme alışkanlıkları artabiliyor. Bu tercihlerimiz cips, bisküvi gibi paketli gıdalardan ziyade meyve ya da kuruyemiş gibi tercihler olabilir. Böylece gece geç saatlerde metabolizmamız yavaşlamaya başlamışken vücuda bol kalorili gıdaları almayız ve kilo almamızın önüne geçmiş oluruz.

Bağırsak sağlığına dikkat edin!

Bağışıklığımız için yine çok önemli adımlardan biri de bağırsak sağlığımızdır. Hem korona virüsünden korunmak hem de kilo alımına engel olabilmek için bağırsak hareketlerimizin düzenli çalışması gereklidir. Bunun için yapmamız gereken günlük yeterli miktarda lifli gıda tüketmektir. Lifli gıdalara tam tahıllı ürünler, kuru baklagiller, yulaf, bulgur, sert kabuklu meyveler, sebzeler örnek verilebilir. Çiğ tüketilen besinler pişmişlere, kabuklu olanlar kabuksuzlara göre daha çok lif içermektedir.

Bol su için!

Su, birçok sağlık sorununun oluşumuna engel mucizevi besin ögesidir. Vücudumuzun su dengesini bozmamak için vücuttan atılan ve vücuda alınan su dengede olmalıdır. Günlük yaşantımıza, en az 2 litre suyu eklediğimizde vücudumuzun ihtiyacını karşılayacağız, vücudun sağlığına kavuşmasına yardımcı olacağız hem de sindirim sistemimizi hızlandıracağız.

Hareketi ihmal etmeyin!

Dışarı çıkmadığımız için hareket edememe bahanesi bulmamalıyız. Onun yerine evimizde yapabileceğimiz yürüyüş hareketleriyle en azından vücudumuzun hamlamasına engel olabiliriz. Unutmayalım ki hareket de vücudumuzun sağlığı için olmazsa olmazlardandır.

Daha sağlıklı bir hayat zor değildir, diyetisyen yardımıyla attığınız küçük adımlarla büyük değişimler başarabilirsiniz.