Eski Ramazan Aylarından günümüze kadar gelenekselleşmiş pek çok ritüel vardır. Bunlardan biri Ramazanda oruç tutan Müslüman halkı sahura kaldırmak için maniler eşliğinde davul çalan Ramazan Davulcularıdır.

Kavuştuk Ramazan’a,

Hem de büyük ihsana,

Bu ayda oruç tutmak,

Huzur verir insana.

Diyerek sokak sokak dolaşır maniler söyleyip sahura uyandırılırdı hane halkı ve tatlı bir telaş başlardı. Evlerde yanan ışıklar ise davulcuya ayrı bir mutluluk ve huzur verirdi.

Davulcu deyip geçmeyin sakın, Ramazan’da davul çalmak özel hüner ve itina isterdi. Zira maniler anlamlı olacak, Ramazan ayının maneviyatını, birlik beraberlik ve hoşgörüyü yansıtacak bir de nükteli bir şekilde söylenerek icra edilecekti. Anlaşılacağı gibi Ramazan davulcusu olmanın püf noktaları vardı.

Sahur saatine yaklaşıldığında kıyafetin giyip davulunu alan davulcu, gideceği güzergâh üzeri önceden belirlediği şekilde görevine başlardı. Mahallede kim oturur, kim hasta, kim hoşgörülü, kim sinirli bilir ona göre programını yapardı. Önceden gezdiği sokaklarda, balkonda, cam kenarında “sarı çiçekli saksı” gördü mü anlardı ki o evde hasta var, mesajını alır oradan geçerken sessizliğe bürünürdü.

Sadece bu değil tabii ki; Gayri Müslim halkın oturduğu sokaklarda davul çalınmaz, sessizce geçilirdi. Toplumda bir yaşam ahengi vardı. Farklı inanışa sahip halk birbirine hoşgörülü ve saygılıydı. Gayri Müslim halk da bu ayda hassa davranarak ulu orta yiyip içmez, komşusuna, arkadaşına davranışlarıyla sevgi, saygısını gösterirdi.

Ramazanın ilk günlerinde; Ramazan ayının gelmesinin sevincini yansıtan maniler davullarla söylenirdi…

Ramazan Geldi Dayandı,

Camiler Nura Boyandı,

Mağfiretler Saçıp Geldi,

On Bir Ayın On Birini,

Arayıp, Seçip Geldi.

Ramazan’ın ilk on beş günü tamamlandığında ilk bahşişler verilir, dalgınlığa, unutkanlığa mahal vermemek için Ramazan davulcusu bu durumu maniler ile duyururdu;

Yine Açıldı Çarşılar,

Turfanda Çıktı Turşular,

Bu Konaktan Bahşiş Aldım,

Sizde Duyun Ey Komşular.

Günün anlam ve önemi nükteli bir şekilde söylenir, kimi evin kapısı aralanır, kimi üst kattan mendile sardığı bahşişi verirdi davulcuya.

Kadir gecesi ayrı bir manalı olurdu. Sabah namazına kadar Camiler dolup taşar, ibadetle meşgul olunurdu. Ramazan Davulcumuz da;

Gök Kapısı Açılır,

Aleme Nur Saçılır,

Günahlardan kaçılır,

Mübarek Kadir Gecesi.

Diyerek, Kadir Gecesinin güzelliğini manilerine taşırdı. Artık Ramazan’ın sonlarına gelinmiştir, davul ve manilerimiz bir başkadır artık.

Hüzün ve sevincin aynı anda yaşandığı gecelere erişilmiştir. Ramazanın bitmesine hüzünlenirken bir yandan Bayrama kavuşmanın sevinci vardır artık.

Rabbime Şükür Ederiz,

Orucu ettik Eda,

Seni Yine Bekleriz,

Ya Ramazan Elveda.

Manileri ile şükür ve teşekkür ederiz. Bayramın ilk günü Ramazan Davulcumuz mahalleyi dolaşarak bayramlaşmaya çıkar. Helallik alır, bayram hediyesini ve bahşişini alarak görevini tamamlardı. Mahallenin yaşlılarını, çocuklarını bir hüzün kaplardı. Çocuklar için, Ramazan davulcusunun bir daha ki Ramazan’a kadar olmayacak olmanın hüznü, büyüklerimiz için ise ya nasip, bir daha ki Ramazan’a ölmez sağ kalırsak tekrar kavuşmanın umut ve hüznünü yaşatırdı Ramazan Davulcusu.

Rabbim. Sağlık afiyetle oruçlarımızı tutmayı, ibadetlerimizin makbul, kabul olan ibadetlerden olmasını nasip etsin inşallah.

Daha nice Ramazan Aylarına, sevdiklerimizle beraber kavuşma dileğiyle...

Sevgi, Saygı ve Mutlulukla.