Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan toplantının açılış konuşmasını, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suat Cebeci yaptı.

“En içten duygularımla selamlıyorum”
Toplantıda Yalova Üniversitesinin faaliyetlerini aktaran Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Suat Cebeci, “Yalova Üniversitemizin çok değerli mensupları, değerli eğitim öğretim kadromuz, dekanlarımız, müdürlerimiz, profesörlerimiz, doçentlerimiz, doktor öğretim üyelerimiz ve araştırma görevlilerimiz; öncelikle hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.
Bu öğretim yılının hepimiz için hayırlı olmasını, sağlıklı ve başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyorum. Bu Akademik Genel Kurulumuz malumunuz olduğu üzere her sene tekrar ettiğimiz, geçtiğimiz öğretim yılında nelerin yapıldığını değerlendirdiğimiz ve bunun üzerine önümüzdeki öğretim yılı içerisinde nelerin yapılması gerektiğine dair hazırlık oluşturmak üzere planlama yaptığımız bir toplantıdır.

“Yalova üniversitesi hala kuruluş aşamasında”

“Bu değerlendirmeyi kendi açımdan yaptım. İtiraf etmeliyim ki üniversitemiz hala kuruluş aşamasında. Henüz kuruluşunu tamamlamamış bir üniversite konumunda.

Çünkü, 2-3 yıl içerisinde 4 tane fakülte açmak zorunda, 23 tane yeni bölüm açmak durumunda kalırsanız, teknoloji merkezi, enstitüler gibi düzenlemeleri yeniden Yalova Üniversitesine kazandırmak durumunda kalırsanız, henüz kuruluş aşamasındasınız demektir.  Bu gelişmeler her zaman üniversitelerde devam eder. Her sene yeni bir bölümler açılır. 3-4 yılda kapasitenize göre, bir yeni bir fakülte açarsınız, arz ve talep dengenize göre bu gelişme süreci devam eder.

Yalova Üniversitesinin 12 yılda artık bir gelişmişlik düzeyine ulaşmış olması lazım. Şu an itibari ile biz bu düzeyi, bir ölçüde yakaladığımızı düşünüyorum.”

“2 sene içerisinde dört fakülte açmışız”

“Yalova Üniversitesinde, 9 fakültemiz, 5 meslek yüksek okulumuz, 1 yüksek okulumuz, 1 teknoloji merkezimiz ve enstitülerimizi tek çatı altında birleştirerek yeni baştan dizayn edip, bir lisans üstü eğitim sistematiği derken, belli ölçüde kuruluşumuzu bir noktaya getirdik.

Yalnız tamamladık diyemiyorum. Çünkü açtığımız fakülteleri açmak problem değil. Açtığınız anda, hemen karşınıza o fakültelerin alt yapı sorunu, fiziki imkanları, donanım imkanları, personel imkanları, idareci ve akademik personel anlamında karşılanması gereken bir dizi ihtiyaçlar çıkıyor.
Siz o ihtiyaçları karşılama kapasitesini kendinizde bulamıyorsunuz. Bu sıkıntıyı ciddi bir şekilde yaşıyorsunuz. Eğer biz, 2 senede 1 fakülte açmış olsak, inanın bu sıkıntıları çekmeden hem o fakültenin fiziki altyapısını hem donanımlarını hem personelini karşılayabiliriz.

2 sene içerisinde 4 fakülte açmışız. Yeni dekanlarımız ‘istediklerimizi alamıyoruz, ne yapacağız’ diyorlar. Dekanlarımız bize sitem ediyorlar. Bunun farkındayım. Bu haklı yakınmalara maruz kalıyoruz ama biz de çırpınıyoruz, düzeltmek için.

Düşünün, bu 4 yeni fakülte için henüz bir tane öğretim binası yapmış değiliz. Henüz bir öğretim binası yatırımı da alabilmiş değiliz.”

  

“Çok şanssızlıklar yaşadık”
“Mart 2018’de göreve başladım. Hemen o yılın sekizinci ayında finansal kriz ortaya çıktı, ekonomi alt üst olunca yatırımlar durdu. Bir senelik çabayla bunun etkisinden kurtulduk derken Pandemi ortaya çıktı.

Pandemi de aynı şekilde bizi içeriye kapattı. Devlet insanlar işsiz kalmasın diye kısmi çalışma ödeneği, kira desteği gibi yardımlarda bulundu. Yatırımlar durdu. Siz bu ortamda ne yapacaksınız, debeleneceksiniz.

Biz, şunu başardığımızı söyleyebiliriz; şu ana kadar açtığımız fakültelerde kimseyi dışarda bırakmadık. Bir şekilde çözüm ürettik.

Spor Bilimleri Fakültemize en azından idari kadrosuyla, birkaç sınıfıyla yerleştirmeye, Sağlık Bilimleri Fakültemizi yerleştirmeye, İnsan Bilimleri Fakültemizi yerleştirmeye, Tıp Fakültemize öğrenci almasıyla ve üç yıllığına öğrencilerini Uludağ Üniversitesi’nde misafir etmesi ile ilgili anlaşmalar yaptık.”

 

“En büyük sıkıntımız donanım meselesidir”

“Şu sıralar en büyük sıkıntımız donanım meselesidir. Yeni kurulan fakültelerimizin laboratuvar ve atölyelere ihtiyacı var. Eğitim ve üretim olmazsa, olmaz. İhtiyaçlar bizden talep edildiğinde zorlanıyoruz. Hiç olmazsa bunu bir sıraya koyalım diyoruz. Mevcut birimlerin ihtiyacını karşılayalım, seneye diğerlerinin ihtiyacını karşılarız düşüncesi ile hareket ediyoruz.

Bazen rakamları indirelim, gözden geçirelim dediğimizde, dekanlarımız sitem ediyorlar. Haklılar, onlara diyecek bir şeyim yok ama bizi de anlayın, bizi de anlamaya çalışın.”

 

“Türkiye’nin en zengin bölgesinin orta yerindeyiz”

“Yalova Üniversitesinde şöyle bir gerçekle karşı karşıyayız; hep beraber bunu aşmak zorundayız. Üniversitenin lokasyonu çok cazip olabilecek bir noktada. Türkiye’nin en zengin bölgesinin orta yerindeyiz. Bağırsak duyulacak derecede…

İstanbul, Bursa ve Kocaeli’nin orta yerindeyiz. Her türlü imkana sahip olan bir coğrafyadayız. Yalova Üniversitesinin 12 yıl içerisinde emsallerinin çok çok önüne geçmesi lazımdı ama Anadolu’da bizimle beraber açılan üniversitelere gittiğimde gıpta ediyorum. Neredeyse alt yapılarını, kampüslerini tamamlamışlar.

Bizim bir farkımız var. Bizim öğretim kadromuz iyi. Belki de bu coğrafyanın çekiciliğiyle iyi bir öğretim kadrosuna sahibiz ve o sayede de en azından akademik çalışmalarda, üniversite derecelendirme kurumlarının yaptığı sıralamalarda iyi bir yerde olmakla teselli buluyoruz. Emsallerimize göre iyi bir yerdeyiz. Biz bu alt yapımızı temin edebilirsek, çok daha iyi bir yapıda olacağız. Bunun için de elbirliğiyle çalışacağız.”


“Pek destek alabildiğimizi söyleyemem”

“Ne yazık ki ilimiz üniversiteye destek konusunda iyi değil. Bu konuda belki il üniversiteleri içerisinde en mağdur durumda olan üniversitedir. Pek destek alabildiğimizi söyleyemem. Bunu güzel bir kaynaşma ile temin edemedik. Bunu gerçekleştirmek için düşüncelerimiz vardı fakat bu iki yıldır devam eden Pandemi problemi bu imkânı da elimizden aldı. İçeriye kapandık, öğrencisiz kaldık, etkinlikler düzenleyemedik, şehirle buluşacak çok önemli projeleri gerçekleştiremedik. Ne yazık ki bir adım ileriye gidemedik. Bu bizim eksikliğimiz ama düşünce ve plan eksikliği değil, bizim dışımızdaki sebepler yüzünden gerçekleştirememe eksikliği olarak karşımızda duruyor.”


“Tıp Fakültemizin ciddi yatırım ihtiyacı var”

“Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesinin Morfoloji binası için ciddi yatırıma ihtiyacı var. Onun için dün Ankara’daydık. Çok ciddi görüşmeler yaptık. Çabalıyoruz yatırım programını aldırmak için. Eğer önümüzdeki yılın Yatırım Programına aldıramazsak, ondan sonraki yıla kalırsa, Uludağ Üniversitesi ile yaptığımız üç yıllık sözleşme bitinceye kadar Morfoloji binamızı yetiştiremeyiz.
Ayrıca Afiliasyon meselemizi henüz bir protokolle yoluna koymuş değiliz. Onun görüşmelerini yaptık. Eğer onu da gerçekleştirirsek, planlamasını yapmamız gerekiyor. Çünkü dışarıda öğrenci okutmanın birtakım sıkıntıları var. Şu anda dekanımız, öğrenci işleri daire başkanımızla beraber, Uludağ Üniversitesi’ne gittiler. Orada da açılışlar var, orada bizim öğrencilerimiz var. Sahipsiz kalmasınlar, onlarla ilgilenelim, neler yapmamız gerekiyorsa onları yapalım.”


“Pandemi başlamadan önce bilişim altyapımızı yenilemiştik”

“Alt yapı çalışmaları bu şekilde devam ediyor ve gündemimizi meşgul ediyor. Bunlarla başa çıkmak bizim görevimiz, şikâyet etmiyoruz, bir yılgınlık göstermiyoruz.

Bir yıl içerisinde gerçekleştirdiğimiz bilimsel çalışmalarımız, eğitim-öğretim çalışmalarımızla Pandemi dönemine rağmen bir aksaklık yaşatmadık.

Pandemi başlamadan önce bilişim altyapımızı yenilemiştik. 3,5 milyonluk bir yatırımla kapasitemizi yükseltmiştik. Bu hazırlık üzerine uzaktan eğitime tamamıyla başladığımızda biz hazırdık ve üç komisyon kurduk.

Bunlardan 1.’si Alt Yapı Komisyonuydu. Bilişim altyapısını çalıştırma, aksaklıkları önleme Komisyonu.

2.’si, İçerik Geliştirme Komisyonuydu; İnternete koyduğumuz içerikleri çok zenginleştirmemiz lazım ki yüz yüze eğitimin yerini tutmasa bile ona yakın bir başarıyı sağlayabilelim.

3.’sü de Sınav Komisyonuydu. Çünkü uzaktan eğitimin sınavları ne yazık ki ölçücü değil, olması da çok zor. Biz de olabildiğince ölçü yapabilmek için farklı sınav türleri üretip hocalarımızdan bu konuda destek almak suretiyle çalışmalar yapan bir üçüncü komisyon kurduk. Bu komisyonların çalışmaları halen devam ediyor.”

“%40 oranında uzaktan, %60 oranında ise yüz yüze eğitim olacak”

“2021-2022 öğretim yılında %40 oranında uzaktan eğitimle, %60 oranında da yüz yüze eğitimle devam edeceğiz.
Bu oranlar her birim için kesin olarak belirlenmiş oranlar değildir. Birimlerimiz kendi kabiliyet ve kapasitelerine göre ve kendi ders niteliklerine göre bu oranı; %35, %30, %40, %45 yapabilirler. Biz ortalama %40 diyoruz. Ayrıca son zamanlarda ilk ve ortaöğretimde yüz yüze eğitim başladı. Hemen vaka sayıları yükseldi ve 30.000’e dayandı.
Üniversitelerde eğitim başlayınca, bu durum nasıl değişecek belli değil.

Sağlık Bakanımızla bunu konuştuk. “Sayın Bakanım bu tekrar kapanma için niyetiniz var mı, bu günlük vakalar kaça kadar yükselirse biz eğitim öğretimi tekrar yüz yüze yapacağız?” diye sordum.

Bakanımız “hiçbir düşüncemiz, yok her şartta artık yüz yüze eğitimlere devam etme kararlılığındayız. Yalnız bunu sürdürebilmemiz için ciddi bir şekilde tedbirlere riayet edilmesi şart.”

“Seyreltilmiş kampüs modeli uygulaması getirdik”

“Bugün bilincimizi ve kararlılığımızı yinelemeliyiz. Biz, seyreltilmiş kampüs modeli şeklinde bunu yürütelim diye yaptığımız çalışmaları revize ettik. Şu andaki düşüncemiz; %40 öğrencimiz her gün evinde, yurdunda kalır da kampüse gelmezse, toplam öğrencilerimizin sadece %60’ı her gün okula gelecek demektir.

Biz bunu daha da aşağıya indirmek için sabahçı öğrenci uygulaması getirdik. Birimlerimizin bir kısmı sabah ders yapacak, diğer kısmı öğleden sonra ders yapacak.
Her birim bunu kendisi ayarlayacak ama her birim mutlaka yüz yüze eğitiminin yarısını sabah, yarısını öğleden sonra yapacak. Böylece o %60’ı da yarı yarıya indirdiğimiz için, kampüste bulunması gereken öğrenci sayısı %30’u geçmeyecek.
Seyreltme, teması azaltmak için yetmiyor. Sınıflarımızı da seyreltmeye devam edeceğiz. Maske kullanımına özen göstereceğiz. Sınıf dışı alanlarda öğrencilerin toplu halde bulunması gereken yerlerde de mesafe kuralları devam edecek.
Her birim planlama yapacak. Sınıflar boşaldığında mutlaka havalandırılacak ve dezenfekte edilecek. Dersleri 45 dakikaya indirdik, blok dersi kaldırdık. Ders aralığı 15 dakikaya çıkarıldı. Dolayısıyla 45 dakika ders yapıldıktan sonra 15 dakikalık arada sınıflar havalandırılacak, dezenfekte edilecek ve ikinci ders için hazırlanacak.
Olabildiğince üniversitemizdeki yüz yüze eğitimin Pandeminin azgınlaşmasına imkân vermeyecek şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bunu da bizler başaracağız. Bu bizim başarabileceğimiz bir şeydir. Yeter ki kararlı olalım, dikkatli ve duyarlı olalım. Bu bizim için hayati önem taşıyor.”


“İnsani ve vicdani sorumluluk hissederek aşılar yapılsın”

“Özellikle arzu ediyoruz ki bütün personelimiz aşılarını tamamlamış olsun. Burada bir mecburiyet yok ama vicdani ve insani mecburiyet var. Herkes o insani ve vicdani sorumluluğu hissederek aşılarını tamamlasın. Öğrencilerimizi aşı konusunda teşvik edelim.
Eğer sınıfımızda hastalık belirtileri gösteren bir öğrenci varsa onu derhal PCR testine yönlendirmemiz gerekiyor.”

 

“Peki Sınıfta biri pozitif çıkarsa ne olacak?”

“Bunun için Tıp Fakültesi Dekanımız, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanımız ve Mediko Sosyal Müdürümüzden oluşan bir Pandemi Tedbir ve Takip Komisyonu kurduk. Olaylar ilkin bu komisyona intikal ettirilecek. Sağlık Bakanlığının filyasyon ekipleri ile beraber burada karar verecekler. Onlar ne karar verirse biz uygulayacağız.
Hijyen, maske ve mesafe konusunda, aşı konusunda, PCR testi konusunda bütün personelimizin son derece duyarlı olmalarını bekliyoruz. Bunu toplumsal bir sorumluluk olarak herkesin hassasiyetle takip edeceğini düşünüyorum.
Genel olarak baktığımızda Pandemiye rağmen iyi giden çalışmalar yaptığımızı biliyorum ve bu çalışmaları yapan arkadaşlarımıza şükranla anıyorum, tebrik ediyorum.”


“Yalova Üniversitesini daha etkin hale getirmek için bir gayret içinde olalım” 

“Bu toplantımızda da başarılı arkadaşlarımızı takdir edeceğiz, kurumlarımızı takdir edeceğiz.
Bütün gayemiz şudur ki tatlı bir rekabet olur. Bu kuruma değer katmak için dolayısıyla topluma değer katmak için çok büyük maliyetlere sebep olan, bu kurumu daha etkin hale getirmek için bir gayret içinde olalım. Bunu da başaracağımızı düşünüyorum.”

Teknoloji Merkezimizin kuruluşunu tamamladık”

“Çok önemli projelerin içindeyiz. Bunları daha da geliştireceğiz. Teknoloji Merkezimizin kuruluşunu tamamladık. Yalova Makine Organize Sanayi Bölgesi ile ortaklaşa, aslında 4 ortağız. Büyük ortağımız, Yalova Makine Organize Sanayi Bölgesidir. Diğer ortaklarımız; Yalova Ticaret ve Sanayi Odası ve Yalova Tersaneler Birliğidir. Bu 4 ortakla kurduğumuz işletme şirketi ile inşallah Teknoloji Merkezinin yapımına, temelini atarak başlayacağız. Teknoloji Merkezini, gelecek yaz sonu itibari ile bitirmeyi planlıyoruz ve şimdiden burada Ar-ge çalışması yapacak ve sanayi ile iş birliği halinde değer üretecek arkadaşlarımız, hemen hazırlığını yapmaya başlayabilirler.

Biz üniversite mensuplarımıza orada ayrıcalıklar tanıdık. %50 kira indirimi tanıdık. %25 kontenjan ayırdık. Bu kontenjanlar dolmasa mahcup oluruz.
Bütün derdimiz, bu Teknoloji Merkezini aktif bir şekilde yürütebilmek. Onun içinde hemen birinci aydan itibaren Genel Müdürünü tayin ettik, ofislerini kurduk, müracaatları değerlendirmeye aldık ve yapacağımız teknoloji ofislerini yerleştirmeye başlayacağız.”

“Teknoloji Merkezi ikinci etabını planlıyoruz”

“Teknoloji Merkezi ikinci etabını, Yalova Makine Organize Sanayi Bölgesi’nde en az 40 ofis bulundurmak üzere yapacağız. Teknoloji Merkezi denmiş olmasına rağmen burada sadece mühendislik birlikleri alanı ile ilgili çalışmalar yapanlar, ofis kiralar ve Ar-ge çalışması yapar demek değildir. Teknolojinin girmediği alan kalmadı. Yapay zekâ, sağlıktan sosyal alana kadar her yerde kullanılan bir dijital teknolojidir. Dolayısıyla bu dijital alan, bütün alanları kuşatacak teknolojik imkanlar sunuyorsa, biz bu imkanları kullanarak her dalda hocalarımız, bu ofislerde geliştirme çalışmaları yapacaklardır.

Topluma değer üreten, ülkemizdeki teknoloji seviyesini yükseklere taşıyan, üniversitemizin gelişimini üst düzeye çıkaran çalışmaları burada yapacağız.”


“Endüstri eğitim iş birliğini çok önemsiyoruz”

“Yalova Üniversitesinin sanayi ile iş birliğini çok önemsiyoruz. Endüstri ile kol kola giden bir üniversite olmak istiyoruz. Herkes kendi alanıyla ilgili sahaya inecek, saha tecrübesi alacak, kendi bilimsel birikimini de sahaya katarak ortaklaşa değer üretmeye çalışacak. Bunun için de endüstri eğitim iş birliğini çok önemsiyoruz. Yine Yalova Makine Organize Sanayi Bölgesi ile yaptığımız sözleşmede, Mühendislik Fakültemizin üç bölümünü Yalova Makine Organize Sanayi Bölgesine taşıyoruz. Makine Mühendisliği bölümü, Endüstri Mühendisliği bölümü, yeni bir bölüm olan Mekatronik Mühendisliğini açmak suretiyle orada eğitim, İşbaşı Eğitim uygulanacak.”


“Meslek Yüksek Okullarımıza, iş güvenceli öğrenciler alalım istiyoruz”
“Meslek yüksek okullarımıza hedef koyarak, tematik okullar haline getirmek istiyoruz.
Ve o temadaki endüstri ile onları senkronize eğitim verecek hale getirerek, bu okullarımıza iş güvenceli öğrenciler alalım istiyoruz.
Bunu, Organize Sanayi Bölgesi’nde şu anda çok etkin, Avrasya OSB ve Yalova OSB var. Bu çalışmalar için, ayrı ayrı meslek yüksek okulları açacağız.
Ne kadar nitelikli elemana ihtiyaç varsa, 200 elemana ihtiyaçları varsa 200 öğrenci mezun verecek şekilde meslek yüksek okulunu dizayn edeceğiz.

Meslek yüksek okuluna aldığımız öğrenci, teorisini okulda alacak, pratiğini Sanayi Bölgesi’nde yapacak.

Okulu bittiğinde de oradaki işine devam edecek. Bu eğitimi öyle bir şekilde dizayn etmek istiyoruz ki, ilk sene 3 saat teori okulda, 5 saat uygulama iş yerinde olsun. İkinci sene amacımız bu oranı artırmak.
Zaten öğrenci o iş yerinin işçisi haline gelmiş oluyor ve tabii ki ücretli olacak. Başlangıçta asgari ücretin üçte biri gibi bir rakam olsa bile, oran yükseldikçe maaş da yükselecek. Sonuçta dördüncü yarıyılın sonuna geldiğinde, diploması çalıştığı kuruma gönderilecek.
Bu sistemi uygulamak çok kolay değil, ama çok da zor değil.

Yalova’nın bulunduğu lokasyon itibari ile biz bunu uygulayamazsak, bunu Sivas uygulayamaz, Mardin uygulayamaz, Anadolu’daki birçok il uygulayamaz. Çünkü bu bölge sanayinin merkezi. Bunun için, meslek yüksek okullarımızı tematik yüksek okullar yapalım diyoruz. Buraya gelen öğrenciler de gerçekten hayatında kullanacağı bilgiler edinsin. Şu an bizim meslek yüksekokullarındaki öğrencilerimiz bir meslek lisesindeki öğrenciden daha az mesleğe aşinalık kazanarak mezun oluyor.”


“3,5 yılda ortaya koyduğumuz performans bize umut aşılıyor”

“Üniversite gelişmeye devam edecek. Her şeyi birden yapmaya kalkarsak çaresizliklerle karşılaşırız. Ama gayret edersek, belli bir süre sonra her şeyin tıkır tıkır işleyeceği bir üniversite hayal değildir. Bunu sizlerle beraber başaracağız. 3,5 yılda ortaya koyduğumuz performans bize bu umudu aşılıyor.

Çok iyi bir noktaya geldik. Yalova Üniversitesine kayıt olup gelmeyen öğrenci oranını neredeyse sıfırladık. Biz kampüsü öğrenciler açısından daha yaşanılabilir bir hale getirmek için bir hayli uğraştık. Bütün bu imkansızlıklara rağmen ve hala uğraşmayı devam ediyoruz. İnşallah 1, 2 yıl içerisinde burası herkesin gelmek için can atacağı, gururla geleceği, ambleminin önünde fotoğraf çektireceği bir üniversite haline gelecek. Bizim hedefimiz bu ve bunu başaracağız inşallah. Personel sayımızı 500’den, 700’e taşıdık. İdari personel de eksiklerimiz var. İnşallah bu eksikleri de tamamlayacağız.” Şeklinde bilgilendirmede bulundu.

Basına kapalı olarak yapılan toplantının ardından başaralı akademisyen ve öğrencilere ödüller verildi.  

Haber/Fotoğraf: Rukiye Polat