Ankara’da geçtiğimiz günlerde yaşadığımız insan bile diyemeyeceğim aşağılık mahluklarca yapılan köpek katliamı hepimizi derinden üzdü. Hepsi birer can. Hepsinin yavruları var, hepsi de yaşamın bir parçası. Aslında ruhlardaki çöküşün bir örneği bu vaka. Masum canlıyı katletmek insan olan için anlaşılır değil… Günümüzde özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda her geçen gün adeta katledilen masum çocukların, İsrail askerlerince sinek kadar bile değer verilmeden yol ortasında katledilen 10 yaşındaki çocuklar hep gözümün önünde… Karamsar bir tablo çizdim belki ama hayatın gerçekleri bunlar. Birleşmiş Milletler örgütü insan haklarına yapılan saldırılarda maalesef güvenlik konseyinin insanlık dışı veto giyotini insanlığın üzerinde kara bir kabus gibi çöktüğü ortamda “Ankara’daki köpek katliamının ne değeri var?” diye düşünenleriniz olacaktır.  “Merhamet etmeyene Allah merhamet etmez…” Karşınızdaki insan olsun, hayvan olsun.

       Hayvanlar konusunda bireysel olarak da, toplumsal olarak da yapılabilecek pek çok şeyin olduğunu görüyorum ve düşünüyorum. Sizlerin düşünsel planda katkılarını da bekliyorum. Bazı illerde konuya gerçekten yapmış olmak için değil,  hassasiyet ve titizlikle yaklaşılarak modern çözümler üretilmiş. Aslında birlikte yaşadığımız hayvanların koşullarını ve hayatlarını ne kadar yüksek standartlara kavuşturursak aynı ili paylaşanlar olarak bizim de hayat standardımız artacaktır. Bu bakış açısı ile bakıldığı zaman zaten her şey değişecektir.  Yoksa sadece hayvanların kısırlaştırılması için yerel yönetimlerin merkezler kurması yeterli değil. Kısırlaştırılan hayvanlar yine sokağa salınıyor ve hayvanlar daha saldırganlaşarak istemediğimiz durumlar oluşabilmekte. Bazı merkezler özellikle trafik kazalarına karışan ve yaralanan hayvanlar için acil çağrı iletişim telefonları ile gelen ihbarlara 24 saat hizmet vermeleri takdir edilecek bir organizasyon. Bir seviye daha üste çıkılacak yaklaşım ve bakış açısı getirilmesi lazım. İldeki tüm özel ve tüzel kurumlar ile kamunun elindeki imkan ve potansiyelin bir merkezde toplanabileceği bir yaklaşıma ulaşmak lazım. Sadece hayvanların aşı ve acil durumda tedavilerinin dışında onların daha iyi yaşayabilecekleri, doğal yaşamlarını da en iyi şekilde sürdürebilecekleri, ortak mega bir tesis yapılabilir. Herkesin gücü ve etki sahasına göre katkıda bulunabileceği bir birliktelik… Çocuklarımız için de hayvan sevgisini doya doya yaşayabileceği, hayvanların da mutlu şekilde yaşamlarını sürdürecekleri ortam. Geniş bir arazide yapılacak bu merkezin örneklerine bazı illerimizde rastlıyoruz. Onlar incelenerek ve bilgi alınarak Yalova’da neden yapılmasın ki? İşin maliyeti nasıl karşılanır derseniz? Bu birlikteliğin her ilçedeki mevcut giderleri bir merkezde olacağından ölçekteki maliyet düşüşü, bunun yanında bu konudaki duyarlı STK’lar ile merkezi gezmeye gelenlerden alınacak çok cüzi bilet parası ile hayvanları sahiplenmek isteyenlerden alınacak yine cüzi ücreti, projelendirilerek çeşitli kuruluşlardan alınacak hibe vesaire destekler ile sanırım bu merkezin giderleri karşılanabilir.

  Siz ne dersiniz?

  Başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla….