‘HODRİ MEYDAN’ diyorum…

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle, 8 Ocak Çarşamba günü Yalova Ticaret ve Sanayi Odası’nın tertiplediği kahvaltılı kutlama günü ile başlayan; Özdilek Alışıveriş Merkezi, Yalova Valiliği, Çiftlikköy Belediyesi, Gaziantepli Osmanlı Baklavaları, Cumhuriyet Halk Parti Çiftlikköy İlçe Başkanlığı, AK Parti İl Teşkilatı, Terma City ve Altınova Belediyesi’nin ev sahipliği yaptıkları etkinliklerle onure olduk. 

Gazete merkezimiz birçok kurum ve kuruluş tarafından gönderilen çiçeklerle renklendi. Sosyal Medyadan gönderilen kutlama mesajlarıyla da çok yoğun bir haftayı geride bıraktık. Beni, çalışan personelimi, bu mesleğin gerçek emekçilerini hatırlayan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederim.

10 Ocak, benim ve benim gibilerin, çalışanların günüdür

Yalova’da gazetecilik mesleğinde geride bıraktığım süre tam 25 yıl olmuş. Ben, Ayhan Polat olarak öyle kolay kolay yetişmedim bu meslekte…

Maddi ve manevi bedeller ödedim çok…

1995 yılından bu yana 10 civarı kendi yayınımda kimi zamanlar; muhabirlik yaptım. Gün geldi kapı kapı gazete dağıttım. Yeri geldi, Bursa Merkez’de basılan gazeteleri, defalarca otobüs terminaline kadar sırtımda taşıdım. Birçok gece, gazetelerin sayfalarını gününde yayınlansın diye sabahlara kadar dantel işler gibi işleyerek tasarımlar yaptım ben…

Bir yıl parasını peşin aldığım gazete, abonesine zamanında ulaşsın diye, uykusuz çok geceler geçirdim.

Yurt Haberler Ajansı ile Anadolu Ajansı’nda görev yaptığım yıllarda da, gece ile gündüzü karıştırdığım zamanlar çok oldu benim.

Gazetecilik mesleğine başladığım 1995 yılında, Yalova-Termal Yolu’nda, kamu yararı gözeten bu mesleği icra etmek için milyon TL değerinde, 3500m2 arsayı o dönem satıp bu işe sermaye yapmış bir kişiyim ben...

Ekmek parası nasıl kazanılır, çocuk yaşta öğrendim…

Helal kazanç nasıl kazanılır, 7 yaşında Yalova’nın kumsallarında su satarak öğrendim. Daha 9’umda, Yalova’nın eski Kartal-Eminönü’ne seferler yapan iskelesinde; Kent, Marlboro sigaraları da satmışlığım vardır benim. İlkokul yıllarımda, çok defa kış soğuğunda sabahları okula gidip, öğleden sonraları başımda tepsi içinde simit sattığım da olmuştur.

7 kardeşin en büyüğü olarak aileme çocuk yaşta maddi destek sağladığım zamanlar oldu. Ortaokul döneminde yaz aylarında kumsallarda çok meşrubat satmışlığım, inşaatlarda su ve kalorifer boruları da döşediğim olmuştur. (Benim iyi boru döşediğimi sağda solda konuşanlar. İstediğiniz zaman emrinizdeyim. Siz yeter ki arayın ve isteyin, iyi döşerim ben…)

Askerliğimi tamamladığım 1993 yılından sonra daha 22’sinde iş hayatımda; Cafe işletmeciliği(1993) Emlak alım-satımı ve oto kiralama (1994), ART Reklam Ajansı(1995), Mustafa Sandal’ın Yalova Barış Manço Açık Hava Tiyatrosunda ilk konserini başarıyla organize ettikten sonra, aynı yılın son aylarında Yalova Ekspres Gazetesi İmtiyaz Sahipliği ile gazetecilik mesleğinde varım diyen de benim…

Gazetecilik mesleğimle beraber, 1996’da pop sanatçısı Çelik, 1997’de Fantezi sanatçısı İbrahim Erkal, 1999’da türkücü İsmail Türüt, 1999’da Türk pop- türkü- Arap müziği sanatçısı Arif Altunkaya, 2006’da ünlü rap Sanatçısı Kıraç’ın konserlerini organize etme başarısı göstermiş de biriyim.

1995 yılından bu yana Gazetecilik şirketim dışında, 2016’da kurduğum ikinci şirketim BERDA Organizasyon Ticaret ve Ltd. Şti. ile bu kente hizmet verirken; 7 personel, iki stayjer, 7 yayın ile bu kentte kamu yararı gözeterek, yazılı ve görüntülü haberciliği yıllardır sürdürme başarısı gösteren tek gazeteciyim…

İftira ve karalamalarınızın altında kalırsınız ancak…

2007-2009 dönemleri arasında, (bir önceki Yalova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Cantözün döneminde), kapısına kilit vurulan Yalova Gazeteciler Cemiyeti’nin ateşten gömleği olan başkanlığını, 4 dönemdir giyen de benim…

Hayatta başarısızlığa asla yer vermeyen bir kişilik olarak, Yalova Gazeteciler Cemiyetinde; bana inanan, güvenen yönetim kurullarım ve üyelerimin 10 yıl içinde (4 dönem) başkanlığımda, kentim, hemşehrilerim, üyelerim, meslektaşlarım için çok fedakarlıklar yaptığımı, bir ben, bir de Allah’ın bilmesinin yeterli olduğu düşüncesindeyim.

Gazetecilik etik ve ahlak kuralları içerisinde yayıncılık yapan, Yalova Gazeteciler Cemiyeti Üyesi olsun-olmasın, her meslektaşımın her daim yanında oldum.

Yüzüme gülüp dost olduğunu söyleyen, arkamdan; sırf (başarılarımı kıskandıkları için) kuyumu kazan, yalan söyleyen, iftiralar eden çok şerefsiz, ahlaksız (Asparagasçılar) da çok gördüm.

Bir defa daha bu köşemden sesleniyorum; Beni, Allah’tan başka hiçbir varlık yıkamaz, gazeteciliğin yüz karası tetikçiler, boşuna zaman kaybetmeyin. Ben güçlendikçe, başardıkça, siz çıldırmaya, kudurmaya, yalan ve iftiralarınızla beni karalamaya devam edin…

Bazı dönme dolaplar başta olmak üzere, samimiyetsiz ve ciddiyetsizlikleriyle başarı ve takdir yerine, kayıt dışı, sigortasız sosyal medya hesaplarıyla ‘GAZETECİYİZ’ diyebilen yeni yetmelerle, benim gazetecilikte tek başıma yaptıklarımı, sizin gibi fosillerin tamamı birleşse de bir Ayhan Polat edemediğinizi siz de artık çok iyi biliyorsunuzdur…

Hele hele A/4, fotokopiden çıktı aldığınız paçavralarınızı, gazete diye kurumlara göz göre göre kandırarak, yutturarak, bu kentte gazeteciyim diye gezmeye yüzleri kızarmayanlar…

Sigortasız çalıştırdıkları muhabirleriyle, ortalıklarda gazeteciyim diye boy göstermeyi kendine marifet sayanlar…

Ağlanacak durumunuz var sizin, beni tehdit edebiliyor olmanız ise ne kadar komik bir durumda olduğunuzun bir göstergesi olsa gerek…

Ey FOSİLLER, ben ekşi yemedim ki karnım ağrısın…

Sizin gibi bu mesleğin yüzkaralarına söyleyeceğim son söz, ‘Ben yaşadığım sürece, sizin gibi çapulcularla mücadelem hep devam edecek. Hem de eskisinden çok ve çok daha fazlasıyla…’

‘HODRİ MEYDAN’ diyorum…