Artık günlerimiz siyaset. İster istemez biz siyasetten konuşmak, siyasetten yazmak, siyasetten düşünmek, siyasetten sohbet etmek zorundayız.

 

 

Sevmesek, ilgilenmesek de siyaset hayatımızı bir parçası oldu ve olmaya devam ediyor.

Uzun yıllar boyunca siyasette hep aynı isimleri gördük diyebiliriz ve halen görebiliyorum. Çocukken gördüğüm dört ya da beş siyasi aktör vardı. Gençliğimiz ve hatta belki orta yaşlarımız boyunca hep aynı siyasetçileri gördük diyebiliriz. Sadece genel siyasette değil, yerel siyasette de hemen hemen hep aynı aktörler rol oynuyordu. Neredeyse son 20 yıldır da hep aynı siyasi aktörleri görüyoruz diyebilirim.

Yalova özelinde değerlendirmek gerekirse, son on yıllık süreçte Yalova da yeni siyasi yüzler yeni siyasi aktörler oluştu ve artık siyasette genç ve orta yaşlı diyebileceğimiz nesil daha etkin olmaya başladı.

Aslında yaşlılık ve gençlik tartışılabilen kavramlar. İnsanlar gençken kendinden 5-10 yaş büyük insanları yaşlı gibi görüyorlar. Yaş ilerledikçe, yaş aldıkça bu anlayış ve düşünce farklılaşıyor. Ülkemizde emeklilik yaşının da çok erken olması sebebiyle, emeklilik yaşını tamamlamış yani 50 yaşın üzerine 60 yaşına gelmiş bir insan artık yaşlı statüsünde gözükebilir.

Ancak birçok ülkede emeklilik yaşı zaten 60- 67 dolayısıyla aktif verimlilik, aktif iş hayatı o yaşlarda halen devam eden insanlar, verimlilik ve ekonomiye katkı sağlayan, hayatın her noktasında katkı sağlayan insanların olduğu ülkelerde ise yaşlılık sınıfı daha farklı bir yaş aralığında kabul ediliyor.

Siyasette gençlerin, yeni yüzlerin olması iyi ancak tabi gençlerin de iyi eğitimli yeterli konuları anlayabilecek olgunlukta olmaları gerekli. Aslında sanırım siyasette yaştan daha çok bir dönem sınırı getirilmeli, yani kanun mu koyarız, yönetmelik mi yazarız bilmiyorum.

Denmeli ki en fazla şu kadar dönem bu görevi yapabilir. Ya da benzer görevleri yapabilir gibi bir süre konulmalı, çünkü uzun süreli ayni mevkilerde oturmak hem artık o mevkiin tek sahibi senmişsin gibi bir algı yaratabilir. Hem de hep aynı mevkide oturmaktan kaynaklı, artık heyecanın kalmaz. İş yapmakla ilgili, ya da yeni projeler üretmekle ilgili bir arzu kalmaz. Dolayısıyla siyasette yaptığınız il mevkiiniz rutin bir durum haline alır.

Aslında sadece siyasette değil; federasyonlar, dernekler gibi kamu yararına iş yapan birçok kurumda da aynı sınırlar getirilmeli. İki dönem- üç dönem- dört dönem neyse artık. Yani sınır olmalı ki hem o mevki makamdaki kişiler hedeflerini ölçülerini belirlesinler, hem de gelecekte o makam ve mevki için plan yapanlar planlarını programlarını ona göre yapsınlar.

Şu anki yerel seçimlere baktığımızda, Yalova özelinde yeni yüzleri yeni siyasi aktörleri görüyoruz. Dolayısıyla bu bir kazanım olabilir, çünkü siyaset zor bir iş. Gençler de siyasetle etkileşimlerini bazen doğru yapamaya biliyorlar. Üstelik Türkiye gibi ülkelerde siyaset yapmak hem çok zor hem çok kolay. Birçok insanın siyaset yapmak ile ilgili çokça çekinceleri var. Gençleri siyasi ortama hazırlamak ve ülkenin – şehrin geleceğinde gelecek nesillerin de iyi bir rol almasını sağlamak istiyorsak, gençleri ülkeye-şehre sahiplendirmek istiyorsak, her türlü arenada olduğu gibi siyasi arenada da söz sahibi yapmak gerekiyor.

Bunun içinde gençlere örnek siyasetçi olmak gerekli; doğru, dürüst, ilkeli, çalışkan siyasetçiler olarak yaşayan örneklikler teşkil etmek gerekir. Hem eski hem de yeni siyasetçilerden, aktif siyaset yapanlardan gençler adına beklentim sadece bu.

Milletin genç unsurları bozuk olmaz, o ancak yetişkin adamlar bozulduğu zaman bozulur.

CHARLES DE MONTESQUİEU.