Sokakta artık bir uzvu gibi cep telefonu ile bütünleşmiş gençleri, hatta çocukları görmek mümkün. Kırmızı ışıkta bekleyen araç sürücüleri 10-20 saniyelik zaman dilimini bile değerlendirme derdine düşercesine cep telefonlarından gözlerini alamıyorlar. Sosyal Medya ile anti sosyal bir nesil ortaya çıkartıyor. Aile ortamında bile cep telefonları sohbeti öldürmüş, herkes kendi bireysel hayatını ufacık ekranlara hapsetmiş… Bu etkenlik nereye götürüyor toplumumuzu bilemiyorum. Lakin iyi bir yerlere götürmediği kesin. Okul çıkışlarına bakın, duraklarda bekleyen insanlara bakın, otobüs ve minibüsteki yolculara bakın. Hep gözler cep telefonunda değil mi? Hatta yürüyen insanlar hayatlarını trafikteki tehlikelerin kucağına atarcasına gözler başka şeyi görmez olmuş…

     Sosyolojik ve psikolojik yönüyle değerlendirildiğinde konuya ciddi el atılması lazım diye düşünüyorum. Bazı hastanelerin psikiyatri servislerinde “Teknoloji Bağımlılığı “ bölümlerinin açılması işin hayra alamet olmadığını gösteriyor. Bazı insanların gece yarılarına kadar internetin, oyunların, sosyal medyanın başından ayrılamayışı bireysel ve aile içinde adeta soyutlanmış, hayata kapanmış bir topluluk ortaya çıkartıyor… Haberlerde günlerce oyun oynayıp bilgisayar başında ölen batılı ülkelerin çocuklarına, gençlerine şahit oluyorken bizim de geç kalınmadan yapacağımız ciddi önlemler olduğuna inanıyorum.

    Teknolojinin yaşamımıza getirdiği kolaylıklar ve hizmetler elbette çok önemli. Ama bu kişiyi kontrol edilemez seviyede bağımlılık ve ölçüsüz –sınırsız kullanıma götürüyorsa üzerinde düşünülmesi gereken noktaya gelinmiştir demektir. Elde cep telefonu olmadığı zaman, internet bulunmayan alanlarda kişi eğer yoksunluk ve boşlukta hissediliyorsa durum değerlendirmesi yapılmasının gerektiği noktadasınızdır. Uzun süre zaman ayrılarak ne tür olursa olsun bilgisayar ya da cep telefonundan gözlerinizi ayıramıyorsanız, hayattın doğal işlevi pek çok şeyden ödün vererek sadece internette olma isteğinde iseniz belki de tedavi olma noktasına gelmişsinizdir. Bu bağımlılık sizin gerek fiziksel, gerek psikolojik yönüyle hayatınıza pek çok olumsuzlukları getirecektir beraberinde. Öncelikle uyku bozuklukları ve buna dayalı rahatsızlıklar, göz bozuklukları, iş ve akademik yaşamdaki verim düşüklüğü, alevi ve kişisel sorunların artması… Hep teknoloji bağımlılığının göstergesi ve olumsuz sonuçları…

     Peki ne yapalım? Teknoloji ve teknolojinin hayatımıza getirdikleri birer araçtır. Daha iyi yaşama adına, kısa zamanda daha fazla iş yapabilmenin, iletişimin ve etkileşiminin aracı olduğunda zaten problem kalmıyor. Ama amaç konumuna gelince teknoloji insanı bir ekrana hapseder. Bunun için daha sosyal çerçeve içinde çocukların ve gençlerin aktiviteler içinde yer alması lazım. Aile bağları daha da güçlendirilip birlikte kaliteli ve verimli zaman paylaşımı ile ekran başından alabiliriz. Çocuklara başımızdan savmak veya zaman geçirmeleri için cep telefonu ya da tablet verilmemelidir. Bunu fırsat bilen çocuk suni krizler çıkartıp her seferinde amacına bu yolla erişecektir. İnternet kullanımının süresi aile bireyleri tarafından belirlenerek buna uyulmalıdır. Özellikle çocukların odalarında yalnız başlarına internete erişimleri olmamalıdır. Sanal alemdeki arkadaşlarının kimler olduğuna dikkat edilmelidir. Çocuklarımızın gerçek arkadaşlıklarına önem verip oyun oynamaları için uygun ortam oluşturulmalıdır. Özellikle yetenek ve becerilerine göre sportif veya kültürel becerilerine yönelik imkanlar sunulmalıdır. Bu açıdan ilimizde oldukça iyi imkanlara sahip tesislerin olması bizim için bir fırsattır. Yüzme, futbol, voleybol, basketbol, satranç, resim, vs pek çok aktivite ve organizasyon içindeki değişik kurumlar daha etkin ve verimli çalışmaları ile gençlerimizi teknoloji bağımlılığının kucağına düşmekten alıkoymalıdırlar…

    Eğer teknoloji bağımlılığı ile mücadelede bireysel olarak başarıya ulaşamıyor ve teknoloji bağımlılığı devam ediyorsa uzmanlardan yardım almayı ihmal etmemeliyiz. En yakınımızdan başlayarak iyi gözlem yaparak tespitlerimiz çok önemli bu açıdan. Eğitim kurumlarımıza bu açıdan çok görev düşüyor. Elbette aileler olarak bizler de iyi ve sıkı diyalog ile gençlerimiz için en verimli çağlarında her türlü bağımlılık yapan kötü alışkanlıkların karşısında set olmalıyız. Kırmadan, incitmeden… Onların menfaatine tüm yaklaşımlarla toplumsal bir seferberlik içine girmenin zamanı geldi de geçiyor bile…