Geçen hafta Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk ilimizdeydi. Bir eğitimci olarak göreve geldiği günden beri söylediklerinizi ve uygulamaya geçirdiklerinizi büyük bir saygı ve heyecanla takip ediyorum.

   Bakanımız Sayın Ziya Selçuk ziyareti sırasında iki saati aşkın bir sürede yüzlerce idareci ve öğretmene bin yıllık bir hayat dersi verdi.

  Öğretmenlik mesleğinin önemini anlatırken emanet sözcüğünü açıklamak için verdiği örnek salondaki herkes tarafından ibret alınacak nitelikteydi.

  “Sevgili Peygamberimiz Mekke’yi  fethedince Kabe’nin anahtarını 1400 yıldan  beri Kabe’nin bakımını yapan  bir gayrimüslüm olan Abdülkadir  eş-Şeybi’ ye verdi. Çünkü bu aile Kabe’nin bakımını 1400 yıldan beri hakkıyla yapıyordu” dedi.

   Sonra müdürlerden bahsetti. “Bir yere müdür olabilmek için onun, bunun kapısından medet ummamalı” dedi.

   Görev yaptığı yıllarda en sorunlu okullara tayin istediğini, birkaç yıl içersisinde o okulların en iyi okullarla birlikte anılmaya başladığını söylerken o günlerin anını yeniden yaşıyordu.

    “Bir okul müdürü kadar okuldur” sözü ise idareci pozisyonunda olan herkesin uykusunu kaçırmaya yeter.

    Sevgili bakanım sadeliğinizle, liderliğinizle, nezaketinizle, zarafetinizle söylemlerinizle gönüllerimizde taht kurdunuz.

    Sizleri dinlerken cennet yurdumun binlerce yıllık gelecek aydınlık günlerini şimdiden yaşadım.

    Sizin gibi bir bakanın bir eğitim neferi, bir uç beyi olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

    Sizden duyduklarımın tamamına yakını 40 yıllık eğitim yolculuğum sırasında hep yoldaşım oldu.

   İyi ki varsınız sayın bakanım.

   Sizler gibi değerli bir eğitim güneşini bizlerle buluşturan İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ali Tosun Bey’ e teşekkür ederim.

   Hoşça kalın, mutlu kalın, sağlıcakla kalın.