d) Muavvizeteyn
İki koruyucu demektir. Bundan maksat, Kur'ân'ın Felak ve Nâs sûreleridir. Kur'ân'ın son üç suresi olan İhlas, Felak ve Nâs sûrelerine ise muavvizât (koruyucular) denir. İhlas Süresi, Allah'ı anlatmaktadır. Felak ve Nâs Sürelerinde ise; yaratıkların, karanlık gecelerin, büyücülerin, haset edenlerin, insanların göğüslerine kötü düşünceler fısıldayan cin ve insan vesvesecilerinin şerrinden insanların ilahı, meliki ve Rabbi olan Allah'a sığınılması tavsiye edilmektedir
e) Muhkem 
Sözlükte sağlam, esaslı ve dayanıklı anlamına gelen muhkem, terim olarak, manası kolaylıkla anlaşılan, haricî bir yoruma ihtiyaç göstermeyen ve tek anlamı olan ne anlama geldiği ne anlatmak istediği ilk bakışta anlaşılan, manası açık ve net olan, niteliği ve içeriği (seçikliği ve açıklı) belli olan Kuran’ın sarih lafızlarına ve ayetlerine denir.
f) Mushaf
Bir araya toplanıp bağlanmış sayfalar demektir. Bununla maksat, Kuran'ın bütün süre ve ayetlerinin yazılıp bir araya toplanmış, ciltlenmiş ve iki kapak arasına alınmış halidir. Kuran, Hz. Peygamberin sağlığında çeşitli malzemelere yazılmış, ancak mushaf haline getirilmemişti. Bununla birlikte inen bütün ayetler ve sureler yazılmıştı ve hafızların hafızalarında korunuyordu. Bu korumayı yüce Allah taahhüt etmektedir: “Şüphesiz o Zikri (Kuran’ı) biz indirdik. Onun koruyucusu da elbette biziz.” (Hıcr, 15/9) Yüce Allah, Kuran’ı her türlü tahriften, bir ayetinin bile zayi olmasından korumuştur. Kuran hem yazıyla satırlarda hem de ezber yoluyla kalplerde muhafaza edilmiştir.
g) Sebeb-i Nüzül
Sebeb-i nüzul, iniş sebebi demektir. Kuran-ı Kerim'in bazı sure ve ayetlerinin, bir kısım olaylar sebebiyle inmesine bu isim verilmiştir. Her ayet için bir nüzul sebebi yoktur. Nüzul sebeplerini bilmenin yolu sahih hadislerdir. Bir olay bir çok ayetin inmesine sebep olabilir. Nüzul sebeplerinin bilinmesi, ayetlerin anlamının ve emredilen şeyin hikmetinin anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır.
h) Secavend
Tilâvet sırasında mana açısından vakfetmenin gerekli veya isabetsiz olduğu yerleri belirtmek üzere konan işaretlere verilen isim.
I)Tertil 
Bir şeyi güzel, düzgün ve tertip ile kusursuz bir şekilde açık açık, hakkını vererek açıklamaktır. Kuran’ı tertil üzere okumak; Kuran’ı her harf, kelime, tertip ve manasının hakkını vererek, eda ve seda ile tecvit kurallarına uyarak, güzel, düzgün ve kusursuz bir şekilde ağır ağır ve tane tane okumaktır. Peygamberimiz (S.A.S.) Kuran’ı tertil ile okumanın önemini şöyle dile getirmiştir: 
j) Tilavet Secdesi
Kuran'da on dört yerde geçen secde ayetlerinin okunması veya işitilmesi halinde yapılan secdeye denir. Bu secdenin yapılması vaciptir. Tilavet secdesiyle ilgili olarak Kuran-ı kerimde geçen bir ayette şöyle buyrulmaktadır: “Onlara Kuran okunduğu zaman secde etmiyorlar!” (İnşikak 84 / 21) Tilavet secdesinin vacip oluşuna delil olarak Abdullah bin Ömer (R.A.) şöyle bir rivayette bulunmuştur: “Peygamber (S.A.S.) Kuran okurken içinde secde ayeti bulunan bir sureye geldiğinde secde ederdi. Biz de kendisiyle birlikte secde ederdik. Öyle ki, bir kısmımız alnını koyacak yer bulamazdı. Resulüllah (S.A.S.) buyurdular ki: “Ademoğlu secde ayetini okuduğunda secde ederse, şeytan ağlayarak oradan uzaklaşır ve şöyle der: Eyvah! Ademoğlu secde etmekle emr olundu, secde etti; ona cennet var. Ben de secde etmekle emr olundum ama isyan ettim; bana da ateş var!” (Müslim, İman,133; İbn Mace, İkame, 70) Kuran-ı kerimdeki secde ayetlerinden birinin okunması halinde secde etmenin gerekliliği hususunda Müslümanlar görüş birliği etmişlerdir.
REFERANS : https://kuran.diyanet.gov.tr/