Değerli okurlarım, Yalova Üniversitemizin sosyal hizmet bölümü öğrencilerinden bir grup benim de içinde bulunduğum ve farklı meslek alanlarına mensup uzman kişilerle bir röportaj gerçekleştirdiler. Bu röportajı ve elde ettikleri verilerle de detaylandırarak, katıldıkları bir kongrede bildiri olarak sunma imkânını elde ettiler. Bildiri kongre kitabında yayınlanarak akademik bir hüviyete kavuşmuş oldu. Konuyla ilgili olarak çabalarından ötürü bu kardeşlerimi tebrik ederek başarılarının devamını diledim. Bu çalışmayı birkaç bölüme ayırarak sizlerle de paylaşmamın uygun ve gerekli olduğunu düşündüm.

Madde bağımlılığı, değişen dünya toplumlarında çözülememiş kronikleşmiş sorunlardan biridir. Bilinen eski toplumlardan günümüze kadar maddenin varlığı ve kullanımı kutsal kitaplarda yer almıştır. Kimi toplumlarda olumlu bir algıya sahip kimi toplumlarda ise yasaklı “kötülüklerin başı” olarak nitelendirilmiştir. (Köknel, 1998: 8-20) Bağımlılık bir hastalık olarak tanımlanmış ve ancak kurum bakımını kabul eden bağımlılara tıbbi tedavi sunarak iyileştirme yöntemleri kullanılmıştır. Uzun bir süre tıbbi tedavi ile aşılmaya çalışılan bu sosyal sorunun, çok boyutlu bir durum olduğu ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Çalışmalar ile iyileştirme yöntemleri çeşitlenmiştir. Dünyada ve Türkiye’de de süreç bu şekilde kendini güncellemiştir. Bu değişimler, bireyin içinde bulunduğu toplumun sorunlarına karşı tıbbi yaklaşımların tek başına yeterli olmadığı görülmüştür.

Bu çalışma ile madde bağımlılığı tedavisinde alternatif üretilmek istenmiş olup, bağımlılığın tedavisinde manevi destek hizmetlerinin başarıya ulaşma noktasında önemli bir yer tuttuğunun iddiasıdır. Manevi desteğin hem bağımlı kişiye hem de ailesi için önemli bir noktada olduğu üzerine durulmuştur. Özellikle dinsel ve motivasyonel görüşmelerin madde bağımlısı bireye pozitif etki yaptığı, incelenen alanlar arasında yerini almıştır.

Ele alınan bu çalışmada uzun yıllardır madde bağımlılığı çalışmalar yapan Almanya’dan örnek bir çalışma araştırılmıştır. Bu çalışma ve madde bağımlılığı alanında çalışan mesleki personel yapılan niteleyici görüşmeler ile çalışma desteklenmiştir.

Çalışmanın Amacı ve Önemi

Yapılan bu çalışma madde bağımlılığı tedavi sürecine bir öneri niteliği taşımaktadır. Alternatif önleme ve destek süreçleri ile madde bağımlılığının tedavisine olumlu katkı sağlayacağı, alternatif yöntem olabileceği düşünülmüştür. Tedavi sürecinde ekip çalışması bireyi çok yönlü ele almayı, sistem yaklaşımı perspektifiyle uyuşmaktadır. Bireyin tüm yönleriyle sürece dâhil edildiği ve sürecin başarı yüzdesine olumlu katkı sağlayabilecek bir alternatif yöntemdir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde ekip içinde yer alabilecek mevcut meslek elemanlarına ek olarak, bireyin manevi yönünü besleyecek manevi destek hizmetlerinin de eklenmesi gerektiği önerilmektedir. Amacı yeni yaklaşımlarla bağımlılığın önlenmesi ve tedavi sürecine yardımcı olacak çok yönlü tedavi süreçlerinin kazanımını sağlamaktır.

Yöntem ve Teknik

Madde bağımlılığı alanında çalışmış, çalışan ve çalışması muhtemel 10 meslek elemanı ile yapılan yüz yüze niteleyici bir çalışma yöntemi izlenmiştir. Demografik bilgi içeren meslek, cinsiyet, mesleği icra etme süresi harici sorulan diğer tüm sorular nitel bilgiler edinmek için sorulmuş olup toplamda 15 soru sorulmuştur. Mülakat yüz yüze sağlanmıştır. Görüşmelerin her biri ortalama 30 dakika sürmüştür. Görüşmeler bir haftalık süreçte yapılmış olup, her görüşme gerçekleştirildiği gün sonunda yazılı bir şekilde kayıt altına alınmıştır. Sorulan nitel soruların her biri bulgular bağlamın birer başlık olarak ele alınmıştır.

Madde Bağımlılığı

Madde bağımlılığı Uzbay (2009: 64) tarafından; psikolojik, nörolojik, genetik ve sosyo-ekonomik boyutlarla ele alınan karmaşık bir olgu; remisyon ve nüks dönemlerinin yaşandığı kronik bir beyin hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Kültegin Ögel (2010: 6-8); madde kullanımının tutku halini almasıyla birlikte bağımlılıktan söz edilebileceği üzerinde durmaktadır. Bu görüş çerçevesinde madde kullanımında nedensellik ilişkisi ortadan kalkarak kişinin yaşam amacı haline gelmektedir. Madde bağımlılığı kişinin iradesini devre dışı bırakarak içinden çıkılması güç bir döngüye sürükleyen nörolojik bir hastalıktır. “Madde kullanımı bireyin kendini köleleştirdiği bir durumdur. Çünkü bağımlılık bireyle nesnesi arasında kurulan ve bir süre sonra bireyin özerkliğini ve özgüllüğünü ortadan kaldıran bir sürece gönderme yapmaktadır.” (Doğan, 2001:78). Bu bağlamda madde bağımlılığı kişilik ve sosyal durum bozukluklarının hem sonucu hem de başlangıcıdır. Madde bağımlılığını genel perspektif ile değerlendirmek, doğru anlamak, bireye özgüllüğünü göz ardı etmeden tedaviye başvurmak gerekir.

Avrupa Uyuşturucu Raporu’na (2018) göre Avrupa Birliği’nde 92 milyondan fazla insanın hayatlarının bir kısmında uyuşturucu madde denediği saptanmıştır.

15-64 yaş aralığındaki kişilerin dörtte birinden fazlasının yaşamlarının bir noktasında uyuşturucu madde denediği düşünülmektedir. Uyuşturucu madde deneme oranıyla birlikte önceki yıllara nazaran bağımlı kullanım oranları da artış göstermektedir. Türkiye Uyuşturucu Raporu’na bakacak olursak (TUBİM, 2018) coğrafi konumu ve dinamik nüfusu sebebiyle uyuşturucu kaçakçılığı ve pazarında Türkiye geçiş noktasında olan ve odak devletlerden biridir. Avrupa Birliği’nde ele geçirilen eroin miktarı 2014-2016 periyodu arasında yıllık ortalama 4 bin 300 kg olarak tespit edilirken, Türkiye’de 2015 yılında ele geçirilen eroin miktarı 8 bin 300 kg, 2016 yılında ise 5 bin 600 kilogramdır. Oransal bir gerileme söz konusu olmasına rağmen Türkiye, diğer tüm Avrupa ülkelerinden daha fazla miktarda eroin ele geçirmektedir. Bu durum Türkiye’nin uyuşturucu madde kaçakçılığı konusunda ne kadar büyük risk taşıdığını gözler önüne sermektedir. Uyuşturucu madde türevlerinin ülke sınırları içerisine girmesiyle maddelerin ulaşılabilirliği de kolaylaşmaktadır. Kullanım miktarının artmasının bir nedeni de eskiye oranla maddeye ulaşımın daha kolay ve ucuz olmasıdır. Madde kullanımının artmasıyla birlikte, bağımlılık gittikçe büyüyen bir toplumsal sorun haline gelmektedir.

Kaynak: Uluslararası Marmara Fen ve Sosyal Bilimler Kongresi 2018 Bildiriler Kitabı

(Yalova üniversitesi sosyal hizmet bölümü öğrencileri tarafından kongreye sunulan bildiri)