Savaşanları, savaştırılanları, silah üretenleri satanları, alanları, bir adet koca bir dünyaya sığmayanları, bile isteye acımasızca saldıranları, kötü düşünenleri, ihanet edenleri, ‘kazanacağız diye’ başka ülke içlerine ajan yerleştirip ortalığı karıştıranları, Çiftlikköy’ün yüz ölçümü kadar alana sahip olup tüm Hristiyan aleminin ardında duran acımasız, ahlaksız, namussuz, adaletsiz, Allahtan korkmaz bir devlete İsrail’e 5000 füze atıp, kendi ülkesini insanını perişan edeni, camileri, hastaneleri, insanları, anneleri, babaları hedef alan, çocukları katleden saldırılarda bulunan duygusuz bencil adileri.

Şikecileri, bile bile insanları kandıranları, yalancıları, çıkarcıları, menfaatçileri, kul hakkına girenleri, şuursuzca bağlanıp, çevresindeki insanlara haksızlıklar yapanları, gelecekleriyle oynayanları, çocuklarını, torunlarının geleceğini düşünmeyip, kısacık ahir hayatta ki maddelere bağlanıp, iradesini kaybedenleri. Kitabını okumayıp, başkasının fikirleri ile dinlemeye çalışanları, tarikatların peşinden koşup, Şıhlara, Şeyhlere teslim olanları.

 Şiddetle kınıyorum.

Günümüz de savaş sadece silahlar ile kan dökülerek yapılmaz oldu. Psikolojik savaşlar, ekonomik savaşlar da oldukça popüler.

Rusya’ya ticaret yapan ülkelere ambargoların uygulamansı gibi!

Üretimleri kendi ülkelerinin tüketimlerine yetmiyorsa, olası bir ambargo da sınır kapılarınıza kilit vurduklarında. Ne yer ne içersiniz. Açlıktan ölecek duruma gelirsiniz. İlaç bulamazzınız iyileşemezsiniz. Doğalgazınız, kömürünüz yoksa ısınamazsınız.

Bu sebeplerden dolayı güçlü bir ülke olduğumuza inanıyorsak yanılmayalım. Kendi ülkemizin ürettikleri, tüketimine yetmediği sürece bizleri çok zor süreçler bekler.

Tarım alanlarımızı en iyi imkanlarla kullanarak üretmeliyiz. Çalışkan olmalıyız. Günümüzde tarım alanları imara açılarak üretim askıya alınıyor. Yeni yapılar için bu alanlar satılıyor, betonlaştırılıyor.

Tüketim toplumu yapıldık. Teknolojik olarak da hızlı bir döngü içerisine sokulduk. Elektronik araçların kullanım hızımız da inanılmaz. Sene de bir telefon değiştirir olduk. Eskisi gibi TV alışkanlıkları da kendini özel internet kanallarına bıraktı. En son ne zaman bir dizi izledim hatırlamıyorum televizyonda...

Çağımızın TV kanalı yerini YouTube videolarına bıraktı. Artık; haberden, belgesele, sinema filmlerden, çizgi filmlere kadar her türlü içeriği ve konuyu bu sayfalardan bulup izliyoruz. Televizyon tarihe karışacak gibi duruyor.

Gelecek, bizi yeni sürprizler ile bekliyor. Bizim de geleceğe iz bırakacak işler yapabilmemiz için ilime, bilime çok vakit harcayıp girişimci hamleler peşinde olmalıyız.

Çocuklarımızın, torunlarımızın önünü açmak için mücadele vermeliyiz. Umarım başarabiliriz.