Değerli dostlar,

Hiç beklemedik bir anda dünya gözlerini yeniden İsrail’e çevirdi. Hamasın havan toplarına füze yağmuruyla cevap veren İsrail, vahşiliğini yine tekerrür ettirdi.

Bazı insanlar, ‘HAMAS neden saldırdı, İsrail haklı. Bunlar zaten Arap, bize arkadan vuran millet. Bunlar kendi topraklarını Yahudi’ye satmış, şimdi başına bela almış. Dolayısıyla İsrail haklı, Filistin ise buna layıktır’, diyecek kadar düşüncesiz, aklı donmuş, gözleri körelmiş, vicdanları vahşete dönmüş kişilerle karşılaşıyoruz toplumumuzda.

1948 yılından beri İsrail parça parça, adım adım, sinsice, silahla, bombayla, öldürerek, hapse atarak, yıldırarak işgalini genişletiyor. Önce yıkıyor, boşaltıyor, sonra yerleşip, Yahudilere barınak yapıyor bedavadan. Bu şekilde ülkenin nerdeyse tamamı işgal edilmiş. Hala HAMAS durmalı, bombalamamalı, teslim olmalı diyenler var.

Velev ki, HAMAS sussa, İsrail Filistin’i yerlilerinden tamamen arındırsa duracak mı?

Asla, onun hedefinde Suriye, Türkiye ve daha farklı ülkeler de var. Fırat-Dicle arası Arzı Mevut olarak kendilerine vaad edilmiş yerler diye düşündükleri için, en azından bu topraklar yakın hedeflerinde.

Araplar arkadan vurmuş safsatası ayrı bir cahillik. Araplar dediği, kendini İngilizlere satmış bazı kişilerin piyonluğu, kullanılmışlığı, makam hırsının yenilgisiyle ortaya çıkan, mamul mallar bunlar. Bunlar, halkı nasıl temsil edebilir. Halk asla aynı kanaatte değildir.

‘Topraklarını İsrail’e sattı’ beyanları da asla doğru değildir. Münferit olaylar olmuş olabilir. İsrail her şeyin fiyatını elinde bulunduruyor, istediği fiyatı koyuyor. Fahiş fiyatlarla, insanların alım gücünü kırıyor. Geçim sıkıntısı yaşıyor, geçinmek içi yerlerini satanlar olmuştur. Biz, Yalova’da geçim sıkıntısı yokken, yabancılar 3 kat fiyatına yerlerimizi satmadık mı?

İsrailli mi, Arap mı, Rus mu, Yunan mı baktık mı?

Veya babalarının yaptığı yanlışı çocukları da ömrünü huzursuzlukla geçirme mecburiyeti var mı?

Şu anda biz önümüze konmuş bu ihtilaflarla uğraşırken, İsrail yeni bir cephe açarak, asker, sivil, kadın, çocuk demeden, hatta hastaneleri bile bombalayarak tam bir soy kırım vahşeti yaşatıyor.

Tüm binaları yıkarak, hayalet şehre dönüştürdüğü Gazze’yi daha sonra işgal ederek yeniden inşa ederek, Yahudileri yerleştirmeye devam edecek. Sonra duracak mı?

Elbette hayır…

Daha sonra Kuzey Irak ve Suriye’de kurduğu Kürt örgütlerin yerlerini de alarak İsrail’e katacak, sonra sıra Türkiye’ye gelecek. Dicle ve Fırat arası onların şaşmaz hedefi. Bu bakımdan biz ülke olarak Filistin’i düşünmesek bile, kendi ülkemiz için şu anda Filistin bir tampon bölge özelliği taşıyor, Filistin’e her halükarda sahip çıkmak zorundayız.

Kuran-ı Kerim’de laneti toplum olarak Yahudilerden bahsedilir. Tarih boyunca fitne, fesat, tezgah kurma, toplumları birbirine kırdırma gibi tuzakların altından genellikle bu millet çıkar. Kendilerine yapılan iyiliklere, nankörlükle cevap veren bu milletin elbette iyileri de olabilir. Ama genel yapıları bozgunculuk, sözünde durmama gibi her türlü insanlık dışı yapıya sahiplerdir. Osmanlı, bunları katliamdan kurtarmış, ama Osmanlı’nın yıkılmasında da baş rollerde kendileri vardı.

Bugün Filistin olayında tüm batı ülkeleri de bunlara destek vererek kendi caniliklerini de ortaya koymuşlardır. “Küfür tek millettir” ayetinin bugün net bir uygulamasını görmekteyiz. İnsanlık, vicdan, demokrasi gibi sözleri ağızından düşürmeyen riyakar batı ve ABD bu gün net bir şekilde vahşiliklerini göstermişlerdir.

Bizler, Türk milleti olarak tarihte; savaşı da, döğüşü de kurallarına göre yapan mert insanlarız. Bu namertlerin hakkından her zaman mertler gelmiştir.

Allah bu millete ve Müslümanlara güç, kuvvet versin. Düzgün ahlaktan ayırmasın. Dünyaya her dönemde örnek olduğumuz gibi, bugün de örneklikten ayırmasın.

Bu Yahudi vahşeti ve zulmünü de kalıcı olarak bertaraf eylesin Mevlamız…

Amin...