Hemen herkesin çok büyük beklentileri var; herkes bir şey bekliyor ve hiç kimse elindekiyle yetinmiyor. Hepimiz için söylüyorum.
Sosyal medyada sürekli paylaşımlar görüyorum. Özellikle çalışanlar adına yapılan paylaşımlar inanılmaz. Çalışanlar her şeyi istiyorlar, her şeyi hak ettiklerini düşünüyorlar. Her şeyin fazlasını ve daha fazlasını hak ettiklerini düşünüyorlar. Ancak kendileri bir şey verme taraftarı değil, sürekli birileri onlara bir şey versin istiyorlar. Hiçbir çalışanın ilgili paylaşımında “Biz çalışanlar bunları istiyoruz ama karşılığında da şunları vererek katkı sağlayacağız, şunu yapacağız, bunu yapacağız, iş performansımızı yükseltelim, daha kaliteli iş üretelim, daha iyi hizmet sunalım, daha verimli çalışalım” gibi bir planları veya programları yok. Böyle bir istekleri de yok.
Sosyal medyada gördüğüm kadarıyla çalışanlar sadece orada çalışıyor olmaları önemli. Yani iş kaydı başlamışsa, işe gelmeleri bile gereksiz; sadece hangi firmada çalışıyorlar. Giriş kaydı yapıldıktan sonra bütün hakları ve daha fazlasını istiyorlar.
Bu, hani Amerika'da ya da Kanada'da plazalarda çalışıp da böyle paylaşımlar yapanlar var ya, hani "Bugün işe gitmedim, bugün şunu yedik, bilardo oynadık, bowling oynadık, gezmeye çıktık, günde yarım saat çalıştım ama 500 $ kazandım" gibi paylaşımlar.
Bu saçma sapan paylaşımlardan dolayı insanların büyük çoğunluğu sanıyor ki yurtdışında herkes böyle keyfi keyfine çalışıyor. Hatta hiç çalışmıyor, üstüne dolu dolu paralar kazanıyor.
Bırakın bu sosyal medyadaki saçma sapan şeylere inanmayı, bu saçma sapan kurgulanmış şeylere kapılıp siz de onları istemeyin. Yurtdışına bir çıkın da, bir görün bakalım insanlar 8 saat nasıl hiç durmadan nasıl çalışıyorlar. 1 saat gecikmede, hemen o bir saatleri kesiliyor.
Yani ne yapacaksınız?
Hepiniz Elon Musk mı olmak istiyorsunuz?
Harika fikirleriniz var, mükemmel bilgisayar biliyorsunuz, süper programlar yapıyorsunuz, roketlerin hesabını mı yapıyorsunuz?
Türkiye’deki çalışanlar uzay mekiği tasarlıyor da bizim mi haberimiz yok?
Geçen bir paylaşım yapmışlar, bunlar avantaj değil diye:
Bunlar artık avantaj değil; Maaş, Eğitim, Mesai, Ücretsiz otopark, Takım etkinlikleri, Ücretsiz üniforma, Rahat Cuma günleri, Esnek çalışma, Uzaktan çalışma, Ücretsiz çay ve kahve, Emeklilik katkısı, İş ekipmanları, Yasal yıllık izin.
Bugün, bunlar sadece alışılmış uygulamalardır. Modern çalışanlar başka şeyler arıyor. Bunlar; Stresi azaltan avantajlar, Gelişimi önceliklendiren avantajlar, Sağlıklı yaşamı teşvik eden avantajlar, Deneyimleri eşyaların önüne koyan avantajlar, Esneklik ve özerklik sağlayan avantajlar, Bağlantı ve aidiyet duygusunu teşvik eden avantajlar.
Bunları yazan arkadaşlar…
Süper edebiyat parçalamışlar; çok tumturaklı, modern cümleler, anlaşılmaz, muğlak ifadeler. Peki tüm bunları istiyorsunuz da karşılığında siz ne vereceksiniz işverene?
Ben onu merak ediyorum. Çünkü bir şey istiyorsanız karşılığında bir şey vermelisiniz. Böyle güzel, tumturaklı, muğlak, anlaşılmaz cümleler kurarak istemek kolay. Ama sizin katkınız ne olacak?
Ne kazandıracaksınız?
Yani tüm bu istekleriniz yapıldığında işveren on kat daha mı fazla para kazanacak?
Ya da tüm bu istekleriniz olduğunda çalıştığınız firmada üretim on kat mı artacak?
Hatasız, mükemmel, sürekli üretimler mi oluşacak?
Dünyayı yerinden oynatacak inovasyonlar, Ar-Ge çalışmaları mı yapılacak?
İstemek kolay, herkes istiyor ama hayat öyle değil; karşılıksız hiçbir şey yok.
Yetenek yalnızlıkta oluşur, karakter ise dünyanın koşuşturmacasında.
Johann Wolfgang von Goethe
