Benim güzel ülkemde futbol antrenörlüğü oldukça zor bir meslek iken bazıları için ise oldukça kolay. Maalesef benim güzel ülkemde sıradan kahveden gelip bile yapılabilecek kadar kolaylaştı.

Kendimin de 30 yıldır futbol antrenörü olarak çalıştım. Bu süreçte bana “Sana ne, ilgililerin sesi çıkmıyor, kötü olma, işine bak lütfen hocam” diyen arkadaşlarım oldu.  Aslında doğru, Don Kişotluk yapmamak lazımdı. 

Ancak geçen hafta Manisa Fk-Eyüp maçından sonra Eyüpspor Teknik sorumlusu İbrahim Üzülmez hocamın isyanı da beni bu konu üzerine birkaç kelime yazmayı gerektirdi.

En başta işi resmi olarak en alttan en üste görev yapan antrenör arkadaşımızın kaybetmesini bekleyen ve etik kurallara uymayıp, arkadan film çeviren, yöneticilere telefon açan, açtıran antrenör arkadaşlarımızın da bilmesi gereken en önemli şeyin ayak kaydıranın da ayağı kayar ve kul razı olsa da Allah’ın razı olmayacağı. Bu konuda İbrahim Üzülmez hocam, aslında ülkemizin bir gerçeğini haykırıyor hocamız biraz daha bekleyecek diyordu.”

Bunun dışında diploma ve kurs olayları…

TFF özellikle antrenörlük diploması dağıtımı konusunda artık cömertliği bırakmalı. Önce iller genelinde bir yerel olarak ihtiyaç analizi yapmalı. Gerek olmayan illerde özellikle C antrenör kursu açmayı sınırlamalı.

Ülkemizde antrenör sayısı neredeyse kulüplerimizin dört, beş katına ulaşmış durumdayken kurslar biraz ihtiyaca göre açılmalıdır

Burada insani ve ahbap çavuş ilişkileri ile işini götüren götürecek….

TFF öncelikli olarak bu konuya çözüm bulmalı. Yoksa ülkemde şu kadar futbol antrenörüm var demekle hiçbir şey olmuyor, olmaz da.

Ya da diploma vermeye ve kurs açmaya devam edilecekse diplomaların çalışma alanlarını tekrar düzenlemeli, sürekli çalışmak isteyen antrenör arkadaşlara da bir yol açılmalı….

Diploma kiralamak….

Maalesef üzülerek ve sıkılarak bunu da tekrar yazmak istiyorum. Olması gerekenler maalesef olmuyor. Öncelikli olarak piyasada çalışmak isteyen arkadaşların çalışması ve ekmek yemesi gerekir tabiki.

Bu günlerde moda, hayalet antrenör. Çeşitli bölgelerde şahit olduğum ve bildiğim sayı azımsanmayacak kadar fazla…

Birileri sahaya çıkıyor, antrenörüm diyor ve rol kesiyor. Diğeri de sözleşmeyi yapıyor, parasını alıyor. Sahada ise bir kez dahi yok. Bu konuda yaptırımlar ve Türkiye genelinde de uygulamalar var. Tabiki yapmak istersen. Ancak, işler dönsün diye birileri kör, sağır ve dilsiz olmuş. 

Kulüpler memnun, antrenör memnun, antrenör pozunda olamadan olanlar memnun….

SONUÇ   

Antrenörlükte mücadele şart ve sonuna kadar da mücadele etmek gerek. Ayak kaydırma, sadece sayısal artış, diploma kiralama, ya da hatır yapma, haksız rekabet…. gibi konular için ilgili birimler çok acil yaptırımlar getirmeli.

İşte tüm bu ve benzeri olayların yaşandığı ülkemizde futbol antrenörlüğünün durumu….

Aslında futbolun sadece futbol olmadığını en derin olarak biz antrenörler yaşıyoruz. Ülkemizde antrenörler pek çok sorunla mücadele de ediyoruz.