Eğer, aynanın önüne geçersen, eğer öfkeliysen ayna öfkeli yüzünü yansıtır; Eğer, gülüyorsan ayna senin gülen yüzünü yansıtır. Eğer yaşlıysan ayna senin yaşlı yüzünü yansıtır. Eğer, gençsen ayna senin gençliğini yansıtır.

Aynaya, “Dün beni gülerken yansıttın, bugün ise beni bu kadar öfkeli ve üzgün yansıtıyorsun? Ne demek istiyorsun? Sen tutarsızsın. Sende hiç karakter yok! Seni evden dışarı atacağım” diyemezsin.

Aynanın bir karakteri yoktur. Ve gerçek insan bir ayna gibidir. Çevremizdeki insanların aynalığı tıpkı bu şekildedir. Siz hangi ruh halini taşıyorsanız, sizin içinizdeki düşünce ve yapıdaki insanlarla karşılaşıyor ve birlikte oluyorsunuz.

Eskilerin tabiriyle “ARKADAŞINI SÖYLE SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM” sözü aynalığı anlatır. Kabul etseniz de etmeseniz de birlikte gezdiğiniz, yakınlık kurduğunuz, her insanın siz de olan benzer özelliklerinden dolayı birliktesinizdir. ‘Ben onu sevmiyorum ama zorunluluktan bir aradayız’ diye bir şey yok. Aynalıkları bittiğinde siz isteseniz de artık bir arada aynı ortamlarda olamazsınız. Görüşmeleriniz kesilir, uzaklaşırsınız. Bu durum eşiniz, aileniz, birlikte olduğunuz bir araya gelebildiğiniz herkes için geçerlidir.

Evlilikler, ilişkiler de böyledir. Sizden uzaklaşan kişileri suçlamayın. ‘Sevdiğin kadar sevilirsin’ sözü tam da bunu anlatır. Sevginiz ile sevdiğiniz arasında koşullar menfaatler var mı? kalbinize bir sorun…

Bu mesaj; Sevdiğini iddia edip, sevilmeyi bekleyenlere gelsin.