Yalova'da “Kütüphane Buluşmaları” Sezon Finalini Rafet Elçi ile Yapıyor
Yalova'da “Kütüphane Buluşmaları” Sezon Finalini Rafet Elçi ile Yapıyor
İçeriği Görüntüle

Yalova Kent Müzesinde, 27 Mayıs 2025 günü yapılan İmza Gününe; Siyasetçiler, bürokratlar, belediye başkanları, STK ve derneklerin başkan ve yöneticileri ile iş insanları katıldı.

Screenshot 20250528 061445 Gallery

Koçal, 8. Kitabının İmza Gününe katılım gösteren davetlilere hitaben yaptığı konuşmada; ‘’Kıymetli arkadaşlarım, kıymetli dostlarım. Öncelikle, hepinize teşekkür ediyorum. Geldiniz, yalnız bırakmadınız. Şeref verdiniz. Yaklaşık 7-8 yıldır, bir emekli olarak yazma dışında bir faaliyeti olmayan biri olarak, bir imza günü daha yapıyoruz hep beraber. Oldukça farklı bir yerde yapıyoruz bugün imza gününü. Allah rahmet eylesin, Mustafa kardeşimizin mekanın da yapardık bu tür etkinliklerimizi.

Screenshot 20250528 061505 Gallery

Koçal; ‘’Hayat ve tarih nasıl akıyor’’

8. Kitabımın imza gününü, Yalova Kent Müzesinde yapma fikri doğdu. Birkaç kelime ile son yazdığım, ‘Kapitalizmin Kıyısında Bir Şehir Hikayesi’ kitabım hakkında bilgiler vermek işitiyorum. Bu kitabın önce bir ön kabulü var. ‘Hayat ve tarih nasıl akıyor.’ Bunu ön kabul olarak ortaya koyduk. Hayat, insan için, toplum için, şehir için karşılaşmalardan ibaret. Bu karşılaşmalarda ki güç dengelerine göre etkileşim, insanların ve tarihin belirginliğini ortaya çıkarıyor. İlk reyaklörüm bu. Onun başlangıcında, biraz temellendirmeye çalıştım. Hangi bilimsel dayanaklara göre kabulünün mansuplu olduğunu izah etmeye çalıştım.

Screenshot 20250528 061519 Gallery

Neden bunu yaptım?

Sebebi de şu; Bizler insan olarak, şehrimiz Yalova’da karşılaşmaların etkileşiminden mesafe almaya başlıyor. Şimdi bu karşılaşmanın etkileşimler içeresinde, 100’lerce, 1000’lerce güç unsuru var. Ama bunlardan en etkin olan güç, en çok şekil veren unsur olarak ortay çıkıyor.

Screenshot 20250528 061552 Gallery

Koçal; ‘’Kapitalizm, tek başına belirleyici değil, çok şekil verici en büyük unsurdur’’

Benim ikinci kabulüm şu ki, toplumumuz yaklaşık 200 asırdan beri, özellikle Yalova için 150 yıl dan beri, en etkin gücün kapitalizm olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. Tek başına belirleyici bir unsur değil, çok şekil verici en büyük unsur kapitalizmdir.

O zaman kitabın 2. Bölümünde, bu kapitalizm de demek?

Bunun ticaretten farkı, etkin olan unsurlarını ortaya koymaya, temellendirmeye çalıştım.

Screenshot 20250528 061615 Gallery

Bu aşıla bilinir mi?

Biraz bu sorulara cevap bulmaya çalıştım.

Koçal; ‘’Ben de Yalova’nın o boyutta olduğunu bilmiyordum’’

Sonra; 3. Kısımda ise, Yalova’nın bu etkileşimden nasıl şekillendiğini anlatmaya çalıştım. Mesela ben bunu çıkıp okumaya başlamadan evvel. Ben de o boyutta olduğunu bilmiyordum.

Osmanlı’nın kapitalizmden etkileşimi ve en özellikli yasası 1856’da çıkan Özel Mülkiyet Yasasıydı. O, Özel Mülkiyet Yasasından sonra Yalova’nın % 70’ine yakın sahip olan iki toprak ağası vardı. Bir tanesi Ermeni bir kadın, bir tanesi de İtalyan. Yaklaşık bir 40-50 yıl bu ikisinin ağırlığı Yalova da egemen olmuş. Hatta, o İtalyan’ın soy ismi İtalyanca Baltakçi, yani bizim bildiğimiz adıyla Baltacı Çiftliği olarak geçen mekan. Osmanlı’nın son döneminde bunlar sonlanmış.

Koçal; ‘’Kapitalizmin, Cumhuriyet döneminde Yalova’ya etkileşimini 4 döneme ayırdım’’

Screenshot 20250528 061627 Gallery

Bu 4 dönemin en belirgin unsurlarını şöyle tarif ettim.

1. Kısım; Mustafa Kemal Atatürk’le beraber, hem Türkiye’de ki bağımsızlığın, Yalova’da da sembol olarak öne çıktığı bir dönem olarak tanımladım.

2. Dönem; 1953’de Karamürsel de kurulan ABD Üssü’nün, Yalova’nın kültür hayatında şekillendirici bir rol aldığını ifade ettim. Neler olduğunu anlatmaya çalıştım.

3. Dönem ise; 1971 yılında kurulan Akkök Grubuna ait fabrikaların da kapitalizmin, sanayiyle, üretimle, kar ile şehir ile nasıl bütünleştiğini anlatmaya çalıştım.

Ama bu 3 dönem, (Cumhuriyette ki bağımsızlık dönemi) ABD üstlerinin etkileşim dönemi ve Aksa Fabrikasının Yalova ile ilgili etkileşiminin, Yalova üzerinde çok fazla olumsuz yansımadığını, hep iyi taraflarından bize dokunduğunu, Akkök Gurubunun Yalova’da ki fabrikalarda çalışmanın, çok imkansız olduğu gerçeği ile yüzleştim. Çünkü, Akkök Gurubu yüksek düzeyde gelir veriyorlardı çalışanlarına. Bunun tabi ki sebepleri vardı. Detaylarına girmeyeyim. Ama özellikle bu 3 dönem, Yalova’yı olumsuz yön de etkilemedi.

Screenshot 20250528 061426 Gallery

Koçal; ‘’Göç, ciddi bir tehlike içeriyor’’

Ama 4. Dönem dediğim. Son 20-25 yıl, biraz da Yalova’nın il olmasıyla paralel gibi gözüken ama aslında il olmasıyla alakası olmayan bir dönem. Bu dönem, bana göre Yalova’ya kapitalizmin saldırısı olarak tanımladığım bir dönem. Bunun en basit örneği şu. Şu an Türkiye’de en hızlı nüfus artışına sahip kent Yalova. Uzun zamandır bu böyle. Bu saldırı, bu kent için bir tehlike. Ciddi bir tehlike içeriyor. Bunu anlattım kitabımda...

Ne yapıla bilinir?

Ne yapmak lazım?

Bunun Modellenmesi nasıl olabilir diye?

Koçal; ‘’8. kitabım ile Yalova için son çığlığımı dile getirdim’’

Geçen gün sosyal medya hesabımdan bir şey paylaştım. Başına da bunu ekledim; Bu son çığlık, ama uzun yıllarını Yalova’ya gelmiş olan bir insan olarak da, benim de bir vedam.

Neyin vedası?

Yaş geldi 70’e dayandı. Artık, Yalova ile ilgili, yerel ile ilgili hiç bir şey söylemeye tahammülüm kalmadı. Bir daha bir şey söylemeyeceğim Yalova için. Çünkü, bu son çığlığı kitabıma döktüm. İsteyen bundan gereğini alsın, isteyen hiç kaale almasın. Hiç önemli değil. Artık bundan sonrası polimik olur. Hayat devam ediyor. Dünya çöplüğüne gitmemesi için, bir son çığlığın ifadesi olduğunu düşünüyorum.’’ Şeklinde yaşanan Yalova gerçeğine değindi.

Haber : Ayhan Polat